Güncelleme Tarihi:
YÜREKLİ’nin düzenlediği ve 1400 kişiyi ağırlayan Marka 2011’in ikinci günüde konuşan marka danışmanı, melek yatırımcı ve Virgin Group Online eski başkanı Alex Hunter firmalara internette cemaatlerini bilip tanımaları tavsiyesinde bulundu. Hem internet şirketlerinin arttığına hem de şirketlerin online faaliyetlerini artırdığına değinen Hunter, “Kullanıcılarınızı bilin, tanıyın. Onlar sizin tanrılarınız. Tanrılarınızın emrinden çıkmayın. Eğer bir şey yaratacaksanız bu her bir unsuruyla, en ufacık ayrıntısıyla bile insanlara ‘wow’ dedirtmeli. Apple bunun en iyi örneğidir. Birçok şirket fikri eline alır, evirir çevirir; sonra da üfler. Uçarsa başarıyı yakalar. Uçmazsa vazgeçer. Apple uçmayan fikirleri tamir edebildiği için Apple!” diye konuştu.
İnternet hata yaptırır
Alex Hunter dünya tarihinde insanlara en çok hata yaptıran şeyleri ‘tekila, silah ve bilgisayar’ olarak sıraladı. “Önce hata sonra başarı” klişesini eleştiren Hunter “Bunu ego manyakları uyduruyor. Bu olsa olsa bir savunma mekanizmasıdır. Başarıya giden yol hatalardan geçmek zorunda değil. Hata yapmaktan korkmayın ama bunu bir şart gibi de görmeyin. Hata sadece bir araçtır” dedi.
Vasatlık hoşgörülemez
Facebook’ta bir ürünle ilgili ‘Beğen’ butonu konulursa, o ürünün satışında yüzde 400’lere varan artışlar görülebildiğini ifade eden Hunter, şunları dile getirdi: “Tüketiciyle duygusal bağ kurun. Çünkü satan şey hissettiğiniz şeydir. Bu devirde vasat kalmak kimse için bir felsefe olamaz. 21’nci yüzyılda servisin vasatlığını hoşgörüuyle karşılayabildiğimiz tek sektör havayolu. Havayolu işinde değilseniz vasat kalma lüksünüz yok.”
Rock star yaratmak
Şirketlerin sözcülerini seçerken CEO ve genel müdür yardımcılarının dışına çıkması gerektiğini vurgulayan Hunter, şunları anlattı: “Bu konuyu bir rock yıldızı yaratmak gibi düşünmek lazım. Perde arkasındaki çalışanlarınıza markanızın hikayesini anlattırın. Çünkü markanız sadece logonuz ya da markanızın adı değildir. Onun arkasında gerçek insanlar olduğunu gösterin. Çok başarılı sonuçlara ulaşacaksınız. İnternette herşey çok kolay. İnternette bir pislik ya da negatif olmak çok kolay. Fakat siz pozitif kalmaya bakın.”
Viral pazarlama işe yaramaz
Popüler pazarlama yöntemlerinden viral pazarlamanın işe yaramaz olduğunu belirten Hunter, “Viral pazarlamayı bırakın. Viral ürünler çıkartın. Slogalarınız değil ürününüz konuşulsun. Aksi taktirde tek bir ürün için 400 milyon dolar bile batırabilirisiniz” dedi
Borcun ne kadar büyükse banka seni o kadar sever
12’nci kez gerçekleştirilen Marka Konferansı’nın 12’nci kez moderatörü olan İngiliz BJ Cunningham ünlü tasarımcı Kelly Hoppen’in hastalanıp Londra’dan gelememesi üzerine sürpriz bir sunum yaptı. Cunningham şöyle konuştu: “Genç bir girişimciydim. İngiltere’ye lüks otomobiller, Ferrari getiriyordum. 2 konteyner Ferrarim, Panama Kanalı’ndaydı ve siyasi nedenlerle kanal kapatılmıştı. 876 bin sterlin borcum oluştu. Şunu öğrendim eğer bankaya 5 bin sterlin borcun varsa kötü müşterisin. Ama eğer 800 sterlin borcun varsa iyi ve değerli bir müşterisin. Bankayla görüştük. 200 bin sterlin kredi alıp, mevcut borcu vadelendirdik.”
P&G: Cironun 50 milyar doları sürdürülebilir ürünlerden sağlanacak
TOPLAM cirosu 80 milyar dolar olan P&G’nin, cirosunun yüzde 40’ı sürdürülebilir ürünlerden geliyor. P&G Ortadoğu Kafkasya ve Türkiye Başkanı Saffet Karpat, “Hedef bu yıl yüzde 50’ye çıkartmak. Ciromuzun 50 milyar dolarının sürdürülebilir ürünlerden gelmesini planlıyoruz” dedi. Çöpe gidecek atıklardan üretim tesislerinde yenilebilir enerji konularına kadar hepsine odaklandıklarının altını çizen Karpat, şöyle konuştu: “Büyük hedefler koyduk. Örneğin tüketicilerimizin soğuk suda yıkama oranını yüzde 70’e çıkartacağız. Ariel kampanyasından sonra bu oranı İngiltere’de yüzde 23. çıkartmıştık. Eğer ABD’de bütün haneler çamaşırları 30 derecede yıkasa yılda 33 milyon megawatt tasarruf sağlanır. Üretim tesislerimizin yüzde 30’unu yenilenebilir enerjiden kullanır hale getirmeyi hedefliyoruz. Üretimdeki atığı ise binde 5’e düşürmek istiyoruz. Global tüketicilerin yüzde 15’i ürün alırken ‘Ne olursa olsun yeşil istiyorum’ diyor. 5 yılda cironun 500 milyon doları sürdürülebilir ürünlerden gelecek.”
İnternet balonu patlamadan sönecek
ALEX Hunter, melek yatırımcı şirketlerin internet şirketlerine gösterdiği ilgiyi, “İnternet şirketlerini almak hızlı ve ucuz olduğu için bu alana çok yatırım yapılıyor. Zaten şirketin ne olduğunu ve durumunu iki haftada anlıyorsun” sözleriyle açıkladı. Yatırım yapması için öncelikli kriterin fikir sahibinin kişi olduğunu vurgulayan Hunter, “Öncelik bu insanın kişiliği, duyduğu heyecan ve bende uyandıracağı insan. Ben önce kişiye, sonra fikre bakarım” dedi. Silikon Vadisi’nde de Türkiye’de de birçok internet şirketi yatırımının yapıldığını hatırlatan Hunter, şöyle konuştu: “Neredeyse bu konuda bir enflasyon oluştu Yine bir internet balonu var. Fakat bu balon patlamayacak. Bu sefer kendiliğinden sönecek. Piyasada düzeltme olacak. Bir melek yatırımcı gelsin beni alsın, orada parayı vurayım yaklaşımıyla yapılan bütün yatırımlar eninde sonunda başarısız olacaktır.”
Gelecek 10 yılda çok kavga edeceğiz
GELECEK 10 yılı kalkınmacılar tarafından ergenlik çatışmalarının yaşanacağı bir dönem olarak tanımlayan Coca Cola Türkiye Başkanı Galya Frayman Molinas, “Gelecek 10 yıl içinde çok kavga edeceğiz. Ama sürdürülebilirlik konusunda ortak bir noktaya geleceğiz. Özellikle sürdürülebilir kalkınmayı rekabet avantajı olarak algıladığımızda ciddi başarılara imza atacağımızı düşünüyorum” dedi. Bu yolculukta iş dünyasını üç tane alanın beklediğine de dikkat çeken Molinas, şunları söyledi: “Bunlardan bir tanesi inovasyon. İkincisi tüketicilerin tercihlerini etkilemek. Üçüncüsü ise yeni rekabet modeline geçilmesi. 2050 yılında ortaya çıkacak 4 çeşit tüketici profilinden bahsediliyor. Birincisi öncüler. Bunlar sürdürülebilir tüketimi hayatlarının parçası haline getirecek grup. İkinci grup keyif düşkünleri. Bunlar performanstan asla vazgeçmeyecek. Üçüncü grup anaç ve aile reisleri. Bunlar aslen ailesi ve toplum için fedakarlıkta bulunmaya hazır grup. Dördüncü grup ise takipçiler. İlk üç grup nereye giderse onlarda takipçi olacak.”
İnandı ve pes etmedi 20’nci yılını kutladı
DICE Kayek markasının yaratıcıları Ayşe-Ece Ege Kardeşler, markalarının 20’nci yılını Marka Konferansı’nda kutladı. 20 yıl önce Türkiye’den dünya markası olmak üzere yola çıkan Ayşe-Ece Ege kardeşler, kendilerine inandıkları ve pes etmedikleri için bugün başarılı olduklarını söyledi. 20 yıl önce marka olmak üzere yola çıktıklarında ülkedeki tekstil sektörünün buna hazır olmadığını belirten Ayşe Ece, “Küresel anlamda da diğer markalarla eşit değildik. Ama biz kendimize inandık. Tabiki çalkantılar yaşadık. Ece ile bunun kavgasını çok verdik. Farklılaşmak gerektiğini gördük. Pes etmek üzereydik ama yavaş yavaş bunu yapabileceğimizi gördük ve başarılı olduk” dedi. Dünyada çok sayıda marka olduğunu ve lüks ürünlerde ise bir kaos yaşandığını belirten Ayşe Ege, şöyle konuştu: “Bu alanda büyük bir piramit var. Bu piramitin bir üst birde alt kademesi var. Bizim gibi markaların bu piramitte yer bulması çok çor. Ciddi finansal destek gerekiyor. Ama yeni de bir niş alan vardı dünya piyasalarında. Özellikle lüks hazır giyimde kaliteli kumaşlar kullanıldığında, başarılı tasarımlar yapıldığında ve bunlar tüketiciye makul fiyatla sunulduğunda başarı arkasından geliyor. Çünkü markaların çoğu aynı koleksiyonları sunuyor. Günümüz tüketicisi ise farklı şeyler arıyor.”
Ali Ülker çikolatalara karşılık dedesi Sabri Ülker’e ödül götürüyor
HER yıl tek bir ödülün verildiği Marka 2011 Konferansı’nın bu yılkı ödülü Ülker’e verildi. Ödülü Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker aldı. Ülker, törende yaptığı konuşmada, 1944 yılından bu yana 3 nesli Ülker ürünleri ile mutlu ettiklerini belirterek, “Dünyanın neresinde olursa olsun her çocuğun mutlu çocukluk yaşamaya hakkı var. Biz de sağlıklı ve mutlu nesiller için çalışıyoruz. Ülker’in 67’nci yılında bu derece rağbet görmesinin altında önemli faktörler var. Bu güven, kalite ve istikrarın sonucunda oluştu. Ülker dünyada küresel bir oyuncu olmaya devam edecek” dedi. Ali Ülker, çocukken dedesinin her akşam eve götürdüğü çikolata ve bisküvilerle kendisini mutlu ettiğini de belirterek, “Bir zamanlar ‘Unutma, akşama Ülker getir’ diye seslendiğim dedem Sabri Ülker’e bu akşam bu ödülü götüreceğim ve ‘Dedeciğim, unutmadım, bak bu defa ben de sana bir hediye getirdim’ diyeceğim” diye konuştu.
Türk fıstığı yoksa ‘Damak’ da yoktur
NESTLE olarak bugüne kadar kurumsal sosyal sorumluluk projelerine tüm dünyada 650 milyon dolar harcadıklarını belirten Netsle Türkiye CEO’su Hans Ulrich Mayer, “Nestle olarak kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde çığır açtık. 10 yıldır sosyal sorumluluk konusunu benzer modele sürdürüyoruz. Çünkü bugüne kadar şirketler genelde sosyal sorumluluk projelerine itibar açısından bakıyordu. Bizim amacımız ise sosyal sorumluluk projelerinde daha başarılı vatandaşlar olarak görevimizi yapmak” diye konuştu. Nestle’nin dünyada kakao ve kahve alanında çiftçilere ileri düzeyde verim sağlayacak
birçok öneriler sunduğunu da hatırlatan Mayer, “Örneğin Türkiye’de de fıstık üreticilerine projeler yürütüyoruz. Dünyada 100’ün üzerinde kurum ve kuruluşla STK, devlet ve hükümetlerle elele vermiş durumdayız. Biz elele verdikçe dünyanın yaşadığı sıkıntıları çözeceğine inanıyoruz” dedi.
Fıstığa sahip çıkıyor
Nestle Türkiye Çikolata ve Şekeleme Grubu Genel Müdürü Devrim Cöbek de şunları anlattı: “Türk fıstığı yoksa Damak da yok. Bizim için hayati. İki yıl önce kalite problemi yaşamaya başlamıştık. Saha araştırması yapımca Türkiye’nin fıstıkta ana vatan olmasına rağmen ağaç başına 3 kg ürün elde edildiğini gördük. Bu iran ve ABD ile kıyaslanınca çok küçük rakamlar. Bunu daha yukarılara çıkarmak için başladığımız proje ile bölge halkına da mevcut ağaçlarla ek 300 milyon dolarlık bir gelir yaratmayı hedefliyoruz. Projeyi TEMA ile birlikte yapıyoruz ve 8 yıl sürecek.”