Güncelleme Tarihi:
İnternetin hayatımıza girmesinden sonra ortaya çıkan yeni mesleklerden biri de ’influencer’ oldu. Herhangi bir ürün veya servis ile ilgili hedef tüketici grubunu etkileme ve satın almaya yönlendirmek amacıyla düzenlenen tanıtım ve pazarlama aktiviteleri olan ’influencer marketing’ yani ’hatırlı pazarlama’ dünyada büyük bir endüstriye dönüştü. Araştırmalara göre, markalar pazarlama alanında, yüksek oranda Instagram ve Youtube’u tercih ediyor. Dünyada 1 milyar doları bulan influencer ekonomisi, Türkiye’de ise 35 milyon lirayı aştı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Gresi Sanje, iletişim maliyetleri düşünüldüğünde markaların bu noktada markaya ve amaca uygun bir içerikle influencer’lar ile çalışmasının kendilerine pek çok fayda sağladığını kaydetti.
’Sosyal medya aracılığı ile herhangi bir ürün ya da servis hakkındaki deneyimlerini takipçileri ile paylaşarak tanıtım ve pazarlama aktiviteleri yapan, belirli bir topluluğu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip kişi’ olarak tanımlanan influencer’ların sayısı gittikçe artıyor. Influencer’ların markalarla iş birliği içinde sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar, milyonlarca kişiyi etkiliyor. Giyim sektöründen kozmetiğe, turizm şirketlerinden teknolojik ürün tanıtımına kadar birçok alanda tercih edilen influencer’lar, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pazarlamanın önemli parçası haline geldi. Yapılan araştırmalara göre, dünyada 1 milyar doları bulan influencer ekonomisi, Türkiye’de ise 35 milyon lirayı aştı.
INSTAGRAM İLK SIRADA
Marka ve influencer’ların iş birliği yapmasını sağlayan bir oluşumun yayınladığı analize göre, markaların en çok tercih ettiği sosyal medya platformları arasında Instagram yüzde 65 ile ilk sırada yer alıyor. İkinci sırada ise yüzde 30 ile Youtube bulunuyor.
Sosyal medya ve markalar arasındaki ’kullanıcı deneyimi’ne dayalı bu yeni iletişim kanalını değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi Marka Okulu Yüksek Lisans Programı Direktörü Doç. Dr. Gresi Sanje, bu iş ilişkisinin her iki taraf açısından da kazançlı olduğunu vurguladı. Yeni iletişim kanallarına göre pazarlama dünyasının da kendini şekillendirdiğini ifade eden Doç. Dr. Gresi Sanje, iletişimde temel stratejinin değişmediğini söyledi.
YÖNETİM ANLAYIŞI DEĞİL TÜKETİCİ DEĞİŞİYOR
"Doğru yönetilen bir marka asla ölmez" diyen Doç. Dr. Sanje, "Pazarlamanın tüketiciye sunduğu, sattığı şey örneğin iletişim ise bunu bugün telegramla, faksla yapar, sonra bunu Whatsapp üzerinden, yarın öbür gün başka bir platform üzerinden yapar. Markanın ve marka yönetiminin temel anlayışı değişmiyor fakat tüketici değişiyor, tüketici ile buluşulan kanallar değişiyor; sonuç olarak iletişimin şekli değişiyor. Günün sonunda da pazarlama, haliyle bu değişen ortama göre kendi sistemini uyarlıyor. Bütün bu kanalların gelmesiyle birlikte bence temel yanılgı yeni medya ve yeni kavramlar noktasında oluyor. Gelen yeni mecralar ve talepler sistemin içerisine aynı mantıkta entegre edilmeli" ifadelerini kullandı.
TÜKETİCİYİ İYİ ANALİZ EDEN KAZANIYOR
Rekabetin çok yüksek olduğunu ve her geçen gün de arttığını kaydeden Doç. Dr. Gresi Sanje, "İletişim, satış kanalı ve operasyon maliyetleri çok yüksek. Ve günün sonunda tüketicilerin giderek bireyselleşen, homojen olmayan ihtiyaç talepleri geliyor. Eskiden herhangi bir ürün veya hizmete zaten ihtiyaç olurdu ve satılırdı, birbirine nispeten benzer ihtiyaçlar vardı. Ama bugün baktığımızda, neredeyse fonksiyonel olarak birbirinden ayrışan bir marka yok. Ve bu noktada bizler artık markadan fonksiyonu satın almıyoruz. Bireysel ihtiyaçlara göre hareket ediyoruz ve orta noktalar giderek azalıyor. Bugün, tüketici deneyimini iyi bir şekilde analiz edebilmek markalara büyük bir artı sağlıyor" dedi.
BURADA ’KAZAN- KAZAN’ İLİŞKİSİ VAR
Günün sonunda her ’influencer- marka’ ilişkisinde iki tarafın da kazançlı çıktığını dile getiren Doç. Dr. Sanje, "Ürünün iletişim amacı, satış da imaj da olsa bir şekilde sürekli göz önünde olması lazım. Ve markalar, kendini tercih edilebilir noktada tutmak için bunu kullanabilir. Bilinen birçok marka bugün yeni bir ürün çıkarttığında bu kişileri kullanıyor. Bu da sosyal onaya dayanarak iş görüyor. Tüketiciler bu noktada ’Benim beğendiğim ve takip ettiğim şu kişi de bu ürünü kullanıyor. O zaman ben de kullanayım’ veya ’Onu beğeniyorum ve de onun gibi olmak istiyorum. Ben de bu ürünü tercih edeyim’ diyor. Birçok iletişim maliyetini düşündüğünüzde markaların bu noktada influencer’lar ile çalışması onlara pek çok noktada fayda sağlıyor, kitlesi ile yakın temas sağlıyor. Youtuber’lar da aynı prensipte çalışıyor. Ve bu hem marka için hem de influencer için avantajlı bir durum" diye konuştu.
’UYANIK OLMASI GEREKEN TÜKETİCİLER OLARAK BİZLERİZ’
Influencer’lar ile çalışıldığında ödenen ücretlerin 5 bin liradan 500 bin liraya kadar çıkabilecek bir skalaya sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Gresi Sanje, konuşmasını şöyle bitirdi:
"Burada influencer’ın organik olarak ne kadar büyüdüğü, etki alanının ne kadar geniş olduğu ve kendine biçtiği eder önemli. Mesela Şeyma Subaşı ile çalışmak istiyorsanız onun ücreti belli, bizim üniversiteden bir öğrenci ile çalışmanın ücreti belli. Şimdi menajerlik sistemleri devreye girmeye başladı. Belli bir takipçi sayısının ve kaşenin üstüne ulaşmış, bu işi profesyonel olarak yapan influencer’ların artık menajerleri var ve bu gerekli de. Burada uyanık olması gereken kim derseniz, tüketici olarak bizleriz. Özellikle de 12- 16 yaş grubundaki gençler burada en hassas grup. Televizyonda çocuklarımız için kıstaslarımız var ama esas iş artık Youtube ve Instagram’da."