Güncelleme Tarihi:
BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tam 25 yıldır ‘İnsani Gelişme Endeksi’ yayımlıyor. Bu tüm dünyada ekonomilerin zenginliğine değil insanların yaşamlarının zenginliğine odaklanan bir bakış açısıydı ve hem ülkede hem de ülkelerarası eşitsizliği raporlara dikkat çekerek değiştirmeyi hedefliyordu. Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi’nde yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Dün açıklanan 2014 raporuna göre 188 ülke arasında topladığı 0.761 puan ile 72’nci sırada. 2013’te 187 ülke arasında 69’uncu sıradaydı yani bir yılda aslında insani gelişme açısından Türkiye olumlu bir yol katedemedi. UNDP bir çok alt kategori olmasına rağmen üç temel alandaki gelişmişlik seviyesine göre endeksi hazırlıyor. Bunlar, uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır bir yaşam standardı olarak sıralanıyor. Türkiye’nin en iyi olduğu alan uzun yaşam olurken en zayıf olan bölümü bilgiye erişim ve ömür boyu eğitim olarak öne çıkıyor.
UZUN YAŞAM ETKİSİ
1980 ve 2014 arasında ise Türkiye’nin insani gelişme endeksi değeri 0.492’den 0.761’e yükseldi. Bu, toplamda yüzde 54.7’lik, yıllık bazda ise yüzde 1.29’luk bir artış anlamına geliyor. 1980-2014 yılları arasında Türkiye’de doğumda beklenen tahmini yaşam süresi 16.6 yıl, ortalama okula gitme süresi 4.7 yıl ve beklenen okula devam süresi 7 yıl arttı. Türkiye’de kişi başına düşen gayri safi milli hasıla ise 1980-2014 yılları arasında yaklaşık yüzde 139.7 oranında bir artış gösterdi.
OKUL SÜRESİ TAKILDI
34 yılda yaşanan değişim yanıltmasın. Yakın dönemler için ayrıntılara baktıkça Türkiye’nin yerinde saydığı ortaya çıkıyor. Üç ana temelden bilgiye erişim 25 yaş ve üstündeki bireylerin ömürleri boyunca eğitim alabildikleri süreyle ve okula başlama yaşındaki çocuklar için beklenen okula devam süresiyle değerlendiriliyor. Türkiye’de okula devam süresi son 4 yıldır 14.5 yıla takıldı, ortalama okula gitme süresi ise yine son üç yıldır 7.6 yılda kaldı. Satın alma gücü paritesi açısından kişi milli gelir ise 18 bin 677 dolar son yıllarda bu rakamda da büyük değişimler yok. Zaten Türkiye 0.761’lik insani gelişim endeksi değeri ile 0.867’lik Avrupa Birliği ortalamasının ve 0.882’lik OECD ortalamasının altında kalıyor. UNDP her yıl olduğu gibi bu yıl da insani gelşime endeksi değerleri ve sıralamalarının geçen yıllarla kıyaslanabilir olmadığına dikkat çekiyor.
EŞİTSİZLİK ORANI YÜZDE 21.8
UNDP eşitsizlikleri hesaba kattığı anda Türkiye birden kaybetmeye başlıyor. Türkiye’nin insani gelişme endeksi değeri yüzde 15.8 kayba uğruyor. Yüksek insani gelişme endeksi ülkelerinin eşitsizlik nedeniyle kaybı ortalama yüzde 19.4 iken, Avrupa ve Orta Asya’da bu oran yüzde 13.0. Peki UNDP eşitsizliği nasıl hesaba katıyor? Öncelikle eğitim, yaşam süresi beklentisi, gelir ile gini katsayısı dikkate alınıyor. Gini katsayısı 0-1 arasında değer alıyor, 0’a yaklaştıkça eşitsizlik de azalıyor. Türkiye’de bu oran 0.40. Yani hala eşitsizlik düzeyi yüksek. Gelir eşitsizliği ise UNDP’ye göre yüzde 21.8.
KADIN İŞGÜCÜ VE YAŞAMIN DIŞINDA
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE) cinsiyete dayalı eşitsizlikleri üç farklı boyutta yansıtıyor. Bu boyutlar; üreme sağlığı, kadının güçlendirilmesi ve ekonomik faaliyetler şeklinde sıralanıyor. Türkiye, 2014 endeksinde 0,359’luk bir TCEE değeriyle 155 ülke arasında 71. sırada yer aldı. Türkiye’de parlamentodaki kadın milletvekili oranı yüzde 14.7. Yetişkin kadınlar arasında en az orta öğrenim görmüş olanların oranı yüzde 39 iken, bu oran erkeklerde yüzde 60 olarak göze çarpıyor. Her 100.000 canlı doğumda 20 kadın hayatını kaybediyor ve ergenler arasındaki doğurganlık oranı ise 15-19 yaşları arasındaki her 1000 kadında 30.9 olarak dikkati çekiyor. Kadınların iş gücü piyasasına katılımı yüzde 29.4 iken, erkeklerin katılım oranı yüzde 70.8 seyrediyor.
KADINLAR DAHA AZ GELİŞİYOR
CİNSİYET farkına dayalı, kadın insani gelişme endeksi değerlerinin erkek insani gelişme değerlerine oranının temel alındığı Cinsiyet Dayalı Gelişme Endeksi (CDGE), insani gelişmenin üç temel boyutundaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ölçüyor. Bu üç boyut; sağlık yani kadın ve erkeklerin doğumda ortalama yaşam beklentisi, eğitim yani kız ve erkek çocuklarının ortalama okula gitme süresi ve 25 yaş ve üstü yetişkinler için ortalama okula devam süresi ve ekonomik kaynaklar üzerindeki hâkimiyet kadın ve erkek kişi başına tahmini Gayrisafi Milli Hasılaya oranları ölçülerek belirleniyor. Bu endeks ise 161 ülke için hesaplandı. Türkiye’de 2014 kadın insani gelişme endeksi değeri 0.716 iken, erkek insani gelişme endeksi değeri 0.793 olarak ölçüldü ve bu durum sonucunda CDGE değeri 0.902 olarak hesaplandı.
2015 RAPORU BAMBAŞKA OLACAK
UNDP 25’inci yılın raporunu yani 2015 yılına ilişkin raporunu gelecek yıl açıklayacak. UNDP bunun için kapsamlı bir değişime gidiyor. İnsani gelişme kavramını ve ölçümlerini yeniden gözden geçirecek olan UNDP daha çok daha güncel ve daha mobil verilerle raporunu hazırlayacak.
İNSANİ GELİŞME İÇİN ÇALIŞMA
UNDP bu yılki raporun ana teması için ‘çalışma’yı seçti. Rapor insani gelişme ile çalışma arasındaki bağlantının doğrudan olmadığına dikkat çekerken zorla çalıştırma gibi bazı çalışma türlerinin insan haklarını ihlal ederek özgürlük ve özerklik kavramlarını ortadan kaldırarark insani gelişmeye zarar verdiğini belirtiyor. Doğru politikalar olmadan çalışmanın sunduğu eşitsiz fırsatların ve ücretlerin toplumda eşitsizlik yarattığına işaret eden rapor çalışanların becerilerini ve potansiyelini artıran, haklarını güvenliğini ve refanını güvence altına alan, kazançlı ve tatmin edici çalışma fırsatlarının ise insani gelişmeyi ilerleteceğinin altını çiziyor. Rapora göre dünyada 7.3 milyar insanın 3.2 milyarının istihdam ediliyor kalanlar ise ücretsiz bakım hizmetleriyle, yaratıcı çalışmalarla ve gönüllü çalışmalarla uğraşıyor ya da geleceğin çalışanları olmaya hazırlanıyor. 74 milyonunu gençlerden oluşan 204 milyon insan ise işsiz, dünyada yaklaşık 830 milyon insan günde 2 dolardan az kazanıyor ve 1.5 milyardan fazla insan insana yakışır çalışma koşulları ve sosyal güvenlikten mahrum. UNDP bu eşitsizliği giderip çalışmayı insani gelişmeye katkı sağlayacak hale getirmek için dört ana politika ekseninde adım atılmasını öneriyor. Bunlar “Ücretsiz bakım hizmetlerinin yükünün azaltılması ve paylaşılması, ücretli çalışma alanında kadınlara sunulan fırsatların artırılması, ücreti çalışma alanında kadınlara yönelik normların değişmesi.”