Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE İnşaat Sanayicileri ve İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu, Ankara’nın müteahhitlik sektöründe özel bir yeri olduğunu belirterek, “İnşaat alanındaki en önemli projeler Ankara’da çiziliyor. Ankaralı müteahhitler dünyayı inşa ediyor” dedi. Aynı zamanda Ankara merkezli Koçoğlu Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı olan Şükrü Koçoğlu, Ankara’nın müteahhitlik sektöründe özel bir yeri olduğuna dikkat çekerek, “Başkentimiz yurtiçi ve yurtdışı müteahhitlerimizin kurumsallaşmasına tanıklık etti” diye konuştu. Koçoğlu, Ankara’nın Türkiye ekonomisindeki yerini değerlendirirken, uzun yıllar bürokrat ve öğrenci kenti olan başkentin, özellikle 1983’den sonra hem üretim, hem ihracat hem de müteahhitlik sektöründe varolmaya başladığını, son yıllarda ise özellikle inşaat, tekstil ve konfeksiyon konusunda marka şehir haline geldiğini söyledi.
GİDEREK KURUMSALLAŞTI
Ankara’da aslında çok eski ve köklü şirketler bulunduğunu anlatan Koçoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şöyle özetledi: “Ankara’nın Türkiye ekonomisine katkısı aslında eskiye dayanmaktadır. Ancak Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren sanayileşmenin İstanbul ve civarında toplanması, bu toplanmanın ‘yoğun görünümü’ Ankara’nın uzun yıllar bürokrat ve öğrenci kenti olarak algılanmasına yol açmıştır. Bu algı, görece doğrudur! Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde ticaretle uğraşan küçük şirketlerin 1960’lı yıllarda Ankara’da taahhüt işleriyle uğraşmaları biraz da Ankara’nın öğrenci kenti olmasından kaynaklanmaktadır. Anadolu’da küçük de olsa sermaye sahibi olanların evlatlarının, Ankara’da öğrenci olması özellikle de mühendislik fakültelerinde okumaya başlamaları, önce küçük çaplı taahhütlük şirketlerinin kurulmasına yol açtı. Sonra bu şirketler giderek daha fazla kurumsallaşmaya başladılar ve yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da çok başarılı işlere imza attılar.”
38 marka ile yer alıyorlar
ULUSLARARASI inşaat sektörü dergisi Engineering News Record’un her yıl yayımladığı ve dünyanın önde gelen müteahhitlik firmalarının uluslararası piyasalarda bir önceki yılda elde ettikleri gelirlere göre sıralandığı ENR Top 250 Listesi’nde bu yıl 38 Türk firmasının yer aldığını, bunun 17’sinin Ankaralı firmalardan oluştuğunu hatırlatan, Koçoğlu, Ankaralı taahhüt şirketlerinin nitelikleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Ankaralı şirketlerin en önemli özelliği kurumsal şirket olmalarıdır. Bunun en önemli nedeni ise aslında köklerinin çok eski yıllara dayanmış olmasıdır. Birçok Ankaralı müteahhitlik şirketine baktığınızda yarım asrı devirdiklerini görebilirsiniz. Kurumsallaşma kültürünün bu kadar gelişmiş olması, aynı şirketlerin diğer sektörlerde de başarılı olmasını sağlamıştır. Bu nedenle yıllardır, Türkiye’nin en büyük inşaat projelerine imza atan Ankaralı firmaların yurtdışındaki başarıları tesadüf değildir. Kurumsallaşma, iş yapma kültürü, istihdam ve eğitime verdikleri önem Ankaralı firmaların en önemli özelliklerinden sayılmaktadır.”
Dünya markası oldular
1983 yılından sonra uygulanmaya başlanan serbest piyasa ekonomisinin, Ankara orjinli sektörlerin çeşitliliğine de yol açtığını vurgulayan, Koçoğlu, bu şirketlerin savunma sanayiinden, inşaata, turizmden, finansa kadar çok bir sektörde dünya markası haline geldiğini kaydetti.
YDA Grup 8 bin kişiye istihdam yaratıyor
TÜRK inşaat sektörünün lider firmaları arasında yer alan YDA Grup, bugüne kadar 4.6 milyar doları bulan tamamlanmış projeleriyle 8 bin kişiye istihdam yaratıyor. YDA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, grubun 1975 yılında ilk firması olan AKSA İnşaat ile faaliyetine başladığını söyledi. Değişik sektörlerde faaliyet gösteren şirketin “İnşaat, havacılık, gayrimenkul yatırım işlemleri, maden, enerji, tarım ve sağlık sektöründe işler yaptığını kaydeden Arslan, şirketin yürüttüğü projeleri şu sözlerle anlattı: “İnşaat taahhüt olarak hem altyapıda hem üstyapıda uzmanlaştık. Diğer şirketlerden bu noktada farklıyız. YİD konusunda anahtar teslim, finansman, projelendirme ve işletmesi dahil büyük bir tecrübeye sahibiz. Dalaman Havalimanı’nı hala grubumuz tarafından işletiyoruz. Kazakistan’da bir havaalanımız var. Bunlar Yap İşlet Devlet (YİD) modeliyle alınıp işletiliyor. Hatay Havaalanı ve Kiev Havaalanı’nı yaptık. Diyarbakır biz yaptık, Sabiha Gökçen’in havacılık bakım onarım merkezi projemiz var. Bunun da inşaatının ilk bölümünü teslim ettik. Hızla ikinci bölümü yapıyoruz. Yatırımı ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi gayrimenkul geliştirme, ikincisi YİD ve Kamu Özel Ortaklığı modeliyle yapılan şehir hastaneleri projeleriyle ilgileniyoruz. Şehir hastaneleri kapsamında Manisa, Konya gibi yerlerde yatırımlar yapacağız. Yatırım grubumuz bunlarla yoğun şekilde çalışıyor.
KAZAKİSTAN İKİNCİ VATANIM OLDU
Gayrimenkul geliştirme projelerinde ağırlık İstanbul ve Ankara ağırlıklı devam ediyor. Nevbahar Projesi’nin son etabına başlıyoruz. Ankara’da yeni lansmanını yapacağımız 3 bin 500 konutluk Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’ndeki Park Avenue Projesi’nin lansmanını Kurban Bayramı’ndan sonra yapacağız. İçinde 90 bin metrekare yeşil alanı, hobi merkezi, buz pateni pisti, mini hayvanat bahçesi olan son derece yeşil özel bir proje olacak. Türkiye genelinde iddialı olacak bir proje yapıyoruz. Ankara’da çelik kafesin sökümünü yaptık. Onun yerine bir iş merkezi ofis yapıyoruz. Söğütözü’nde bir projemiz başlayacak. 360 konut ve iş merkezi olacak. Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi’nin birinci ayağını konsorsiyum olarak biz yapıyoruz. Aynı şekilde karayollarında işlerimiz var. 14 yıldır Kazakistan’dayız. Burası bizim ikinci vatanımız gibi oldu. Şu anda Astana’da Kazakistan Milli Müzesi’nin inşaatını yürütüyoruz. Çok özel bir müze oldu.”
Türkmenistan’ın gözbebeği oldu
TÜRKMENİSTAN’da büyük projelere imza atan Nata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Namık Tanık, Ankara’nın gücünü kullanarak yapılan projelerle Avrupa ve Asya’daki firmalara karşı güçlerini ispatladıklarını kaydetti.
Türkiye’nin son 10 yılda iş dünyasına yeni fırsatlar doğurduğunun altını çizen Tanık, “Yeni dönemi fırsat olarak değerlendiren Ankaralı işadamları da bu vesileyle tarihin en önemli atılımlarını yaparak büyümenin önünü açtı” dedi.
ANKARA’NIN AVANTAJI
Nata Holding olarak Ankara merkezli olmanın da avantajlarıyla Türkmenistan’da “güzel işler” yaptıklarını vurgulayan Tanık, “Türkmenistan’da devam eden birçok yeni çalışmamız var. Ankara’lı, İstanbullu, İzmirli olmanın bir önemi yok aslında. Türk işadamı olmanın hem gururunu, hem de kolaylığını yaşadık” diye konuştu. Son 10 yıldır genelde Türkiye ekonomisi özelde ise Ankara ekonomisinin imajının çok iyi olduğunu belirten Tanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
ANKARA İTİBAR KAZANDI
“Doğru ve akılcı bir ekonomi yönetimi uygulanıyor. Türkiye çok hızlı büyümeye devam ediyor. Ankara artık dünyada itibarlı bir şehir haline geldi. Yabancı yatırımcılar Türkiye’de ve Ankara’da yatırım yapmak için geliyor. Türk firmaları hem Ankara’da hem dünyada yatırımlar için işbirliği yapıyor. Ankara merkezli bir şirket olarak 2023 yılı için konulan vizyon, strateji ve hedefe ulaşılacağına inancımız tam. Avrupa, Asya ve Rus firmalarına karşı kendimizi ispat ettik.”
İddialı işleri seviyoruz
SON dönemde başarılı projelerle halkın takdirini kazandık. Başkent bizim doğuşumuz olduğu için önemliydi. Antares ve Nata Vega alışveriş merkezleri ile yüzbinlerce giriş sayılarına ulaştık. 151 metre yüksekliğiyle başkentin en yüksek konut projesi Nata Vega Konut Kuleleri ile yine bir ilke imza attık. Yine en son Ankara’da hayata geçirmiş olduğumuz dünyanın dördüncü en uzun tünel akvaryumu Aqua Vega’yla inşaat ve işletme konularındaki başarımızı gözler önüne sermiş olduk. İddialı işler yapmayı seviyoruz.”