Tansu Çiller’in Başbakanlığı dönemindeki örtülü ödenek skandalıyla Türkiye’nin bir dönemine damgasını vuran Selçuk Parsadan, ölümünden önce kendisiyle yapılan söyleşide, geçtiğimiz günlerde jet-skili tatil fotoğraflarıyla gündeme gelen Cüppeli Hoca’yla birlikte “cami yaptıracağız” diyerek halktan para topladıklarını anlattı.
Geçtiğimiz 25 Temmuz’da yaşamını yitiren ünlü dolandırıcı Selçuk Parsadan’la yaptığı uzun söyleşi, yazar Oktay Güzeloğlu tarafından “Yüzyılın Dolandırıcısı Selçuk Parsadan” adıyla kitap haline getirildi.
Kitapta, Parsadan’ın örtülü olayı başta olmak üzere yaptığı tüm dolandırıcılıklar, kişisel yaşamı, cezaevi yaşamı başta olmak üzere anıları kendi ağzından anlatımlarla yer aldı. Parsadan, linç tartışmasını da beraberinde getiren imam cinayeti ve ardından da jet-skili tatiliyle gündeme gelen ve Cüppeli Hoca olarak bilinen Fatih-Çarşamba semtinin İsmailağa Camii imamlarından Ahmet Mahmut Ünlü’yle birlikte ‘cami yaptıracağız” diyerek halktan para toplamalarını da anlattı. “Cübbeli A? Hoca’yla çalıştık. Ben 11 tane cami parası alarak. 1 tane cami yaptırmama sevabını işleyen bir insanım” ifadesini kullanan Parsadan’ın Cüppeli Hoca’ya ilişkin anlatımları kitapta soru-yanıt olarak şöyle yer aldı:
MAKBUZLARI BANA GÖNDERİYORLARDI
“-Soru: Cüppeli Hoca’ya telefon açtın mı?
-Parsadan: Cüppeli’yle ortak çalıştık biz. Mahmut Bilmemneoğlu(Mahmut Ustaosmanoğlu) vardı 1989 senesinde. Güngören’de, Bağcılar’da, Tozkoparan’da ‘cami yaptıracağız’ diye cami parası topladım.
-Soru:Hayır, Mahmut Bilmemneoğlu’nun haberi var mıydı bundan?
-Parsadan:Olmaz olur mu.
-Soru: Onla nasıl tanıştın ki?
-Parsadan: Abicim, hocaları, imamları dernek makbuzlarıyla yolluyordu. Bana gönderiyorlardı. Ülker Sokak’tayım, bir oğlanın evindeydim o zamanlar. Girişte sağdaki ilk apartmandaydım, orda bir yazıhanem vardı. Sabahtan akşama kadar ‘ben Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyelerinden bilmem kim’ hesabı Alo çekiyordum. Cami yaptırıyoruz hesabı.
-Soru: Onlara ilahiyattan hoca ya da profesör olarak açıyordun.
-Parsadan: Tabii, ‘dekanım, profesörüm’ diye açıyordum telefonu.
-Soru: Kime açıyordun mesela?
-Parsadan: Aklına gelen bütün genel müdürlere.
-Soru: Hoca’yla oturup konuştun mu sen?
-Parsadan: Bire bir değil, Ama aynı tezgah işte, onların da adamı geliyor, gidiyor. İmamları, hocaları geliyor, paralar öyle gidiyor.
YÜZDE 90’INI BEN ALIYORDUM YÜZDE 10’UNU ONLARA VERİYORDUM-Soru: Senden mi alıyorlardı paraları?
-Parsadan: Parayı topluyordum, Yüzde 50’sini ben alıyordum. Hesapta yüzde 50 ama verir miyim onlara, yüzde 90’ını ben götürüyordum, yüzde 10 veriyordum?
-Soru: Veriyordun ama?
-Parsadan: Yahu yüzde 10 falan verip kandırıyordum ya. Ben para verir miyim? Tezgah tabi ki. Diyelim ki günde 50 bin
dolar topluyordum mesela, 5 bin dolar topladım diyordum, alın 2.5 size, 2.5 bana.
ONLARIN SİSTEMİ DOLANDIRICILIK ÜZERİNE-Soru: Onlar da senin nasıl topladığını biliyorlar?
-Parsadan: Tabii? Bu kadar kazıklayacağımı düşünmüyorlardı herhalde. Bilmez olurlar mı? Onların sistemi dolandırıcılık üzerine. Bunların hangisi inanan insan ya? Herif nasıl toplarsa toplasın da bizim de hesabımızı versin. Aksın bir yerden para, gelsin diyorlar. Ve benim onlara fazla okkalayacağımı zannetmiyorlar.
EN KOLAY İNANÇLI İNSAN DOLANDIRILIR-Soru: Akıllarına gelmiyor değil mi?
-Parsadan: Gelmiyor. ‘yarısını alır, bırakır’ diyorlar. Yarısını verir miyim ben? İşin bu kadar büyük geldiğini bilmiyorlar. Bunlar senden benden şeytan. Bak hayatta en kolay dolandıracağın insan inançlı insandır. Bir insan ne kadar inanırsa dünyevi olaylardan o kadar uzaklaşır. Ama onların adamları, takımı bana geldiler. Yani ben nasıl 30 sene adamları dolandırdım ve kimse benim yüzümü göremediyse, hepsini taktiği böyledir.
-Soru. Sana bırakıyorlar yani?
-Parsadan: Bana bırakırlardı. Akşamleyin gelir ben makbuzları ne yaparım bilir misin; üst koçanı diyelim Pamukbank’tan almışım, 20 milyon, alt koçanına 2 milyon yazarım. Bunlar gelince yarı yarıya paylaşırız.
-Soru: Alo yaptığını bilmiyorlar değil mi?
-Parsadan: Biliyorlar canım. Bende bir keramet olduğunu, benim para topladığımı her şeyi biliyorlar, her şeyi.
-Soru. Yine de makbuzları getiriyorlar.
-Parsadan:_Getiriyorlar. Ne gelirse nerden gelirse gelsin kardır hesabı? Bunlar nasıl para topluyorlar biliyor musun? Cami yaptırma derneğine 10 lira, 20 lira, 5 lira toplarken? Bir anda bunlara 20 milyon, 50 milyon(1988’den bahsediyorum, o zaman bir Doğan alıyorsun, 17-18 milyon anahtar teslim) bunların ceplerine 5 milyon-10 milyon para koyuyorum, şaşırıyorlar. Ama bana 95 milyon koyuyorum o başka. Yani dört günde bir bunlara sıfır araba parası veriyorum, cami yaptıracaklar ya hesapta, uçuyorlar?
_Soru. İyi ama onlar da camiye 1 lira verecekler 10 lira cebe
-Parsadan: Yahu ne camisi be ağabeycim. Cami dediğin bedavaya yaptırılır. Bunlar yaptırır mı? Yine gariban inananlar çalışır yaptırmak için ya. Bunlar cebellezi. Uğur Dündar hepsini çıkarttı işte ya.
-Soru: Cebellezi değil mi?
-Parsadan: Cebellezi tabi ya. Bunlar ya.En kolay Müslüman, Hristiyan, Katolik her neyse, inanan insanlar kazıklanır. Çünkü saftırlar. Hadi gelsinler beni kandırsınlar.”