Güncelleme Tarihi:
İmrek, yaptığı açıklamada, ramazan ayının ardından özellikle iç turizmde büyük bir canlılık yaşandığını, milyonlarca kişinin okullar açılana kadar belirli sürelerde tatil yapacağını söyledi.
Tatilin genellikle ciddi bir plansız harcama ve borçlanma anlamına geldiğini belirten İmrek, iyi bir tatil planlaması yapmadan tatile çıkılmaması uyarısında bulundu.
Büyük hayal kurularak çıkılan tatillerin bazen zehir olabildiğini bazen de aylar süren bir borç yüküne yol açabildiğini vurgulayan İmrek, şöyle devam etti:
"Koca bir yıl içinde yapacağımız bir haftalık tatil için senelerce çalışarak bunu telafi etmek zorunda kalabiliriz. Banka kredisi ile tatil planlayanlar, kesinlikle uzun vade borçlanmaya gitmemelidir. Çünkü birçok kişi bir haftalık tatil için bankaların cazip gibi sunulan kredilerinden çekerek, 3-5 yıl borçlanıyor. 7 günlük tatilin bedelini, 700 günde hatta daha fazlasında ödüyorlar."
Bütçe imkanları göz önüne alarak gidilecek güzergahlar ve tatil yerlerinin belirlenmesi gerektiğine de vurgu yapan İmrek, "Bir tesiste konaklama yapılacaksa otelin sınıfı, seyahat, yemek öğün sayısı gibi hizmetlerin tanıtımlarda vadedildiği şekilde tur firmasının sözleşmesinde yazılı olup olmadığına dikkat edilmeli. Herhangi bir tesis dışında serbest olarak tatil yapılacaksa gidilecek tatil yerlerine ait güzergahlar, seyahat ve konaklama süresi, ulaşım maliyeti, gezilecek ve konaklanacak yerler, alışveriş yerleri ile yemek yenilecek yerler ile fiyatları hakkında ön bir araştırma yapılmalıdır" dedi.
TATİL DE KREDİ KARTI DA BİTİYOR!
Gelişigüzel planlanan tatil programında yol güzergahı üzerinde seyahat ederken market ve lokantalardaki ürünlerin etiketlerine, son kullanma tarihlerine ve fiyatlarına iyi bakılmasını öneren İmrek, şunları kaydetti:
"Birçok tatilci, yola çıktıktan sonra bilinçsiz bir harcama içine girerek 5 günlük seyahatini borçlandırarak bitiriyor. Tatile çıkanların önemli bölümü, ucuz ya da pahalı olduğuna bakmadan seyahatin rehavetine kapılıp, kredi kartına yükleniyor. 5 ya da 7 günlük tatil bittiğinde kredi kartı da bitmiş olabiliyor. Bu yüzden tatile çıkanlar, yol üstü tatilci tuzaklarına dikkat etmeli. Örneğin, yol kenarındaki birçok yemek sunan lokanta ya da küçük tesis, kışın 7 liraya sattıkları bir porsiyon köfteyi yazın 15 liradan veriyor. Tatilci enflasyonu olarak nitelediğimiz bu yaza dönük fiyat artışından vatandaşlar mağdur oluyor. Bazen 3-4 kişilik bir yemeğin bedeli, orta ölçekli bir konaklama tesisinin günlük ücretinden pahalı olabiliyor."
Birçok yol üstü lokanta ya da küçük tesiste satılan et ürünlerinin hepsinin güvenilir olmadığını ileri süren İmrek, "Bir köfte ya da sucuğun içinde sakatat ya da tavuk eti olabiliyor. Dana eti diye yüksek fiyattan verilebiliyor. Bu yüzden güvenilir yerlerde durmak en doğrusu. İnsan sirkülasyonu ve tüketimin çok olduğu bu gibi yerlerde içeriği belli olmayan et ve et ürünlerinin satılabileceği ihtimaliyle hareket edilmeli buna göre tercih ve tüketim yapılmalıdır" dedi.
İmrek, aynı durumun hediyelik eşya satan yerler için de geçerli olduğunu ifade ederek, alınan her ürünün harcama planı dışına çıkmak anlamına geleceğini ve bütçeye yük olacağını sözlerine ekledi.