Güncelleme Tarihi:
Migros, Metro ve Real’e de lahmacun, künefe satan Tatlıses, geçen yıl 18 milyon lira ciro yakaladı. Bu yıl 27 milyon liraya çıkması bekleniyor.
KOLAY para genellikle yetenekle gelir. Türkiye’nin en güçlü popüler kültür figürlerinden imparator lakaplı arabesk kralı İbrahim Tatlıses, kolay parayı Allah vergisi sesiyle kazandı. Kazandıklarıyla gıda sektörüne 1998’den itibaren yaptığı yatırımlar son yıllarda hayata geçirdiği ‘kurumsallaşma’ sayesinde sağlam ve hızlı büyüyor. Uğradığı silahlı saldırıdan sonra hayata daha sıkı sarılan İbrahim Tatlıses, sadece gıda şirketinde 500 kişilik istihdama ulaştı. Şu anda 189 olan ‘Tatlıses Çiğköfte’lerin sayısı yılsonunda 250’ye çıkacak. Geçen yıl 18 milyon lira ciro yapan Tatlıses Gıda’da şoklanmış lahmacun ve içli köfteler Migros, Metro ve Real’de de satılıyor. Tatlıses Gıda Fabrika Müdürü Elif Attepe şöyle konuşuyor:
ÇİĞKÖFTEYE STANDART GETİRDİK
Beni 2.5 yıl önce etsiz çiğköfte işini kurmak için Tatlıses Gıda’ya aldılar. Şu anda 5 kalite belgemiz, üç kuruluştan da helal sertifikamız var. 2 yıl önce TSE ile ortak çalışmaya başladık ve Haziran 2012’de TSE etsiz çiğköfte kriterini yayınladı. Bunun için biz gittik müracaat ettik ve birlikte çalıştık. Laboratuvar analizleri, tuz, su oranları, malzeme standartları v.s. Ardından çiğköfte tebliğ taslağını hazırladık, bakanlığa sunduk. 30 Haziran 2013’te de çiğ köfteyi Türk Gıda Kodeksi’ne soktuk. İçinden bütün katkı maddelerini kaldırttık. Çünkü çok zararlı ve kanserojen olan katkılardı. Şimdi çiğköftede katkı maddesi olmayacak. Biz zaten helal sertifikası sahibiyiz ve katkı maddesi kullanmamız yasak ki belgemiz olmasa da İbrahim Bey asla kullandırtmaz. 1 Ağustos itibariyle bir denetimde Türk gıda kodeksine uymayan çiğköftelere ceza uygulanacak.
LAHMACUN YENİDEN BÜYEYECEK
Tatlıses Gıda’da neler yaptık? Çiğköfteyi kurduk ve franchising yöntemiyle hızla büyüttük şu anda 189 Tatlıses Çiğköfte var. Yıl sonunda 250 olacak. Perakende zincirlere de şoklanmış ürünlerle girdik. Lahmacunumuz çok ünlüydü, önce onu sonra künefeyi de şokladık. Migros, Metro ve Real’lerde satmaya başladık. Şu anda restoran olarak 8 kebapçımız ve 1 Tatlıses Lahmacun’umuz var. Hatırlarsanız önce çok sayıda Tatlıses Lahmacun restoranları vardı. Sayıları 27’ye ulaşmıştı. Ancak İbrahim Bey, ‘franchisor’lara kızıp bir gecede tamamını kapatmıştı. Çünkü İbrahim Bey’in arzu ettiği standartlardan uzaklaşmışlardı. Şimdi Tatlıses Lahmacun restoranlar da yeniden yayılacak.
LAVAŞ VE TATLI FABRİKASI
Tatlıses Gıda, İbrahim Bey’in en büyük şirketi konumuna geldi. Çalışan sayısı 500’e yakın ve geçen yıl 18 milyon lira ciro yakaladık. Bu yıl 27 milyon lira olacak. Günde 5 ton çiğköfte, 2 bine yakın lahmacun, 2 bin içli köfte, bin-bin 500 künefe üretiyoruz. İhtiyaç kadar da kebap kıyması üretiyoruz. Şubeler çoğalacağı için yeni yatırım yapıyoruz. İki yeni imalathane kuruyoruz biri lavaş biri et için. Lavaş, çiğköfte, et ve tatlı farklı imalathanelerde olacak. Lahmacun için de ayrı bir üretim yatırımı yapılacak. Üretimde toplam kapalı alanımız 2 bin 600 metre kare olacak. Biz, İbrahim Bey’in titizliği nedeniyle sos dahil her şeyi kendimiz üretiyoruz.
74 vilayete yayıldı 5 bin 900 TL alıyor
TATLISES Çiğköfte Franchising Müdürü Erol Yüksel şöyle konuşuyor: “74 vilayete yayılmış durumdayız. En uzak noktamız Ağrı ve tüm taşımalar soğuk zincirle GPRS ile takip altında. Ürün ikinci gün sonunda satılmamışsa çöpe gidiyor. 189 şubemiz var ama sözleşmesi imzalanmış 21 tane daha var. Yakında 210 oluyoruz. Yıl sonunda 250 olacağız. Şartlarımız açık; yaya insan trafiği olan alanlarda, 3 kilometre çevrede başka şubemizin olmaması gerekiyor ve minimum 30 metrekare dükkan tutulmalı. Kira 3 bin 500 liranın üzerine çıkmamalı. Franchising bedelimiz, KDV dahil, 5 yıllık, 5 bin 900 lira. Şu anda Tatlıses Çiğ Köfte’de, çiğköfte, pide grubu (Karadeniz pideler; kıymalı, kaşarlı, karışık), künefe, içli köfte ve lahmacun var. Lahmacun servis edilmiyor, satılıyor. Diğerleri servis ediliyor.”
‘Tohumlu’ isota kızdı kendine fabrika kurdu
TATLISES Gıda Fabrika Müdürü Elif Attepe, İbrahim Tatlıses’in gıda konusundaki başarısının tesadüfi olmadığını belirtiyor ve şu bilgileri aktarıyor: “İbrahim Bey, gıda işinde çok meraklı aynı zamanda da çok bilgili. Ben gıda mühendisi olduğum halde, kendisinden çok şey öğrendim. Lezzeti neyin verdiğini, sağlık açısından ne ile neyin birlikte olması gerektiğini çok iyi biliyor. Kendisi test ediyor ve sonuçları bizzat kontrol ediyor. Lezzeti etkileyecek en küçük değişiklik, hatta gramaj değişikliği bile onayından geçmek zorunda. Damak zevki ve malzeme hassasiyeti had safhada. Biz bazen maliyet odaklı olabiliyoruz ama o asla. ‘Malzeme pahalı olsun ama kalitem ve lezzetim bozulmasın’ diyor. Mesela, beğeneceği bir isot (biber) bulamadık. Piyasadakiler yüzde 40’a yakın tohum içeriyordu. Şanlıurfa’da sadece bize üretim yapan bir isot fabrikası kurdu. Rakiplerimiz de istiyor ama onlara isot satmıyoruz.”