Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2004 00:00
IMF Heyetinin, 7. gözden geçirmenin ikinci turu için geleceği tarih bugün- yarın kesinleşecek. Uygulamaya konacak tedbir paketinde, küçük oranlı da olsa, zam ve vergi artışlarının olması kesinleşirken, Hükümetin
seçim öncesi bu tedbirleri kabul edip etmeyeceği henüz kesinleşmedi. Ekonomi bürokratları da, bu tedbirlerin seçim öncesinde mi alınacağını, yoksa seçim sonrasına mı kalacağını kesin olarak bilmiyor. Bürokratlar biran bu kararlar alınmadığı takdirde, seçim sonrası zam ve vergi ihtiyacının çok daha büyüyeceğini belirterek, hemen alınmasından yanalar.Bu arada sadece bürokratlar değil, IMF de tedbirlerin seçim öncesinde alınıp alınmayacağını bilmiyor. Heyet üyelerinin ve Türkiye temsilciliğinin, kendi kaynaklarından 'Hükümet bu zam ve vergi kararlarını seçimden önce alır mı?' diye soruşturduğu biliniyor. IMF Türkiye Masası, bu kararların gecikmesi halinde bile, mevcut tabloyu biran önce, net olarak görmek istiyor. Bu görüşmelerin bir başka özelliği de IMF Heyetinin Ankara'ya gelirken '2004 sonrasını görüşme isteği' ile gelmesi. 2004 sonunda bitecek stand-by ilişkisinin bundan sonra ne olacağı, Hükümetin yeni bir anlaşma isteyip istemeyeceği merak konusuyken, Hükümet yetkilileri bu konunun yıl ortasında, yani bir anlamda seçim bittikten sonra IMF'le görüşüleceğini söylüyorlar. Ancak Heyetin bu kez 2004 yılıyla birlikte 2005 ve 2006 yılına da bakmak niyetiyle geldiğini yani Türkiye'nin bu yıldan başlayarak 3 yılda ne yapacağını görmek istediğini biliyoruz.İşte bu kapsamda 2004 sonrasında yani stand-by bittikten sonra, ilişkinin ne olacağı da ister istemez gündeme gelecek. Bu kapsamda Hükümetin 2004 sonrası için bir şey söylemesi, IMF'in de ileriye dönük hesaplamalar yaparken bunu gözönünde tutması gerekecek. Yetkililer, 2004 sonrasında ne olacağının ister istemez masaya geleceğini ama büyük ihtimalle Hükümetin, yine bu konuda kesin bir şey söylemek için seçimin geçmesini bekleyeceğini, yani bu konudaki kesin kararın 8. gözden geçirmeye kalmasının beklendiğini söylüyorlar.ANLAŞMA OLMAZSABu arada bakanların yanısıra, DPT ve Hazine Müsteşarlarının '2004 sonrası yeni anlaşma olmaz', '2004'den sonra 6.5 faiz dışı fazla verilemez', '2004'den sonra yatırımların açılması lazım' gibi demeçleri, ekonomi bürokrasisinin de yeni bir anlaşmadan yana olmadığını gösteriyor. Piyasalarda ise '2004 sonrasında da IMF'le ilişkilerin devam ettirilmesi' yönünde bir beklenti var. Özellikle bu yıl sonunda AB'den 'müzakerelerin başlama kararı çıkmaması' halinde, bir güvensizlik oluşacağı görüşü hakim. Hükümetin 'IMF yerine AB çıpası'nı koyamadığı takdirde mali disiplin ve yapısal tedbirler konusunda savsaklama eğiliminin artmasından korkan piyasa oyuncuları, 'Bir zorlama olmadığı takdirde Hükümetin ekonomik programı sürdürmeyeceği' konusunda ciddi endişeler taşıyor. İşte bu nedenle, '2004 sonrasının konuşulması' çok önemli.Bu arada Hükümetin IMF'le 2004 sonrası için, 'yakın izleme anlaşması' gibi esnek bir program da dahil, hiçbir bir program yapmaya yanaşmaması halinde bile, IMF'in Türkiye üzerindeki yakın gözetiminin süreceği anlaşılıyor.Türkiye, bilindiği gibi IMF'deki kotasının kat be kat üstünde kaynak sağlamış durumda. Önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde IMF'e yapılacak geri ödemeler, 25 milyar doların üzerinde.İşte IMF kurallarına göre 'kotasının yüzde 100'unu aşan miktarda kaynak kullanan üyeler için' konulmuş bir kural var. Bu kurala göre; o ülkenin kullandığı kaynak, kotasının yüzde 100'üne ulaşana kadar, IMF 'üç ayda bir denetim'e devam ediyor. 'Post programme monetaring' (program sonrası izleme) adı verilen bu prosedüre göre, IMF Türkiye Masası, Hükümet yeni bir program yapmaya yanaşmasa bile, 2004'den sonra da, üç ayda bir gelip ekonomik durumu ince ince gözden geçirip rapor yazacak. IMF'in yazdığı raporların yayınlanıp yayınlamaması ise o ülkenin, yani Türkiye'nin insiyatifinde değil. Yani IMF, Türkiye ile ilgili üç ayda bir hazırladığı raporu dünya kamuoyuna açıklayacak. Bu süreç Türkiye'nin geri ödemelerini yapıp, borcu IMF'deki kotasının yüzde yüzüne inene kadar, devam edecek. Kotasının kabaca 3 milyar
dolar olduğunu varsayarsak, normal ödeme planına göre 2006'nın sonuna kadar, IMF üç ayda bir gelip rapor yazmaya devam edecek. Yani yeni anlaşma olmasa da yakın denetim devam edecek.Devlet Bakanı Ali Babacan'ın '4. madde kapsamına göre ilişkiler sürecek' demesine rağmen, 4. madde kapsamındaki ülkeler için yılda bir izleme yapılıyor. Ziyarette yeni borç ertelemesi konuşulacak BU arada, 2004,2005 ve 2006 yılları masaya yatırılırken, ister istemez gündeme gelecek bir başka konu da Türkiye'nin IMF'e borcunun geri ödemesinde bir hak daha isteyip istemeyeceği. Ali Babacan'ın uzun süredir 'bir erteleme hakkımız daha var' diyerek, bunu ima ettiğini biliyoruz. Bu konu bu kez gündeme gelecek ama kararın açıklanması yine seçim sonrasına bırakılabilir.2003 Ağustos ayı başında, IMF'e olan borcun 2004 ve 2005 yıllarına düşen kısmı ertelenirken Türkiye'nin, daha önce yapılan anlaşma uyarınca, bir erteleme hakkı olduğunu yazmıştık.2 Ağustos 2003 tarihinde 'Uluslararası Para Fonu'ndan Kullanılan Kredilerin Yeni Ödeme Planı' başlığıyla, Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan açıklamada da bu imkandan söz edilmişti.Bu açıklamada 1 Ağustos'ta yapılan IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun kabul ettiği yeni ödeme planı yeralmış, 'Geri ödeme planı şu anda sadece 2004 ve 2005 yılları için değiştirilmiştir. Türkiye'nin daha sonraki yıllarda da, erken ödeme planından normal ödeme planına geçme hakkı vardır' denilmişti.KİT dengesini ÇEAŞ mı kurtardı?IMF'in bu ziyaretinde 2003 yılı gerçekleşmeleri de detaylarıyla ele alınıp, özellikle vergi kaybı nedeniyle 2004'de alınması gereken önlemlerin kesin miktarı da belirlenecek.Bu arada bütçe dengesinin yanısıra, hala çıkarılamayan KİT dengesi de merak konusu. Bürokratlar KİT dengesindeki faiz dışı fazlanın belirlenen yüzde 1.5 veya yakın bir rakam çıkacağıni söylüyor.Özellikle elektrikteki gerekli zamların yapılmaması nedeniyle KİT dengesinin belirlenen faiz dışı fazlanın altında kalması beklenirken, bu tür açıklamalar akla başka şeyler getiriyor. Çünkü KİT dengesindeki fazlanın, 0.5 puan bile, hedefin altında çıkması halinde, özellikle KİT'lerde yapılacak zamlardan karşılanması gereken, 2 katrilyon liralık bir açık daha çıkmış olacak.Bilgi veren yetkililer KİT dengesinin kağıt üstünde sağlanması için, el konulan ÇEAŞ'tan yapılan tahsilatların elektrik KİT'lerine alınmış olabileceğini söylüyorlar. Halbuki ÇEAŞ'ın İmar Bankası'ndan kullandığı yüksek miktarda
kredi var ve ÇEAŞ'ın tahsilatının büyük bölümünün İmar Bankası'na yani TMSF'ye geri ödenmesi gerekiyor. Yetkililer, ekonomi yönetiminin KİT açığını kapatmak için ÇEAŞ parasını tümüyle kendi elektrik tahsilatı gibi göstermiş olabileceğini, KİT dengesinin sağlanmasında bunun kullanılmış olabileceğini söylüyorlar.Hazine'nin TMSF'ye İmar bankası nedeniyle verdiğe kağıdın, bu tahsilat TMSF'ye alınmadığı için, olması gerekenden daha yüksek çıkmış olabileceğinden sözediliyor.Bunlar tabi ki birer tahmin ve KİT rakamları detaylarıyla çıkınca, asıl tablo ortaya çıkacak.Bu arada IMF Heyetinin bu kez sosyal güvenlik reformu ve KİT yönetişimi dahil, Hükümetin savsakladığı ve daha çok Dünya Bankası üzerinde yürüyen yapısal tedbirlere de ağırlık vereceği ve mutlaka bu yıl sonuna kadar bu reformların bitirilmesini isteyeceğini de duyuyoruz.
button