Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2003 00:00
GEÇTİĞİMİZ hafta, bankacılık yasasıyla ilgili yoğun günler yaşandı. Bankacılar ve hukukçular, bu yasanın ilk halinin sorumluluğu konusunda, Ankara'da herkesin topu birbirine attığını söylüyorlar. Son anda Devlet Bakanı Ali Babacan'ın devreye girmesiyle belirli bir uzlaşma noktası bulunup, tasarıya son şekli verilirken, tartışmaların burada bitmediği, önümüzdeki günlerde konunun tekrar gündeme geleceği konusunda, herkes hemfikir.IMF ve Dünya Bankası'nın, her şeyden önce kendilerine hiç sorulmadan, sadece iki madde ile sınırlı olacağı söylenip, böyle bir yasa hazırlanmasından çok rahatsız oldukları ortaya çıktı. Son anda devreye girip tasarının birçok maddesinin değişmesine neden olan IMF'e, 'yakında TMSF için bir düzenleme daha yapacağız' sözü verilerek, tasarının bu şekline ikna edildiğini öğrendik. Bulunan ortayola göre; TMSF'nin idari olarak BDDK'ya bağlı kalması, yönetimine yeni kişiler atanmasına IMF razı oldu. İşte IMF'in böyle bir formüle razı olmasının ardında, verilen 'TMSF' nin önümüzdeki günlerde yeni bir yasayla ayrı örgütleneceği' sözünün yattığı ortaya çıktı. Ancak bunun nasıl bir yasa olacağını,en azından şimdilik, kimse bilmiyor. IMF ve Dünya Bankası uluslar arası örneklere bakarak buna razı oldular ama bu son 10 güne kadar böyle bir şey gündemde yoktu. Yani Hükümetin zaten böyle bir şeyden haberi yoktu, IMF ve Dünya Bankası da, yapılacak vahim hatayı düzeltelim derken, böyle bir yola, düşünmeden girmiş oldu. Şimdi, TMSF'nin BDDK'dan ayrılmasını konuşacağız. Konuşacağız ama kimse hazırlıklı değil. Bu nedenle de, bilinçli bir tartışma ortamı sağlanması güç. Çünkü; IMF ve Dünya Bankası'nın razı olduğu TMSF'nin sigorta şirketi gibi BDDK'dan alınıp ayrı bir çatı altında örgütlenmesinin, çözüm getirmesi zor Dünyadaki eğilim tasarruf mevduatının daha çok özel sigorta şirketleri eliyle sigorta edilmesi, buna karşılık varlık yönetim şirketleri kurularak, banka batıklarının bu şirket ya da şirketler kanalıyla tahsil edilmesi. Hükümet bu yasayı getirirken 'batıklardan tahsilat için hazırlandı' demişti ya, işte tahsilat yapmanın çağdaş yolu varlık yönetim şirketlerinden geçiyor. Aslında BDDK'nın, yani denetim gözetim organının, tasarrufa verilecek devlet güvencesinin, mevduata bankaların ayrı bir sigorta yapma ihtiyacının, batıkların tahsilatının ayrı ayrı, ama bir bütünün parçası olarak ele alınıp çözümlenmesi gerekiyor. Bunun için 'ille de şu model' demenin anlamı yok. Değişik ülkelerde çok değişik uygulamalar var ve Türkiye'nin kendine uygun modeli, ciddi olarak tartışarak belirlemesi gerekiyor.Bence; IMF ve Dünya Bankası'nın da razı olduğu, rastgele çıkan TMSF'nin BDDK'dan ayrı örgütlenmesi, Türkiye şartlarına pek uymuyor. Bunun yerine zaten yasası çıkmış varlık yönetim şirketlerinin devreye sokulması, TMSF'nin BDDK bünyesinde teknik bir kurum olarak yeralması ya da
Merkez Bankası bünyesine verilmesi üzerinde tartışmak daha yararlı olacak.Umarım; Adalet Bakanlığı'nın bilmeden hazırladığı taslağı düzeltelim derken yapılan bu hata, bir fırsata dönüştürülür de, bankacılık sisteminin ihtiyaçları masaya yatırılıp, daha entellektüel bir tartışma sonucu, doğru dürüst., bir daha bozulmayacak bir formülle çözülür. Bunu yapmak için de tabi ki bir bakanlığın 'ben yaptım oldu' dememesi, hukukçusunun,bankacısının, uluslar arası kuruluşunun, ilgili diğer uzmanların katılımıyla, ortak bir yol bulunması doğru olan yoldur.Board için en son tarih 19 Aralık IMF Sözcüsü 'yasalar yetiştirildiği takdirde 6. gözden geçirmenin İcra Kurulu'nda bu yıl görüşülebileceği' ni söyledi, ama bu çok zor. Konuyla ilgili bir Bakana, 'Bu yıla yetişme imkanı var mı?' diye sorduğumuzda aldığımız yanıt: 'Çok zor ama hala umut var' oldu.Bakanın verdiği bilgiye göre; IMF İcra Kurulu'nun bu yıl 6. gözden geçirmeyi tamamlaması için en geç tarih 19 Aralık Cuma günü. ABD'den, 22 Aralık Pazartesi gününden itibaren Noel tatiline girildiği için, en son görüşme tarihi olarak 19 Aralık'ın bildirildiğini kaydeden Bakan, 'TBMM takvimi nedeniyle şimdiden kesin bir şey söyleyemiyoruz. Yasalar hızlandı, önümüzdeki hafta yasaları bitirir ya da son aşamasına gelirsek, belki 19 Aralık'a yetiştirebiliriz' dedi.Hükümette, piyasalardaki olumlu havanın, 6. gözden geçirmenin yeni yıla kalması halinde bile bozulmayacağı yönünde bir görüş olduğunu, yani rahat olduklarını gözledik. Piyasanın, gözden geçirmenin yeni yıla sarkmasını satın aldığını kaydeden aynı Bakan, 'Tabi ki tamamlanabilirse çok iyi olur, ama gelecek yıla kalsa bile fazla sorun olmayacak gibi gözüküyor' dedi.Bu yıl sonuna kalmadan 6. gözden geçirmenin tamamlanmasına çalışan Bakan, bu belirsizlik nedeniyle, şu günlerde Board tarihini soranlara 'Ya bu yıl son günlerinde, ya da yeni yılın ilk günlerinde' yanıtını vermekle yetiniyor. Umarız, 'sorun yaratmaz' diye bakılan piyasalar, bunu yılbaşından sonra satınalmaya kalkmaz.‘İşçilerim fabrikayı işgal eder’ tehdidi tutacak mı?BU arada bankacılık yasasına konan, 'İstanbul yaklaşımına girmiş anlaşmalar dahil, BDDK'nın taraf olduğu tüm yeniden yapılandırma anlaşmalarına yeniden görüşülme imkanının getirilmesi', önümüzdeki dönemde epeyce tartışma yaratacak.Başından beri; teknik olarak gerçekleşmiş bu anlaşmaların silbaştan, hem de siyasiler tarafından yeniden ele alınmasının yaratacağı sıkıntıları, bu imkanın ister istemez 'siyasi bir silah' olacağını, AKP'nin bu maddeyle ekonomide servet dağılımını kendisine göre yeniden düzenleme imkanı yarattığını, söyleyip duruyoruz. Bu iddiamızda ısrarlıyız,. Yasa bu şekliyle geçerse, hemen önümüzdeki günlerden başlayarak, siyasi pazarlıkların gündeme gelmesi kaçınılmaz. Ankara kulislerinde bu maddenin, 'onlardan parayı alacağız' denilen batık banka patronları ile yeniden pazarlık masasına oturulması amacıyla çıkarıldığı, yoğun olarak söyleniyor.Örneğin; Ocak ayı sonunda yüklü geri ödemesi gelen bir batık banka patronunun, şimdiden Hükümetle bu konuyu görüştüğü, teknisyenlerin hazırladığı, kendisinin de kabul ederek imzaladığı, bu ödemenin de yeraldığı anlaşmayı, Hükümetle müzakere etmeye başladığı söyleniyor. Bunun ne anlama geldiği açık: 'Yeni imkanlarla, yeniden ödeme planı' hazırlanacak demek.Bu arada bir batık banka patronunun ise BDDK'nın hazırladığı ödeme planını kabul etmediği, batırdıklarına karşılık fabrikalarından hiçbirini vermeye yanaşmadığı, BDDK'yı da 'Bunlar ümüğümü sıkıyor' diyerek Başbakan dahil hükümet üyelerine şikayet ettiği biliniyor. Bu, belki de Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yakındığı batık banka patronunun, Hükümete 'Benim fabrikamı alırsanız, bütün işçiler benim hemşehrim, fabrikayı işgal ederler' dediği, yani bir anlamda işgalle tehdit ettiği de biliniyor. Başbakanla ve Hükümet üyeleriyle hem
seçim öncesi, hem seçim sonrası sık sık konuşma fırsatı bulabilen bu kişinin, bu yasa maddesine dayanarak, Hükümetle pazarlık etmek isteyeceği, açık değil mi? Sizce bu kişi başarılı olmayacak mı? Şimdi bu yasa mı, 'batık banka patronlarından tahsilat' için hazırlandı?. Yoksa, sadece, bu yasa çalışmaları sırasında bazılarının dile getirdiği, 'Tabloları hala duvarında, yatlarında gezmeye devam ediyor' dedikleri batık patrondan mı tahsilat amaçlıyorlar?Sıra kamu bankalarına geliyorIMF ve Dünya Bankası'nın, bankacılık yasasıyla ilgili son deneyimleri nedeniyle, bundan sonra Hükümete çok daha fazla şüpheyle yaklaşacağı kesin. Özellikle Dünya Bankası'nın Hükümetin tavrından rahatsız olduğu bir konu da, kamu bankaları konusu. Başta Başbakan olmak üzere Hükümet üyelerinin, Vakıfbank, Ziraat ve Halk bankalarının daha önce hazırlanan reform planının tersine, 'bu bankaları siyasi olarak kullanmak amacı taşıdıkları'ndan şüphe ediyorlar.İşte bu nedenle önümüzdeki günlerde kamu bankalarının durumu yeniden masaya yatırılacak. Özelleştirilecek derken Vakıfbank'ın satışında bilinçli olarak savsaklama görülmesi, aksine kamunun elindeki bu bankanın açılmaya devam etmesi, rahatsızlık konusu. Bu nedenle Dünya Bankası Vakıfbank için ikinci bir 'alıcı incelemesi' istedi. Bu bankayı yakın takibe alacaklar. Bu arada Ziraat ve Halk bankaları yönetimlerinin 'yeni personel alımı' başta olmak üzere, reform programına ters taleplerinin artması da, rahatsızlık yaratıyor.
button