Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI Para Fonu’nun (IMF) yeni başkanının kim olacağına ilişkin spekülasyonlar tüm hızıyla devam ederken, Kemal Derviş ile ilgili yorum ve değerlendirmelerin ardı arkası kesilmiyor. Yapılan değerlendirmeler arasında en ilginci ise New York Times’ın (NYT) haberinde yer aldı. New York Times, IMF başkanlığı için ismi geçen Devlet eski Bakanı Kemal Derviş’i hem çok övdü hem de “ilişki” iddiasında bulunurken, Derviş’in başkanlık şansına zarar verebilecek “bir sırrı” olduğunu öne sürdü.
Çok eski bir ilişki
Derviş’in çok eskiden Dünya Bankası’nda üst düzey yönetici ve bekarken evli bir kadın çalışanı ile kurduğu iddiasına yer verildi. New York Times gazetesi, tanınmış yazarlarından Landon Thomas Jr. imzası ile yayımladığı haberde, “Çok eski ilişki, Türk adayının IMF’ye liderlik yapma şansına zarar verebilir” başlığını kullandı. “Zaten profesyonel yeteneklerinin nedeniyle Sayın Derviş’in ismi olası bir aday olarak yaygın bir biçimde geçiyor” denilse de, bu sırrın Derviş’i adaylıktan diskalifiye edebileceği belirtildi. Söz konusunun kaynağın verdiği bilginin eski bir Dünya Bankası iktisatçısı olan ve o dönemde Derviş ve söz konusu kadınla aynı katta çalışan Stanilas Balcerac tarafından doğrulandığını yazan NYT’ye göre, Balcerac, 62 yaşındaki Derviş’in o dönemde bekar, kadının ise evli olduğunu söyledi.
Az rastlanan bir durum değil
Ancak Stanilas Balcerac, söz konusu ilişkinin, çok eskiden meydana geldiğini, yıllar önce Dünya Bankası’nın bu tür konularda daha gevşek olduğunu, üst düzey yöneticilerin emrinde çalışanlarla ilişki kurmalarının az rastlanan bir şey olmadığını belirtirken haberde Dünya Bankası’ndaki durumun, 2007 yılında dönemin başkanı Paul Walfowitz’in ilişki içinde olduğu kadını terfi etmesi üzerine yaşanan “küçük skandal” ile değiştiğine dikkat çekildi.
Kağıt üstünde mükemmel aday
Gazeteye konuşan Balcerac, aynı zaman Derviş’i överek o dönemde Dünya Bankası’nın “en parlak ve en yetenekli” yöneticilerden biri olduğunu belirtirken “Standart bir bürokrat değildi. Kararları çabuk verir son derece dinamikti” sözlerini kullandı. Haberde de “Kağıt üstünde Kemal Derviş, Uluslararası Para Fonu lideri olarak Dominique Strauss-Kahn’un yerine mükemmel aday gibi görülebilir” denilirken, Derviş’in ekonomiden sorumlu bakan olarak Türkiye’nin 2001-2002 döneminde ciddi bir finansal krizden çıkmasını sağladığını, Fransızca, Almanca ve İngilizce çok iyi konuştuğunu, Dünya Bankası ve BM gibi örgütlerlerde geniş bir tecrübesinin bulunduğunu vurguladı.
Lagarde’dan sonra 2’nci favori
Kemal Derviş’in bahislerde Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde’nin ardından ikinci favori olduğuna dikkat çeken ABD’li gazete, Ayrıca Derviş’in, küresel finansal kurumlarda daha geniş bir rol oynamak isteyen yükselen ekonomiler ile bir köprü oluşturacağını belirtilen haberde, Derviş’in profesyoneller arasında da “birçok hayranının bulunduğu” da belirtildi. Ayrıca Havard Üniversitesi öğretim üyelerinden Dani Rodrik’in “Bu iş için en uygun adam. Gerçekten liyakata dayalı bir atama olur” ifadelerine de yer verdi.
İspanya’dan madalya aldı ‘Aday olmayacağım’ dedi
İSPANYA’nın Dışişleri Bakanlığı’ndan dün düzenlenen bir törenle üstün liyakat madalyası alan Kemal Derviş, son birkaç gündür gazetecilerin IMF ile ilgili sorularıyla karşılaşıyor. Ortaya attığı iddia ile olarak Kemal Derviş’e de ulaşan NYT, Derviş’in özel hayatının ayrıntılarını konuşmak istemedi.ni yazdı. Derviş, NYT’nin sorusuna “Bakın, ne ben adımı ortaya koydum ne de kimse, beni bu görev ile ilgili aradı. Elbette ki müteşekkir oldum ama şu anda söyleyebileceğim bundan ibarettir” demekle yetindi.
ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, Kemal Derviş’in IMF başkanlığına aday olmayacağını açıkladı. Derviş gazeteye yaptığı yazılı açıklamada, “IMF’nin başına kimin geçeceği konusunda yapılan spekülasyonlarda yeterli deneyime sahip insanlar arasında benim de adım geçmiştir. Şu ana kadar aday olmadım ve aday olmayacağım. Brookings Institute’daki görevimden memnunum ve buradaki araştırmalarıma devam etmek istiyorum” dedi. İspanya’da basına kapalı olarak gerçekleşen madalya töreninin ardından Anadolu Ajansı’nın başkanlıkla ilgili sorusuna ise Derviş, “Bu konuda şimdi açıklama yapmam doğru olmaz” yanıtını verdi.
Merkel, açıkça Lagarde’ı gösterdi
FRANSA Maliye Bakanı Christine Lagarde, Strauss-Kahn’dan boşalan IMF Başkanlığına getirilebilecek adaylar arasında başı çekerken, Almanya da tercihini bu yönde olacağını belli etti. Kuruluşundan bu yana 65 yıldır hep Avrupalı bir başkanın seçildiği ve 10 başkanından 4’ünün Fransız olduğu IMF’de, Almanya ve Fransa’nın işaret ettiği aday her zaman şanslı oluyor.
Birkaç gündür yaptığı açıklamalarda IMF’nin yeni başkanının Avrupalı olması gerektiğini vurgulayan Almanya Başbakanı Angela Merkel, dün bir kez daha aynı sözleri tekrarladı.
Ancak Merkel, bu kez “IMF başkanlığı için aday gösterilen isimler arasında, Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde’a büyük saygım var. Adı geçenler arasında, iyi bir şöhrete sahip olduğunu, ayrıca çok beğendiğimi söyleyebilirim” dedi.
Cinsiyeti avantaj
İsveç Maliye Bakanı Anders Borg da, Lagarde’ın olağanüstü ehliyete sahip olduğunu belirterek, Lagarde’ın cinsiyetinin “avantaj” olduğunu, çünkü bugüne kadar dünyanın yarısının IMF başkanı olarak temsil edilmediğini ifade etti.
IMF’de kadın çalışanlar etek giymekten kaçınıyor
IMF’de cinsel taciz iddiaları yankılanmaya devam ediyor. New York Times gazetesi, Dominique Strauss-Kahn’ın New York’ta bir otelin temizlik görevlisine cinsel saldırı iddialarıyla gündeme gelen IMF’de, bazı kadınların dikkat çekme korkusundan dolayı etek giymekten kaçındıklarını savundu.Haberde, taciz iddialarını soruşturma göreviyle IMF’ye geçen yıl katılan Virginia R. Carte’nin IMF’nin son zamanlarda çalışanlarını korumak için güçlü adımlar attığı belirtildi. Carte’nin şu sözlerine yer verildi: “6 Mayıs’ta kabul edilen yeni davranış kodunda, astlarla samimi ilişkilerin çıkar çatışmasıyla sonuçlanması muhtemel ve uygun yetkililere ifşa edilmesi gerekir. İşyerinde bazen ilişkilerin gelişebileceğini kabul ediyor ancak bu duyarlı olmayacağımız anlamına gelmiyor ve iddia edilen tacizin eğer bir kanıtı varsa araştıracağız.”
Gazete, IMF’deki taciz iddiaları çerçevesinde, IMF’den ayrılan geç bir kadının 2009’da bir üst düzey departman müdürünün bir ilişki arayışı için açık bir şekilde e-mail göndermeye başladığını ve patronunu şikayet ettiğini söylediğine dikkat çekti. Öte yandan, bazı kadınların ise farklı düşündüğü belirtilerek IMF’de 37 yıl çalışan Teresa Ter-Minassian’ın “Kariyerim boyunca cinsel taciz olayıyla karşılaşmadım” sözlerine yer verildi.
Yeni IMF Başkanı nasıl seçilecek
IMF’te Dominique Strauss-Kahn’ın istifasıyla boşalan başkanlığı halen geçici olarak John Lipsky yürütüyor. IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun başkanlık seçim sürecini başlatmak için gelecek hafta Perşembe günü toplanması beklerken, kuruluşta bu süreç şöyle işliyor:
IMF’nin yeni başkanı yönetim kurulu tarafından seçilecek. Yönetim kurulu 187 ülkeyi temsil eden 24 üyeden oluşuyor. ABD, Çin, Japonya ve İngiltere gibi “büyük ekonomiler”, bir üyeyle temsil ediliyor. Diğer ülkeler ise, gruplar halinde temsil ediliyor.
Yönetim kurulu, yeni başkanı uzlaşarak seçmeye çalışacak. Ancak eğer konuşma safhasında anlaşamazlarsa, oylamaya gidilecek. Oylar ise, ülkelerin IMF üyeliğine bağlı olarak farklı ağırlıklara sahip olacak. Bu ağırlık, aşağı yukarı ülkenin dünya ekonomisinde tuttuğu yere denk geliyor.
ABD ve Avrupa ülkeleri, IMF’nin yeni başkanını seçecek olan İcra Kurulu’ndaki oy ağırlıklarının yüzde 50’den fazlasını ellerinde bulundurmaları nedeniyle, bu süreçte belirleyici bir güce sahipler.
Guardian: Birçok kişi Derviş’i destekliyor ama yeni başkan Avrupalı olur
GUARDIAN gazetesinde yer alan Martin Kettle imzalı haberde, Kemal Derviş gibi birçok kişinin desteklediği isimlerin adaylar arasında yer aldığı, ancak yine Avrupalı bir kişinin IMF Başkanı olmasının yüksek ihtimal olduğu vurgulandı.
Times: Avrupalı bir başkan tarihi hata olur
IMF’nin yeni başkanının kim olacağı tartışmaları sürerken, İngiliz basını bir sonraki başkanın Avrupalı olmasının olası gözüktüğünü ancak bunun “tarihi bir hata” olacağını yazdı. Gazete başyazılarından birini konuya ayırarak, en güçlü adayın Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde olduğunu ancak şimdiye kadarki IMF Başkanlarının hep Avrupalı olduğuna dikkati çekti. Yazıda, bu geleneğin sürme olasılığının yüksek olduğu ifade edildi IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların ekonomik yapılarında 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana çok fazla değişiklik olmadığının belirtildiği yazıda, “IMF Başkanının yine Avrupalı biri olmasının tarihi hata olacağı” yorumu yapıldı.