Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF), İcra Direktörleri Kurulu’nun görüşlerine de yer verdiği Türkiye ile Program Sonrası İzleme ve 2010 Yılı 4’üncü Madde Konsültasyon Raporu’nda, ilk kez Türkiye ile ilgili tahminlerinde ekonomik büyüklüğünün 1 trilyon liranın üzerine çıkacağı öngörüsünde bulundu. Türkiye’nin, 2008’de 950 milyar, 2009’da 954 milyar TL olan Gayrı Safi Milli Hasılası’nın (GSYİH) 2010 yılında 1 trilyon lira sınırını aşarak, 1 trilyon 95 milyar 600 milyon TL olacağı rapordaki tahminler arasında yer aldı.
Yüzde 6.1 büyüyecek
Türkiye’ye ilişkin oldukça olumlu değerlendirmelerin yer aldığı rapora göre, Türkiye’de 2010 yılında reel sektörde GSYİH yüzde 6.1 büyüyecek. Özel tüketim artışı da aynı oranda olacak. Özel brüt sabit yatırım büyüme oranı yüzde 20.5 olarak tahmin edildi. GSYİH’ya özel iç talebin katkısı yüzde 8.7 olarak hesaplanırken kamu harcamaları yüzde 0.5 azalacak. 12 aylık dönem sonunda tüketici fiyatlarıyla enflasyon yüzde 7.6, satın alma paritesine göre enflasyon ise yüzde 7.1 olarak hesaplandı.
İthalat kötüleştirebilir
IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun Türk yetkilileri, kriz öncesi kırılganlıkları sınırlayan, krize etkin bir karşılık oluşturan ve halen devam eden sağlıklı bir ekonomik toparlanmaya katkıda bulunan kapsamlı reformları ile ekonomi politikalarına ilişkin öngörülü duruşları dolayısıyla övdüğü raporda şöyle denildi: “Türkiye’nin ana zorluğunun toparlanmaya zarar verebilecek dış dengesizlikleri denetim altında tutmak olduğu düşünülüyor. Özellikle, belirsiz küresel görünüm karşısında, ithalata aşırı güvenin dış pozisyonu kötüleştireceği, büyümeyi potansiyel olarak istikrarsız dış finansmana bağlı kılacağı görülüyor.”
Mali Kural gecikmemeli
IMF Direktörleri, politika çerçevesinde önemli güçlenme getireceğini düşündükleri yeni Mali Kural hazırlığının memnuniyetle karşıladıklarının belirtildiği raporda bu konuda şu ifadeler yer aldı: “Mali Kural’ın 2011 bütçesi hazırlıklarının temelini oluşturacağını umuyoruz. Bu bakımdan taslağın hızlı bir şekilde onaylanmasını bekliyor, gecikmenin kısa süreli olacağını ümit ediyoruz. Mali Kural’ın başarısı, güçlü siyasi destek, güçlendirilmiş bir vergi yönetimi ve harcama baskılarının sınırlandırılması dâhil yeterli yardımcı koşulların desteğiyle, yetkililerin taahhütlerine sadık kalmasına bağlı.”
Toparlanma güçlü olur
Türkiye’de genişleyen dış dengesizliklerin eşlik ettiği toparlanmanın kısa vadede güçlü kalmasının beklendiği belirtilirken, büyümenin yıl içinde kredi talebi kaynaklı kesintisiz bir ivme sergilemesinin ögörülüdüğü kaydedildi. Enflasyonun azalmaya devam edeceği ancak yine hedef bandın üst yarısında kalacağı tahmin edilen raporda şöyle denildi: “Büyümenin kaldığı yerden devam etmesi ve bol küresel sermaye akışlarıyla birlikte cari işlem açığının, ithalatta canlı büyümeyle GSYİH’nın yüzde 4.75’ine genişlemesi tahmin ediliyor. Bu kayıtlı sektör istihdamının ağır maliyetini yansıtıyor.”
Kredi kartına önlem alın bankalara stres testi yapın
IMF raporunun Türk bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirme bölümünde, Türkiye’de kredi kartlarına dönük önlemlerin artırılmasını ve bankalarına kapsamlı stres test senaryolarından yararlanılmasını istedi. Raporda bankacılık sektöründe sadece geri dönmeyen kredilerde az bir miktar yükseliş görüldüğü ve sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek kaldığı kaydedildi. IMF’nin genel anlamda, küresel krize bir karşılık olarak birçok ülkede başlangıçta girişilen finansal sektör düzenlemelerinde gösterilen gevşemenin aşamalı olarak sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu raporda, “Gelecekteki risklerin yükselmesine önlemek üzere, kredi kartları, firmalara sınırsız kredi verilmesi konularında makro öngörülü düzenlemelerin güçlendirilmesi, mortgage üzerindeki borç hizmetlerinin sınırlandırılması kadar, daha kapsamlı stres testi senaryolarından yararlanılmasını tavsiye ediyoruz” denildi.
İstihdam maliyetleri biraz daha düşebilir
IMF’nin rekabet eksikliğine dikkat çektiği raporda şu ifadeler yer aldı: “Rekabeti güçlendirecek, istihdam bakımından zengin bir büyümeyi güvence altına alacak, dış tasarrufa bel bağlamayı azaltacak, ithalat bağımlılığını düşürecek cesur yapısal reformlara ihtiyaç var. İstihdam maliyetleri bölgesel emsalleriyle daha iyi uyum sağlamalı. Artan bir esneklik getiren ve emek piyasasında kimi yapısal sorunlara hitap eden kapsamlı istihdam stratejisi hazırlıklarını memnuniyetle karşılıyoruz.”
Türkiye krize güçlü girdi
IMF raporunun Türkiye ekonomisinin geçmiş döneminin anlatıldığı bölümünde “Yaklaşık on yıl süren güçlü makroekonomik politikalar ve reformlar Türkiye’nin küresel finansal krize, Yükselen Avrupa’daki birçok ülkeden daha güçlü bir pozisyonda girmesini sağladı” denildi.. Söz konusu güçlü konumun Türk ekonomisinin, küresel finansal krizin başlattığı önemli üretim düşüşünden hızlıca çıkmasına yardımcı olduğunu belirten IMF, kriz dönemi Türkiyesini şöyle özetledi: “2008 sonlarında ve 2009 başındaki hızlı çöküşten sonra GSYİH, sermayenin yeniden akmaya başlaması ve iç güvende tutarlı bir iyileşme üzerine hızlı bir şekilde toparlandı. Mali, parasal ve finansal politikalarda geniş çaplı ve uygun rahatlama toparlanmaya katkı yaptı. Sonuçta GSYİH 2009 yılında yüzde 4.75 oranında düştü. Bununla birlikte, zayıf talep üzerine 2009’da azalan cari işlemler açığı o dönemden beri genişliyor. 2010 başlarında büyük dolaylı vergi artışları gıda fiyat şokları enflasyonda geçici bir sıçramaya ve aynı zamanda enflasyon beklentilerinde artışa neden oldu.”