Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın dün resmen istifa etmesinin ardından yeni başkanın kim olacağına ilişkin tartışmalar da hızlandı. Geleneksel olarak IMF başkanlığını Avrupalılar alsa da gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki artan rolü, başkanlığı tüm üye ülkelere açma konusunda baskıyı artırıyor. Cinsel taciz suçlamasıyla New York’ta tutuklanarak cezaevine gönderilen Strauss-Kahn’ın yoğun baskılar üzerine istifa etmesinden sonra potansiyel adaylara ilişkin spekülasyon iyice artarken, bahislerde Devlet eski Bakanı Kemal Derviş’in favori gösteriliyor. Bahis şirketi William Hill’de liste başı olan Derviş’i, Hindistan Planlama Komisyonu Başkan Yardımcısı Hintli Montek Singh Ahluwalia ve Alman Bundesbank eski Başkanı Axel Weber izliyor.
1’e karşı 2.5 veriyor
William Hill’in yaptığı sıralamada, Türkiye’nin ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş için 1’e karşı 2.5 katı oran belirleniyor. Dervişten sonra sıralamayı 5 oranıyla Hindistan Planlama Komisyonu’nun Başkan Yardımcısı Montek Singh Ahluwalia ve 7 kat oranıyla Almanya Merkez Bankası’nın eski Başkanı Axel Weber alıyor. Bahis şirketinin sıralamasında hiç yeralmamasına karşın Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde da, IMF Başkanlığı için en güçlü adaylardan biri olarak gösteriliyor.
Derviş’in güçlü bağları
The Guardian gazetesi de, bahisleri yorumladığı “Bir Türk IMF için Favori” başlıklı haberinde 18 Mayıs öğleden sonra itibariyle “Uluslararası Para Fonu’nda Dominique Strauss-Kahn’ın halefi olarak Türk politikacı ve ekonomist Kemal Derviş önde” diye yazdı. Haberde “zaten güçlü bir aday” olarak görüldüğü belirtilen Derviş için, “Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Başkanı olan Derviş, Washington’daki Brookings Enstitüsü’nün küresel ekonomik programının başındadır ve IMF ile güçlü bağlarının olduğu biliniyor” deniliyor.
10 başkandan 4’ü Fransız
Buna karşın İngiliz gazetesi, Kemal Derviş veya Ahluwalia gibi kişilerin böyle bir göreve getirilebilmesi için “Avrupa’nın siyasi elitinin IMF üzerindeki geleneksel hakimiyetinden vazgeçmesi gerekeceği” yorumu yapılıyor. Haberde, ABD’nin Dünya Bankası, Avrupa’nın ise IMF’yi yöneteceği yönündeki mutabakatın çerçevesinde şimdiye kadar IMF’nin 10 başkanının tümünün Avrupalı, bunlardan 4’ünün de Fransız olduğuna dikkat çekti. Ancak yapılan bazı yorumlarda, IMF’de 65 yılın 36’sında Fransızlar’ın başkan olması Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde’ın adaylığı için dezavantaj olarak görülüyor.
Merkel, başkanın, AB vatandaşı olmasını istiyor
ALMANYA Başbakanı Angela Merkel, dün, IMF Başkanlığı’na AB üyesi bir ülke vatandaşının getirilmesini istedi. Bu açıklama, Derviş’in şansının çok azaldığı yönünde yorumlara neden oldu. Merkel, hafta başında yaptığı açıklamada da, IMF Başkanlığı’na Avrupalı bir aday beklentisini dile getirmişti.
Avrupa gücü bize bırakmaya hazır değil
LİMAK Yatırım’ın Siirt’te santralının temel atma törenin ilk ayağında Batman’da gazetecilerle bir araya gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF başkanlığı haberlerini yorumladı. Şimşek; IMF Başkanlığına hep Avrupa’nın karar verdiğine dikkat çekti. Ancak dünyada dengelerin batıdan doğuya kaydığı dönemde Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin uluslararası kurumlarda daha güçlü temsil edilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Elbette IMF başkanının Türk olması büyük kazanım olur. Avrupa’nın gücü şu aşamada gelişmekte olan ülkelere vermeye hazır olduğunu düşünmüyorum” dedi. Kemal Derviş’in adaylığına ilişkin de ”Sayın Derviş’e hiç sordunuz mu böyle bir talebi var mı” diye konuştu.
Çin yeni IMF başkanında liyakat ve şeffaflık istedi
ÇİN Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jiang Yu, yeni Uluslararası Para Fonu (IMF) başkanının, “liyakat, şeffaflık ve adalet” temelinde seçilmesi gerektiğini belirtti. Jiang, haftalık basın toplantısında, IMF’nin yapısal ve yönetimde reformları devam ettirmesi gerektiğini düşündüklerini, ayrıca başkanlığın da “liyakat, şeffaflık ve adalet” temelinde seçileceğine inandıklarını belirtti. Jiang, gelişmekte olan ülkelerin üst düzeylerde temsili gerektiğini ifade etti. Japonya Maliye Bakanı Yoshihiko Noda da IMF başkanının açık ve şeffaf şekilde seçilmesi gerektiği belirterek, “Avrupa’dan mı, gelişmekte olan ekonomilerden mi olması” gerektiği sorusunu yanıtlamadı.