Mutlu KOSER / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2006 00:00
Tekstil sektörüne yapılan KDV indirimi sonrasında IMF’den gelen ’programdan sapıyorsunuz’ uyarısı, hükümete sektörlere yönelik vergi desteği planını öteletti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, reel sektörün destek taleplerinin, 2007 bütçesi hazırlanırken karara bağlanacağını söyledi.
ULUSLARARASI Para Fonu’nun, ’programdan sapma’ eleştirisi üzerine hükümet sektörlerden gelen vergi indirimi taleplerini 2006 gündeminden çıkardı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, reel sektörün destek taleplerinin, 2007 bütçesi hazırlanırken karara bağlanacağını söyledi. E-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu 17’inci Toplantısı’na başkanlık eden Şener, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Reel sektörün destek taleplerinin ele alındığı dünkü toplantının sonuçlarının sorulması üzerine Şener, hükümetin ekonomik programı uygulamadaki kararlılığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Hükümet finans dengelerini koruma kararlılığı içindedir. Bu temel anlayışa uygun olarak, oluşan taleplerin değerlendirilmeleri sonucunda ortaya çıkan hususların, daha çok 2007 bütçe çalışmalarıyla birlikte oluşturulması ve karara bağlanmasının yerinde olabileceği eğilimi, bende ve ilgili bakan arkadaşlarımda oluşmuştur. Ancak yıl içinde bütçe gerçekleşmelerinde ortaya çıkan iyileşmeler, her zaman bu taleplerin karşılanacağı marjlar olarak dikkate alınabilir."
BDDK ATAMASI: Şener, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in yeniden mi atanacağı, yoksa yerine başka birinin mi atanacağına dönük sorulara, "Bu konuda henüz hazırlanmış bir kararname mevcut değil, sayın Başbakanımız bugün yurt dışı programından dönecekler ve konuyu değerlendireceğiz" yanıtını verdi. Gazetecilerin Tüpraş’ın özelleştirilmesi konusunda Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) yaptığı açıklamayı hatırlatarak, işlemin devamı yönünde kararı Bakanlar Kurulu veya ÖYK’nIn vermesi gerekip gerekmediği sorusu üzerine ise Şener, şöyle dedi: "Dün ÖİB bir açıklama yapmıştır, konuyu bu açıklama çerçevesinde değerlendirmek gerekli, dolayısı ile yeni bir değerlendirme imkanına sahip değilim. Üyesi olmadığım bir kurul adına yorum yaparsam bu doğru olmaz."
YETKİ PAYLAŞIMI: Dün bir gazetede yer alan demecinde atamalarla ilgili olarak "demokraside (Ben şunu istiyorum) söylemi doğru bir söylem değil" ifadesinin Tayyip Erdoğan’a yönelik olup olmadığının sorulması üzerine de Bakan Şener, şunları anlattı: "Bugün bir gazetede yer alan ifadeler doğrudan doğruya kendi tutumumla ilgili olarak ifade edilmiş ifadelerdir. Gazeteci arkadaşımız, (BDDK Başkanı olarak kimi atayacaksınız?) diyor. Ben de dedim ki, atamayı ben yapmıyorum. Atama bir süreçten geçtikten sonra tamamlanır. Demokrasiler yetkilerin paylaşıldığı bir süreçtir. Kim atayacak veya ben atayacağım ifadeleri, demokratik sürece uygun bir ifade değildir diye konuyu açıkladık. "
Arıoğlu: Vergide kimseyi beklentiye sokmamalıyız
GELİR İdaresi Başkanvekili Osman Arıoğlu, "hesabı kitabı yapılmadan" herhangi bir sektörle ilgili herhangi bir vergi indirimi yapılmayacağını belirterek, "Bunun dışında kimseyi beklentiye sokmamak gerekiyor" dedi. Gelir İdaresi’nin kendi içindeki "çürük elmaları seçtiğini" söyleyen Arıoğlu, sektörlerin de bunu yapmasını ve "içlerindeki çürük elmaları seçmesini" istedi. Arıoğlu, "Bu muhbirlik değil, haksız rekabete karşı isyandır" dedi. Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nca düzenlenen kayıtdışı ekonomiyle ilgili toplantıya katılan Arıoğlu, şöyle dedi: "Hedefimiz hem vergi tabanını yaygınlaştırmak, hem de vergi oranlarını indirmek. Bunu da yeri geldikçe bütçe mali disiplininin el verdiği ölçüde hükümet açıklıyor. Onun dışında hesabı kitabı yapılmadan herhangi bir sektörle ilgili, herhangi bir indirim yapılmayacağını zaten Sayın Bakanımız ilan etti. Bunun dışında kimseyi beklentiye sokmamak gerekiyor." dedi. Arıoğlu, tekstil sektörüne yönelik vergi indiriminin bütçeye nasıl yansıyacağına ilişkin bir soru üzerine, mart ayı beyannamelerinin nisanda alınacağını belirterek, "Şu anda birşey söyleyemem indirimin ne getirdiği ne götürdüğün nisanda belli olur" dedi.
KAYITDIŞI HEDEFİ ZOR:Arıoğlu, 2004-2005 yıllarında yüzde 28-29 düzeyine gerileyen kayıtdışılığı yüzde 10’un altına indirmeyi amaçladıklarını belirtirken, "Ama bunu 2006 yılında yapabilir miyiz. Çok zor keşke yapabilsek" diye konuştu. Kkayıtdışılık konusunda yanlış bir algılama olduğunu belirten Arıoğlu, "Bazı sektörlerde veya işletmelerde bırakın yüzde 100’ü yüzde 200 kayıtdışılık vardır. Bunu genele teşmil etmek yanlıştır" dedi. Vergi dairesine hiç uğramayan işletmeleri saptadıklarını belirten Arooğlu, kayıtdışılığı düşürmek konusunda hiç kimsenin kendisini soyutlayamayacağını, bütün sektörlerin destek olması gerektiğini söyledi.
TFF’nin mali koordinatörüne ’yanlış vergi’ davası
TÜRKİYE Futbol Federasyonu, A Milli Takım ve Ümit Mili Takım futbolcularına ödenen ücretler üzerinden yüzde 15 stopaj yerine yüzde 40’lara varan gelir vergisi ödeyerek kurumu yasal faiziyle birlikte 1 bir milyon 337 bin 914 YTL zarara uğratan mali işler koordinatörü Haldun Kozakoğlu’nu işten çıkarıp hakkında dava açtı. Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davanın dilekçesinde 4842 sayılı kanun ile gelir vergisi kanununa eklenen geçici 64 . maddesine göre sporculara ödenen ücretlerin gelir vergisinden ayrı tuttuğu anlatıldı. Sporculara ödenen ücretler üzerinden yüzde 15 oranında stopaj kesintisi yapılması öngörüldüğü söylenen dilekçede, mali işler koordinatörü Haldun Kozakoğlu’nun bu düzenlemeye uymadığı belirtildi. Haldun Kozakoğlu’nun sporcu ücretlerine yüzde 40’lara varan oranda gelir vergisi uygulayarak vergi dairesine yatırdığı anlatıldı. Dilekçede kanunun sporcu ücretleri için öngördüğü vergi muafiyetine rağmen, Kozakoğlu’nun 2003 ve 2004 yıllarında A Milli Takım profesyonel futbolculara ödenen ücretler için 705 bin 613 YTL, Ümit Milli Takımı futbolculara ödenen ücret için ise 103 bin 515 YTL fazladan vergi verilerek kurumun zarara uğratıldığı anlatıldı. Dilekçede zararın yasal faizi ile birlikte Haldun Kozakoğlu’ndan alınması talep edildi. Dilekçede fedarasyonun ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olmakla fazladan ödenmiş paranın işletilmesinden yoksun bırakıldığı analtıldı.
Para Politikası Kurulu: Belirsizliği artırmayın
PARA Politikası Kurulu (PPK) da piyasalardaki belirsizlik algılamasına dikkat çekti. PPK’nın 23 Mart’taki toplantısında yaptığı değerlendirmelerin özeti dün açıklandı. Son toplantıda, para politikası konusundaki belirsizlik algılamalarının artma olasılığını da gözönünde bulundurarak faizi sabit tutan PPK; belirsizlik algılamalarını artıracak uygulamalardan kaçınılmasının mevcut koşullar altında hala önemini koruduğunu bildirdi. Şubat enflasyon rakamlarının, para politikasının orta vadeli perspektifine dönük belirgin bir duruş değişikliği oluşturmadığı bildirildi. Şubat ayı enflasyonunu olumsuz etkileyen temel unsurun gıda fiyatları olduğu vurgulandı. Geçici olarak nitelenen gıda fiyatlarının olumsuz etkisinin martta azalacağını tahmin eden PPK, enflasyonda aşağı yönlü hareketin, gelecek aydan itibaren tekrar başlayacağı öngörüyor. Şubat ayına ilişkin yurt içi otomobil satışları, taşıt kredisi, tüketim endeksleri ve tüketim malı ithalatı verilerinin, talep ve üretim göstergelerinin istikrarlı seyrettiğine işaret ettiği belirtildi. Ancak PPK, yatırımlardaki istikrarlı eğilimin önümüzdeki dönemde yavaşlama eğilimi gösterebileceğini bildirdi.