IMF heyeti temaslarını başladı

Güncelleme Tarihi:

IMF heyeti temaslarını başladı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2004 00:00

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam Başkanlığındaki heyet, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yöneticileriyle görüştü. Heyetin ikinci durağı Türkiye İhracatçılar Meclisi oldu.TÜSİAD'ın merkezinde yapılan ve basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmede, son ekonomik gelişmeler ve yapısal reformlarda kaydedilen ilerlemelerin değerlendirilmesi, Türkiye ile imzalanması düşünülen 3 yıllık yeni stand by anlaşmasıyla ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Görüşmeye, Rıza Moghadam ve IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri Pekin Baran, Ömer Aras, Ayça Dinçkök, Piraye Antika, Tayfun Bayazıt, Zekeriya Yıldırım, Şaban Erdikler ile Hazine Müsteşarlığı'ndan uzmanlar katıldı. Bu arada, TÜSİAD'da yapılan görüşme, IMF Türkiye Temsilcisi Bredenkamp'ın göreve gelmesinden bu yana ilk önemli teması oldu. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın, yurt dışında olması nedeniyle görüşmeye katılmadığı bildirildi.TÜSİAD: TÜRKİYE'NİN BORÇLANMA YÜKÜ ÇOK AĞIRTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Pekin Baran, IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam başkanlığındaki heyetin TÜSİAD'da gerçekleştirdiği ve yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından bir açıklama yaptı. Görüşmenin ana konusunun, Türk ekonomisinde son dönemde gözlenen değişikliklerin karşılıklı tartışılması olduğunu ifade eden Baran, bu bağlamda IMF programı çerçevesinde şimdiye kadar elde edilen olumlu sonuçlar ile bundan duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini söyledi. Görüşmede, enflasyonun düşmesi ve buna rağmen büyüme sürecindeki artış gibi temel faktörlerdeki iyileşmelere değindiklerini belirten Baran, şöyle devam etti: “Bundan sonraki dönem için bizim açımızdan önceliğin yapısal reformların gerçekleştirilmesi olduğunu vurgulamaya gayret ettik ve bu bağlamda IMF yetkilileriyle yapısal reformların nasıl bir öncelik içinde düşünülmesi ve içeriğinin ne olması gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk.” IMF'NİN ROLÜ DİSİPLİNİN SÜRDÜRÜLMESİBaran, “IMF, vergilerde herhangi bir indirimden bahsetti mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Hayır. IMF'nin rolü tabi ki bu disiplinin sürdürülmesi. Bunun sürdürülebilmesi için neden istifade edileceği hükümetin kararına bağlı. IMF bildiğiniz belli parametrelerin sürdürülebilirliğini temin etmek şeklinde olaylara yaklaşıyor. Bu konuda hiçbir şey söylemiş değil. İşin doğal olanı da budur.” Baran, faiz dışı fazlaya ilişkin bir soru üzerine, konunun, zaten IMF programının en önemli unsurlarından biri olduğuna dikkati çekerek, ”Türkiye'nin borçlanma yükü çok ağır. Borçlanma bu seviyelerde gittikçe, tabi ki bütün işin mantığı çerçevesinde, faiz dışı fazladan da pek fazla düşüş beklemek doğru değil ama bunun rakamsal ifadesini konuşmadık” dedi. CARİ AÇIĞIN FİNANSMANIPekin Baran, cari açıkla ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı: “Cari açık, kamuoyu ve bizler gibi kuruluşların dikkatini çekecek seviyelere gelmiştir. Fakat bunu bir bakıma doğal karşılamak lazım. Çünkü büyüme hızımız da memnuniyet verici şekilde gelişmektedir. Dolayısıyla büyüme hızından vazgeçmek doğru olmayacaktır. Cari açığın finansmanını sağlayacak tedbirler üzerinde yoğunlaşmamız gerekir. Bu görüşlerimizi de bu fırsatla ayrıca dile getirmiş olduk.” Baran, cari açığın finansmanı için neler önerdikleri yönündeki bir soru üzerine, birşey önermediklerini belirterek, IMF ile görüşmede, cari açık ile büyüme arasındaki ilişkiye hassasiyetle değinmeye gayret ettiklerini, bunun finansmanı için ayrıntılı bir konuşma yapmadıklarını söyledi. Stand-by anlaşmasına ilişkin olarak da Baran, 3 yıllık anlaşmanın henüz hükümetle konuşulmadığını kaydederek, “Herhalde önümüzdeki Stand-by anlaşması, Hükümetin şu esnada hazırlamakta olduğu 3 yıllık program çerçevesinde ele alınacak ama bunun ayrıntılarına girmiş değiliz” dedi.TİM: YENİ PROGRAM ÜRETİMİN ÖNÜNÜ AÇMALIIMF heyetinin ikinci durağı, Türkiye İhracatçılar Meclisi'ydi. Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen yemekli görüşmeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nden (TİM) Oğuz Satıcı başkanlığında bir heyet katıldı. TİM yöneticileri, “Yeni Programa Doğru” başlıklı bir sunum yaptılar. Aylık bazda ihracat değerlerindeki değişime işaret edilen sunumda, Ağustos ayında belli sektörlerde yavaşlama olduğu, TİM'in bu gelişmeyi geçen yıl tahmin ettiği belirtildi. Sunumda, dış ticaret dengesindeki gelişmelere değinilirken, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 63.9'a gerilediğine ve bunun iyiye işaret olmadığına dikkat çekildi. Cari denge konusu ele alınırken de, temel problemin reel sektörün karşı karşıya kaldığı ani ve plansız dönüşüm olduğu belirtilen sunumda, “Cari açık ile birlikte siyasi istikrarsızlık, ekonomik krizler doğurabilir. Çünkü ekonominin kırılganlığı devam ediyor. Siyasi kriz, yarısı kadar cari açıkla bile ekonomik kriz yaratabilir” denildi.TİM, faiz dışı fazlanın daha esnek ve dinamik bir şekilde tartışılmasına ihtiyaç bulunduğu görüşünü de IMF heyetine iletti. TİM değerlendirmesinde, faiz dışı fazlanın yüzde 6.5'den daha düşük olabileceği, ancak, bunun kamu giderlerini artırarak değil, üretimin önünü açarak yapılması gerektiği vurgulandı. Büyümenin ardındaki nedenlere de yer verilen sunumda, büyümeyle birlikte işsizlik oranındaki artışa dikkat çekilerek, “Enflasyon düşerken büyüme mümkün ama işsizliğin artışı açıklanamıyor. Büyüme ısınmayı değil, bir çarpıklığı ortaya çıkarıyor” denildi. Sosyal güvenlik açıklarının kara delik olarak nitelendiği sunumda, bir SSK barışının, kara deliğin giderilmesi için çok önemli olacağı belirtildi.“DEVRİM NİTELİĞİNDE REFORMLAR GEREKLİ”TİM, sunumunda, en önemli reform olarak vergiyi gösterirken, devrim niteliğinde reformlar gerektiğini de bildirdi. Sunumda, reel faizdeki gelişmelere de yer verildi. Merkez Bankası'nın gecelik faiz oranını yüzde 20 düzeyine indirmesinin önemli olduğu kaydedilen sunumda, “Fakat nominal faizin düşmesine rağmen, reel faiz hala çok yüksek. Kredi faizleri ve kamu borçlanma faizleri cesaret kırıcı” denildi. TİM'in sunumunda yer alan bazı başlıklar şöyle: “Enflasyon yolunda gidiyor ancak maliyet baskısı var. Maliyet baskısı bütün şiddetiyle geri dönüyor. TÜFE yolunda gidiyor, aksi iddialara rağmen iç talep düşmeye devam ediyor. Geçen yıl aynı seviyede bir kur ne kadar gerçekçi? Borç yükü ağır. Reel faizin düşmesi için daha çok bekleyeceğiz.”Sunumda “gerçekler” başlığı altında, programın ilk günlerinde sıkı bir para ve maliye politikası izleneceği ve kamunun küçüleceğinin söylendiği, ancak, kamunun küçültülmesinin unutulduğu veya unutturulduğu savunuldu. “Piyasayı bozan birliklerden kurtuluyoruz” denilirken, yenilerinin kurulduğu belirtilen sunumda, “İhracatın finansa dönüşümü başladı. Bunun bedeli ağır” görüşüne yer verildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!