IMF: Global krizle savaşa yetecek kaynaklara sahibiz

GEÇEN haftasonu Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleşen G-20 zirvesinde gündeme gelen, Euro Bölgesi’nin borç krizinin çözümünde Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kaynaklarının yeterli olmadığı tartışmasına kurumun Avrupalı Başkanı Christine Lagarde’den cevap geldi. G-20 maliye bakanları ve merkez bankaları başkanlarının IMF’nin kaynaklarının artırılması çağrısına da cevap veren Lagarde, “IMF’nin bugün global ekonominin karşı karşıya olduğu ekonomik krizle baş edecek düzeyde yeterli kaynağa sahip olduğuna inanıyorum” dedi.

Rakam önemli değil
Europe 1 Radyosuna verdiği röportajda Lagarde, IMF’nin ne kadar kaynağının bulunduğu ve yeterli kaynağın rakamsal olarak ne anlama geldiği yönündeki soruları yanıtsız bırakırken, “Asıl önemli olan IMF’nin üyelerinin sorunlarını çözecek kaynağa sahip olduğunun ve bunun da krize çözüm bulmak için yeterli olduğunun bilinmesi” diye konuştu. Bankaların yeniden sermayelendirilmesinde devlet desteğinin son çare olması gerektiğine işaret eden Lagarde, öncelikle hissedarları yoluyla sermaye artırımını denemeleri gerektiği, bunun söz konusu olmaması ya da yeterli olmaması halinde ise devletin müdahalesini de içeren ortak formüllerin devreye sokulabileceğini söyledi.

390 milyar Euro
Gelişmiş ekonomilerin zayıflamasının, gelişmekte olan ekonomiler üzerinde de olumsuz etki etmeye başladığı söyleyen Lagarde, “Bu durum artık yavaş yavaş net bir şekilde hissedilmeye başlandı. Önümüzdeki dönem bu olumsuz etkilenme daha da devam edebilir” uyarısında bulundu. G-20 zirvesinin sonuç bildirgesine de yansıyan IMF’nin kaynaklarının yeterliliği tartışmasında, gelişmekte olan ülkeler IMF’nin sermaye gücünün arttırılmasını isterken, özellikle ABD bu öneriye karşı çıkmış ve Euro Bölgesi’nin daha etkin çaba göstermesi gerektiğini dile getirmişti. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, G-20 zirvesindeki konuşmasında, şu anda elinde 390 milyar dolar bulunan IMF’nin daha fazla fona ihtiyacı olmadığını, buna rağmen IMF’nin ekonomideki olumsuzlukları kontrol altına almada önemli rol oynamaya devam etmesi gerektiğini söylemişti.

ECB çalışanları Trichet’yi ‘mükemmel’ görüyor

AVRUPA Merkez Bankası (ECB) çalışanlarının yüzde 64.3’u bu ay sonunda görevini İtalya Merkez Bankası Başkanı Morio Draghi’ye devredecek olan Başkan Jean-Claude Trichet’yi ‘iyi’ yada ‘mükemmel’ bir başkan olarak değerlendirdi. IPSO tarafından yapılan araştırma Trichet’nin personeli tarafından oldukça sevildiğini ortaya koydu.

Almanya: AB zirvesinden krize nihai sonuç çıkmaz

G-20 zirvesinde Avrupa’nın, dünya ekonomisini tehlikeye atan Euro Bölgesi borç krizinin bu hafta çözülmesi için kararlı olarak hareket etmesi yönündeki baskı artırılırken, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Euro krizinin çözümü için gözlerin çevrildiği 23 Ekim Avrupa Birliği (AB) zirvesinden kesin bir sonuç beklenmemesi gerektiğini belirterek, “Zirveden krize yönelik nihai bir sonuç çıkmaz” dedi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB zirvesinden tüm hükümetlerin fikirbirliği içinde olduğu olumlu bir sonuç çıkmasını umduğunu söyledi. Barroso, “Durumun son derece kritik olduğuna ilişkin Euro Bölgesi hükümetleri arasında bir bilinçlenme olduğunu görüyorum. Bu kritik dönemeçte kararlı adımların atılacağına inanıyorum. 440 milyar Euro’luk Finansal İstikrar Fonu’nun (EFSF) sadece büyüklüğünün artırılması konu değil, pek çok farklı çözüm yolları bulunabilir. Önemli olan fonun bir bankaya dönüşmemesi” diye konuştu.

Papandreu: Zirve AB’nin kaderini belirleyecek

YUNANİSTAN Başbakanı Yorgo Papandreu, bu haftanın Euro Bölgesi için çok kritik olduğunu belirterek, “Bu hafta Euro Bölgesi’nin kaderini belirleyecek” dedi. Papandreu ayrıca 23 Ekim’deki AB zirvesinden yine belirsizlik olarak algılanacak kararların çıkmasının piyasalarda güven sorunu yaratacağına işaret etti. Bu arada, Euro Bölgesi krizinin tetikleyicisi konumundaki Yunanistan ile ilgili de değerlendirmede bulunan Almanya Maliye Bakanı Schaeuble, Yunanistan’ın borç krizinin, ancak bu ülkenin borçlarının daha büyük miktarının silinmesiyle çözülebileceğini ve hükümetlerin bankaları buna kabule ikna etmeye çalıştıklarını söyledi. Shaeuble, “Yunanistan için kalıcı bir çözüm getirmek, borç silme yapılmadan mümkün değil” dedi.