Metin YÜKSEL
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2004 01:51
Türkiye’nin gündemini uzun süre işgal eden İLKSAN (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı) skandalında, sandık ile avukatlar arasında vekalet ücreti anlaşmazlığı hálá çözülemedi.
1996 yılında İLKSAN yönetimi tarafından satın alınan Pendik’teki 3 bin 300 dönümlük araziyle ilgili alacak davasının avukatı AKP Kahramanmaraş milletvekili Mehmet Yılmazcan, sekiz yıl sonra, avukatlık ücreti olarak, 2 trilyon 523 milyar lirayı yasal faiziyle birlikte almaya hak kazandı. Yılmazcan, alacağının çok daha fazla olduğunu öne sürerek, Pendik 2’nci Asliye Hukuk Davası’nın kararını temyize götüreceğini söyledi. Yılmazcan avukatlık bedeli olarak 200 trilyon lira istiyor.
İLKSAN 1994 yılında, hak sahiplerine 190 milyar lira ödeyerek, İstanbul Pendik’te 3 bin 300 dönüm arazi satın aldı. Bazı sandık yöneticilerinin kendilerine rant sağladığı şaibeli satış sonrasında, arsanın mülkiyet hakkı İLKSAN’a geçmedi. Üstelik, bir süre sonra arsanın satış sözleşmesi, İLKSAN ile satıcılar tarafından karşılıklı anlaşmayla fesh edildi. Arsanın parası sandık kasasından çıkmasına rağmen, mülkiyet hakkını uzun yıllar alamayan İLKSAN, parayı tahsil edebilmek ya da arsayı geri alabilmek için hukuki yollara başvurdu.
İLKSAN yönetimi Yılmazcan’ın da ortak olduğu Turcan-Yılmazcan Hukuk Bürosu’yla 1996 yılında ‘Arsanın geri alınması durumunda kararın kesinleştiği tarihteki davalı gayrımenkullerin yüzde 20’si avukatlık ücreti olarak ödenecektir’ ibaresinin yer aldığı bir sözleşme imzaladı.
Avukat Yılmazcan, dava için şunları söyledi: ‘Ümitsiz bir davaydı. Kimse şaibeli bir şekilde alınan 3 bin 300 dönümlük arsanın İLKSAN’a yeniden kazandırılacağına inanmıyordu. Dört yüz bir öğretmenin alınteri vardı. Allah bizi mahçup etmedi. 18 Temmuz 1998’de karar kesinleşti ve tapuları aldık, İLKSAN’a teslim ettik.’ Ancak İLKSAN yönetimi sözleşmede yazılı olan arsa tutarının yüzde 20’sine tekabül eden avukatlık ücretini ödemedi. Yılmazcan, bunun üzerine Pendik 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde vekalet alacak davası açtı. 1998’de İlçede toplanan kıymet takdir komisyonu Ömerli barajı yakınındaki arsaya metrekaresi 5 milyon liradan 16.5 trilyon değer biçti. Buna göre Yılmazcan’a 3.3 triyon lira ödenmesi gerekiyordu. Ancak İLKSAN yönetimi bu parayı da ödemedi.
2003’e kadar sessiz kalan Yılmazcan alacak davasının zaman aşımına uğraması riski doğunca Pendik 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden dava açtı. İki yıl süren dava, 12 Ekim’de Yılmazcan’ın lehine sonuçlandı. Yılmazcan, ilk davadan beş yıl sonra 2 trilyon 523 milyar lirayı 1998’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte almaya hak kazandı.
Bayraktar: Güncel rayiç üzerinden isteyebilir
Dr. Köksal Bayraktar, Mehmet Yılmazcan’ın 200 trilyon lira avukatlık bedeli talebini şöyle değerlendirdi:
‘Avukatlık ücret tarifesinde asgari rakamlar tespit ediliyor. Avukat ile müvekkili arasındaki ilişki olayın özelliğine göre yazılı veya sözlü tespit edilir. Bu sözleşme özgürlüğünün içinde, avukat ile müvekkili arasında saptanan vekalet ücreti ve bunun ödenmesi ile diğer şartlar da bulunur. Baroların düzenlemiş oldukları ve her yıl değişen ücret sözleşmeleri vardır. Bu davada, avukat şimdiye kadar hiç bir ücret almadığı için günümüz rayici üzerinden talepte bulunabilir. Ancak bunun bağlayıcılığı yoktur, sadece avukatın talebidir.’