Güncelleme Tarihi:
ZURICH Grubu’nun her yıl gerçekleştirdiği ve hem kişileri hem de iş dünyasını etkileyecek riskleri araştıran “2017 Küresel Risk Raporu” açıklandı. Her yıl yapılan araştırma, sadece riskleri analiz etmekle kalmıyor, 10 yıllık süreçte küresel gündemi belirleyecek en önemli trendler ile bu trendlerin küresel risklerle olan bağlantılarını da ortaya koyuyor. Küresel Risk Raporu’na göre de 2017 için en büyük riskler; doğal afetler, göç, terör, siber saldırılar, bölgesel çatışmalar ve iklim değişiklikleri olarak sıralandı. 2016 raporunda da benzer şekilde bölgesel çatışmalar, siber saldırılar, iklim değişiklikleri ve göç öne çıkarken; bu risklere 2017’de, potansiyel gıda ve su krizleri, küresel ekonomik kriz kaynaklı mali riskler, varlık fiyatlarındaki spekülasyonun eklendiği görülüyor.
SİYASİ, POLİTİK ETKİ
Küresel Risk Raporu’nu değerlendiren Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, 2017’de politik, jeopolitik ve sosyal risklerin daha ağır basacağını söyledi. Bu yılın trendlerine de değinen Yıldız, “Trendler tarafına baktığımızda ise özellikle ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde öne çıkan toplumsal kutuplaşma, radikalleşme, gelir eşitsizliği ve yol açtığı sosyal ve politik sorunlar, iklim değişikliğine bağlı problemler, değişen demografik trendler ve yeni teknolojilerin öne çıktığını görüyoruz” dedi. Yılmaz Yıldız, politik, jeopolitik ve sosyal risklerin ağır bastığını, dünyanın; ABD, AB, Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin öne çıktığı çok kutuplu bir yapıya doğru ilerlediğini ifade ederek, Türkiye için bu çok kutuplu yapının ekonomik, siyasi ve politik olarak önemli fırsatlar sunacağını kaydetti.
TERÖR EN ÖNEMLİ SORUN
Yıldız, raporda gelir dağılımı ve eşitsizliğinin önümüzdeki 10 yıl için global ölçekte en büyük sorunlardan birisi olmaya devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bunu düzeltmenin yolu, istihdam dostu ekonomik büyüme ve mali tedbirlerden geçiyor. Türkiye’nin istihdam dostu kamu yatırımlarını artırması mümkün ki, şu anki hükümet de yavaşlayan ekonomiyi canlandırmak için mali tedbirler alıyor ve altyapı yatırımlarını artırıyor.
Burada dikkat etmemiz gereken konu, yurtdışı finansman olanaklarının daralması ve petrol ile emtia fiyatlarındaki artışlar. Diğer bir konu da terör ve göç dalgaları. Türkiye özelinde baktığımızda ise terör, yakın zamanda Türkiye’nin bir numaralı sorunu olmaya devam edecek ki, can ve mal güvenliği sağlanmadan, diğer ekonomik ve sosyal sorunları tartışmak oldukça güç.”Yılmaz Yıldız, raporda öne çıkan bir diğer konunun da iklim değişiklikleri olduğunu belirterek, “Bu konu özellikle Türkiye için, su ve gıda güvenliğine etkisi anlamında çok önemli. Bir yandan doğal afetler, diğer yandan iklim değişikliği belki sigorta ürünlerine talebi artıracak ama zarar da artacak ve sigortacıların buna göre fiyatlama yapması gerekecek” dedi.
İşte, 2017’nin riskleri
1-Terör
2-Siber saldırılar
3- Doğal afetler
4- Göç
5- Bölgesel çatışmalar
6- İklim değişikliği
Siber saldırılara karşı korumasızız
YILMAZ Yıldız, Küresel Risk Raporu’nda dikkat çeken bir noktanın da siber riskler olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Türkiye, geçtiğimiz 5-10 yıllık dönemde dijitalleşmede çok önemli mesafeler katetti. Bireylerin yaklaşık yarısı bilgisayar sahibi. Cep telefonu kullanım oranı yüzde 97, internet erişimi yüzde 70’ler seviyesinde. İnternet bankacılığı kullanımı 45 milyonlar seviyesinde. E- ticarete baktığınızda 6 milyar dolardan büyük bir piyasa olduğunu görüyoruz. Siber korsanların kimlik bilgilerini, telefonunuzdan banka şifrelerini her şeyi çalmaları mümkün. Türkiye’de siber risklerle mücadele konusunda hem kamu otoriteleri hem de özel sektör yoğun bir çaba içerisinde. Biz de bu alandaki yaratıcı ürünlerimizle siber risklerin azaltılmasına katkı sağlıyoruz. Özellikle bireylerden talep de çok fazla. Bireyseniz siber dolandırıcılara karşı çok korumazsınız.”