Güncelleme Tarihi:
“Bunlar, havada bulup tavada yiyen insanlar. Geldi 5 bin, gözleri döndü hepsinin.”
Geçtiğimiz haftalarda Roman vatandaşlarla biraraya gelen ve 100 TL taksitle ev vereceklerini açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Arnavutköy’deki ilk Roman açılımı ise 2 yılda hüsranla sonuçlandı.
2008’de 300 Roman aile kurayla TOKİ’nin Arnavutköy Taşoluk’taki toplu konutlarına yerleştirildi ve memur zammına oranlı olarak artmak üzere aylık 280-425 TL taksitlerle ve 15 yıl vadeyle borçlandı.
Fatih Belediyesi, Romanlar için sabah saat 07.00’da Taşoluk, akşam saat 20.00’da Fatih’ten dönüş olmak üzere bir otobüsü servise koydu.
Ancak çok geçmeden TOKİ evleri, ödenemeyen taksitler, apartman aidatları, doğalgaz abone ücreti ve faturaları, elektrik, su, kapıcı gibi giderler dahil olmak üzere borçlar yüzünden bir süre sonra tek tek boşalmaya başladı. Romanlar, haklarını 3 bin ile 35 bin TL arasında fiyatlarla devrederek Taşoluk’u terk etti. TOKİ evlerinde şu anda sadece 9 Roman aile kaldı.
Taksitler ve yol ağır geldi
Taşoluk’tan 3 ay önce Balat’a taşındığını belirten seyyar satıcı İsmail D. adlı Roman, en büyük iki sorunu “taksitler ve yol” diye anlatıyor.
Kendisinden ayda 500 TL istendiğini belirten İsmail D., “Zaten o kadar kazansam, zengin olurum ben. Hadi iş yapayım desem bu sefer de yol uzak. Her gün 3 saat git 3 saat gel yapamam ki. Neticede taşındım” diyor.
İsmail D., evler konusunda ise “Evler gayet iyiydi esasen, iki tuvaleti vardı benim evin. Bırakıp gitmezdim, gelirim olsa” açıklamasını yapıyor. TOKİ’ye yerleştirilen Romanlar’ın bir bölümünün evlerini 5 bin TL gibi ucuz fiyatlara devretmesini de eleştiren İsmail. D, Romanlara has uslubuyla, “Bunlar, havada bulup tavada yiyen insanlar. Geldi 5 bin, gözleri döndü epsinin” diyor.
Burası Taşoluk hapishanesi
TOKİ F 9 Blok’ta yaşayan Elmas adlı Roman kadını ise Sulukule’den ayrıldığına halen pişman. “Çıkmayacaktık evlerden. Hata bizde oldu. Sürdüler bizi buraya” diyen Elmas Hanım, TOKİ evlerini “Taşoluk hapishanesi” olarak niteliyor.
Eşinin şoförlük yaptığını anlatan bir çocuk annesi Nilay B. adlı genç kadın ise geçen ay çocuğu hastalandığı zaman, Arnavutköy’deki tek özel hastaneye götürmek zorunda kaldıklarını ve Yeşil Kart geçmediği için bin 500 TL’ye yakın masraf yaptıklarını anlattı. Nilay Hanım, “Sulukule’deyken etrafımız hastane doluydu. Yeşil Kart’ımız da vardı. İstediğimiz zaman gidiyorduk. Buradaki sağlık ocağı 17:00’de kapanıyor. Doktor yok” açıklamasını yapıyor.
Sulukule ve civarını “İstanbul” olarak niteleyen Nilay B., eskiden sekreterlik yaptığını ancak Taşoluk’ta böyle bir olanak bulamadığına dikkat çekiyor. Sosyal açıdan de pek çok sorun yaşadıklarını vurgulayan Nilay B, şöyle devam ediyor: “Buraya geldik, insanlardan korkmaya başladık. Otobüste bile bir acayip bakıyorlar. Altımızda bir köy var. Gençlerimizi hep dövdüler. Okula bile sokmadılar. Benim yeğenim lise biri yeniden okumak zorunda kaldı.”
Nilay B, ulaşımın da büyük problem olduğunu belirterek, “İstanbul’a gitmek en az 5 TL. Dönüşle birlikte 10 TL” diyor.
Evler çürük çıktı
Taşoluk’ta börekçilik yapan ve 10 yıl kadar Sulukule’de de aynı işi yapmış olan Ali Özcan da izlenimlerini şöyle aktarıyor: “Bu insanlar seyyar satıcı, bohçacı gibi işlerde çalışıyor. Burada iş yok onlara. Geri dönmeleri doğal.”
Taksit yardımı da yetmedi
Sitenin yöneticisi Boğaziçi Yönetim’in Halkla İlişkiler Görevlisi Muhammet Yıldırım, Fatih Belediyesi’nin bir süre önce taksitlere yardım olsun diye 100’er TL yardım yapmaya başladığını ama Romanlara bunun yetmediğini söylüyor. Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük ise “Sulukule’deki vatandaşlar, orada komşularıyla iç içe, birarada yaşıyordu, sosyal yardımlaşma vardı. Bu yüzden Romanlar’a yönelik projelerin, içinde Romanlar’ın da bulunduğu karar mercileri tarafından alınmasını istiyoruz. Aksi takdirde sonu iyi bitmiyor” diyor.
Taşımak yerine bulundukları yerde sosyalleşme yapılmalı
Sulukule Platformu ve Sıfır Ayrımcılık Derneği Üyesi, aktivist Hacer Foggo, “Taşoluk’ta doğalgaz kontratı 800 TL. Kapıcı, su, elektrik parası gibi giderler ağır geldiği için dönenlerin daha derin bir yoksulluk içinde yaşamaya başladığını ifade ediyor.
Foggo, şu açıklamayı yapıyor: “Geçinmek için çocuklarını okullardan alıp çalıştırıyorlar. Taşoluk’ta oturanların aylık sabit gideri 500 TL. Pek çoğu hurda topluyor. Tonuna 15 TL alıyorlar. Yani ayda 500 TL’yi zor kazanıyorlar. İmkansız o evi ödeyemezler. Sulukule’de oturdukları zaman kiraları 50-250 TL arasıydı. Birbirleriyle akrabaydılar. Bakkaldan vereyise veya 100 kuruşluk zeytin, 2 TL’lik peynir, 1 tane de çocuk bezi alabiliyorlardı. Kendi ekonomilerini de yaratıyorlardı. İçlerinden biri hale gidip karpuz alıyor sonra aralarında helalleşerek alışveriş yapabiliyorlardı. Doğalgaz yoktu hayatlarında. Kapıcı, yönetici yoktu ve tek katlı evlerde yaşıyorlardı.”
Foggo, yapılması gerekeni ise şöyle özetliyor: “Bulundukları yerde sosyal iyileştirme yapmak gerekiyor. Bu insanlar günü birlik yaşayıp kazanıyor ve yiyor. Bu da kentten 40 km uzaktaki Taşoluk’ta olmuyor. Şehrin içinde yaşamalılar ki geçinebilsinler.”
Romanlar için birçok ilde konut yapılacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart’taki buluşmada ayrıca, Romanlar’a yalnızca İstanbul’da değil başka kentlerde de TOKİ evleri yapacaklarını duyurdu. Erdoğan, Bursa Karacabey’de, Edirne’de, Keşan’da, Sakarya’da, Afyon Dinar’da, Balıkesir Bandırma’da, Bursa Mustafakemalpaşa’da, Eskişehir merkez, Kütahya Altıntaş ve Tavşanlı, Tekirdağ merkez ve Aydoğdu’da şu anda 3 bin 408 konutun yapımının başladığını bildirdi. Yeni talepler üzerinde çalışmaların da devam ettiğini belirten Erdoğan, onları da gelen talebe göre projelendirip başlayacaklarını açıkladı.
Roman vatandaşlara ayda 100-120 TL taksitle, 20 ay vadeli, peşinatsız ev vereceklerini açıklayan ve barkovizyondan Romanlar’ın halen oturduğu evleri gösteren Erdoğan, projelerin “1 zemin 2 kat ve zemin 1 kat” olarak hazırlandığını belirtti. Konutların yanında okul, sosyal donatı alanı ve alışveriş yerlerinin de olacağını anlatan Erdoğan, “‘Ben de insanım, insanca yaşamak hakkımdır’ diyene hakkını iade edeceğiz” diye konuştu.
Sulukule’ye 80 milyon TL’lik proje
Fatih Belediye Başkanlığı, 2005’te İstanbul’un en renkli Roman yerleşimlerinden biri olan ve Sulukule olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinde Kentsel Yenileme Projesi başlattı. 2 Kasım 2007’de onaylanan proje bugüne dek tam 19 kez revize edildi. Plan uyarınca 2008’de toplam 300 civarında bina yıkıldı. Tarihi eser niteliğindeki 44 binaya ise dokunulmadı. Proje kapsamında, 620 ev, bir otel, bir ticaret, kültür ve eğlence merkezi ve 45 dükkan inşa edilmesi planlandı. Projenin başlangıcında ev ve dükkanların tapu sahiplerine verilmesi şartı koyuldu. Ancak zaman içinde yüzde 30 oranında bir tapu el değiştirme yaşandı. İki, üç ve dört katlı olarak projelendirilen evler 60-100 metrekare arasında planlandı. Evleri 60 metrekareye kadar olan tapu sahiplerine herhangi bir bedel ödeme şartı getirilmedi; bunun üzerindeki evlerde ise İmar ve İskan Bakanlığı metrekare birim fiyatları baz alındı. Fatih Belediyesi’nin de 13 dönüm arsasını dahil ederek genişlettiği projenin 2011 ortalarında sona ermesi planlanıyor. Toplam maliyeti 80 milyon TL civarında olması beklenen projeye nisan ayı başında kazma vurulması bekleniyor.
Sarıkeçililer de yerleşmek istemedi
2008’de göçer aşiretlerden Sarıkeçililer için de Karaman’da bir arazi çalışması başlatılmıştı. Ancak aşiret üyeleri bu projede yapılan evlere girmeyeceklerin açıklamıştı. 300’e yakın aileye sahip Sarıkeçililer Dayanışma Derneği’nin Başkanı Pervin Çoban Savran, “Üzerimizde büyük baskı var. Hiçbirimiz göçerliği bırakmak istemiyoruz ama otlakiye paraları, izinsiz otlatma, ormana girme gibi cezalar kesiyorlar. Aile başı 5 bin TL’yi bulan cezalar var. Eğer bir ucu tarıma bir ucu hayvancılığa açık olacak biçimde bir proje yapılırsa aşiretin yarısı yerleşmekten yana” dedi. 1990’larda da buna benzer bir proje gerçekleştirildiğini ve 88 ev verildiğini hatırlatan Savran, “O zaman da aileler evlerde oturmak istememiş ama yerleşmişlerdi. Sonradan geçinemediler ve göçerliğe geri döndüler” diye konuştu.