Güncelleme Tarihi:
Bunda Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu’ndan, Ekonomi Müdürü Vahap Munyar’a, Reklam Grup Başkanı Ayşe Sözeri Cemal’den, Başkan Yardımcıları Altuğ Acar ve Batuhan Ekin’e kadar tüm üst düzey çalışanların katkısı büyük. Onlar otomotivin gücüne inandığı için Hürriyet bu sektördeki gücünü her geçen gün artırıyor.
Ben hiç olmazsa kullanıyorum
Ben de bu doğrultu bu hafta basının amiral gemisi olan Hürriyet’in yaklaşık 1 yıldır kaptanlığını yürüten Enis Berberoğlu’yla otomotiv sektörü ve otomobiller üzerine küçük bir söyleşi gerçekleştirmek istedim. Kariyerinin 20 yılından fazlasını Hürriyet’te geçiren, muhabirlikten, ekonomi müdürlüğüne, yazarlıktan, Ankara temsilciliğine kadar birçok farklı alanda çalışan Berberoğlu, konu otomobillere gelince espriyi patlattı; “Otomobil konusunda ben Ertuğrul (Özkök) beyden ileriyim. O meraklı ama kullanmıyor. Ben hiç olmazsa kullanabiliyorum.”
( Hürriyet’in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 3 yıl önce Oto Yaşam’a yaptığı açıklamada “Ben kullanmayı bilmiyorum ama otomobilden çok iyi anlıyorum” yorumunu yapmıştı.)
İki temel ihtiyacımız var
Berberoğlu, ilk otomobilini 40 yaşında kullandığını, daha önceleri kullanmak için çok fazla merakının olmadığını söylüyor. Ama arkasından hemen ekliyor; “Yanlış anlaşılmasın. Otomobil benim için hep iki temel ihtiyaçtan biri olmuştur. Bunlardan birisi barınma ihtiyacı. En eksi ve insanlığa çağ atlatan bir ihtiyaç. Otomobilde mesafeleri kısaltması, dünyayı küçültmesi ve karşılıklı ihtiyaçların yine karşılıklı arzla karşılanmasına müsade etmesi açısından bir devrim. Bu fikir kafamda hep vardı. Ama ben barınma yani ev kısmını da geç edindiğim için otomobil gibi bir devrimde hayatıma geç girdi.”
İlk otomobille dalga geçtiler
Ehliyetini 40 yaşında alan Berberoğlu, aldığı ilk otomobilin ise Opel Corsa olduğunu gülerek söylüyor. Bu araçla ilgili de espiri yapmaktan kaçınmıyor; “O dönem şimdiki kilomdan en az 10 kilo daha fazla olduğum için çevremdeki herkes ‘sığamazsın’ diye benle dalga geçiyordu. Ben de 1 yıl sürmeden üst modele geçip kendime Opel Astra aldım.”
Kötü şoförüm, yolda karşılaşmayın
Son 15 yıldır hep otomobili olduğunu ve aracını kendisinin kullanmaya bayıldığını söyleyen Berberoğlu, “Ama kötü bir şoförüm bu yüzden yolda karşılaşmayın benle” uyarısını da yapıyor. Berberoğlu, 15 yıldır hep otomatik vitesli araçlar kullanmış. Bir tek ehliyeti alırken manuel vites denemiş o da son olmuş,
Klasik otomobiller bugün yine üretilse hemen gidip alırım
Otomobilde hız macera riski ise hayatınızdır
OTOMOBİL kullanırken hızdan hoşlanmadığını da belirten Enis Berberoğlu’nun bu konudaki yorumu ise bence çok önemli; “Hız merakım olmadı. Hız için fazla rasyonelim gibi geliyor bana. Bence macera ile risk arasındaki fark şudur. Risk hesaplanabilir birşeydir. Örneğin çürük bir bankaya gidip paranızı sırf daha yüksek getiri alacağınızı düşünerek vadeli olarak yatırırsanız, riskiniz paranın çoğunun gitmesidir. Ama yoğun bir trafikte makas atarak 200 kilometre hızla gitmek, gideceğiniz yere sizi an fazla 5 dakika önce götürür. Risk ise hayatınızdır. Dolayısıyla hızı sevmiyorum. Hız bana macera, getirisi de hesaplanamayacak bir şey geliyor. Sonuç olarak bir makineden ve insan hatasından bahsediyoruz.”
İlk otomotiv haberini ben atlattım
16 yıl önce Hürriyet’te Ekonomi Servisi müdürüyken beni işe alıp, gazeteciliğe teşvik eden Enis Berberoğlu, 20 yıl önce otomotiv haberlerinin ilkine ve hatta en önemlisine imza atmış. 1989-90 yılları arasında Çankaya Köşkü’nde Türkiye’de otomotiv fabrikalarına izin verilmesine ilişkin kararın haberini tüm gazeteleri atlatarak ilk kendisinin Hürriyet’te yazdığını söyleyen Berberoğlu, Işın Çelebi dönemindeki o kararın ardından Türkiye’de 2 olan fabrika sayısının 20 yılda hızla arttığını hatırlattı.
Türk otomobil markası yaratmak elzem değil
TÜRKİYE’nin otomobil markası yaratamayacağını da söyleyen Berberoğlu, “Bugün Türkiye’de gelişmekte olan bazı ülkelere ait otomobil markaları var. Ama sonuçları ortada. Satanlar arkasında bile duramıyor. Bizde kendi markamızı yaratacağız dersek benzer sorunları yaşarız. Marka yaratmak elzem değil. Bu ‘Türkiye’nin niye uçak gemisi yok?’ sorusuna benziyor. Yok çünkü Türkiye’nin düşmanları uçak gemisiyle gidip vurulacak mesafede değil. O kadar basit. Bu doğrultuda Türkiye’de şu an da bir otomobil markası yaratmak gibi bir ihtiyaç yok. Böyle bir ihtiyaç olursa zaten yaratılır. Elektrikli araçta da benzer durum söz konusu. Bu araçlara talep gelebilmesi için öncelikli olarak diğer taleplerinin karşılanıyor olması gerekiyor.”
Otomotiv sektörü istese bugün Ay’a bile gider
KONU dünya otomotivin gündemine oturan elektrikli araçlarla geldiğinde ise Berberoğlu şu örneği veriyor; “Bu bir ölçek. Otomotiv sektörü herşeyi yapabilir. İsterse Ay’a da gidebilir. Çünkü o teknoloji de var. Sadece aya gittiği zaman orda ne satacak onu bilmesi gerekiyor. Yani pazarın ne olduğunu düşünmek ve bunun için ne harcaması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Bir kere gidip ölçeği tutturamazsan, “Niye gittin’ diye sorarlar.”
Elektrikli araçlar zaman içinde oturup, genişleyeceğini söyleyen Berberoğlu, ama şu anda elektrikten önce mevcut yakıt teknolojilerinin daha fazla teşvik edilmesi gerektiğine inanıyor. Berberoğlu, “Yani sorun tasarruf veya çevre kirliliğiyse biodizeller ve diğer çevreci teknikler geliştirilmeli. Bir gecede dünya kurtulmuyor. İşler böyle olmuyor” yorumunu yapıyor.
2'inci el otomobil fırsatları hurriyetoto.com'da