İlk faksı ben getirdim hayalim Panasonic'le üretim

Güncelleme Tarihi:

İlk faksı ben getirdim hayalim Panasonicle üretim
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2002 00:00

TÜRKİYE'ye 22 yıl önce faksı ilk ithal eden Tekofaks Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bermek, Türkiye'de yabancı yatırımcıların aradığı güven ve istikrarın sağlanması halinde Japon teknoloji devi Panasonic ile ortak üretim yapmayı hayal ediyor. TÜRKİYE'ye 22 yıl önce faksı ilk ithal eden Tekofaks Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bermek'in gönlünde artık sanayicilik yatıyor. Bermek, Türkiye'de yabancı yatırımcıların aradığı güven ve istikrarın sağlanması halinde Japon teknoloji devi Panasonic ile ortak üretim yapmayı hayal ediyor. Bermek, ‘‘Türkiye'de üretilip ABD ve Amerika'ya ihraç edebileceğimiz bir ürünü üretmek istiyoruz. Ofis makinelerinden ev ve müzik aletlerine güvenlik sistemlerine kadar birçok alandayız. Bildiğimiz ve ihracatta başarılı olacak bir ürünü bulmamız lazım’’ diyor.Tekofaks'ın krizde de yatırımlarına devam ettiğini belirten Bermek, ‘‘Planlarımızı ve hedeflerimizi mevcut ekonomik şartları gözönüne alarak gerçekçi bir şekilde saptadık, bugün 6 şirketimizin 5'i çok iyi durumda, sadece birinin sorunları var. Ama o da ileriye ümitli bakıyor’’ diye konuşuyor.Profesyonel yöneticiyken patronu Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç'un davranışlarından etkilendiğini belirten Ayhan Bermek ile ekonomi, siyaset ve Tekofaks'ın geleceğe dönük hedeflerini konuştuk. Türkiye'ye faksı ilk getiren kişisiniz. Siz faksla nasıl tanıştınız?- Profesyonel yöneticiliği bıraktıktan sonra bir süre inşaat malzemesi sattım. Koç Grubu'nun öğretileri doğrultusunda dünyayı takip ediyordum. 80'li yılların başında Almanya'da Hannover Fuarı'nda faksı gördüm, beni cezbetti. Çünkü Türkiye'de teleksle bir mesajın bir yerden bir yere iletilmesi çok güçtü. Faksın Türkiye'ye ve ekonomiye katkısı olacağını düşündüm. Faksı Türkiye'ye ilk getiren benim. İthalat mevzuatında faks diye bir ürün yoktu. Bu aletin neye yaradığını anlatana kadar bir yıl geçti. Faks, lüks mal olarak görülüyordu. Bunları zor da olsa aştık. 1984'den sonra Türkiye'nin dışa açılması, telefon ve altyapıdaki gelişmeye paralel faks satışları da mısır patlar gibi patladı.Panasonic'le ilk bağlantıyı nasıl kurdunuz?- Faks işini yapmaya karar verdiğimde dünyada bu işi kimlerin yaptığını araştırdım. O zaman dünyada piyasa payı en yüksek olan Japon Matsushita markasıydı. Epeyce uğraştım, ama Türkiye'den birinin onlardan mümessillik istemesi onlara çok sevimli geldi. 'Nasılsa kaybedecek bir şeyimiz yok' diyerek mümessillik verdiler. Bu işbirliğinde bugün geldiğiniz nokta neresi? - Japon Matsushita için Türkiye vazgeçilmez, çok önemli bir pazar. Türkiye, Japonlari için artık Avrupa, Asya ve Ortadoğu'daki ülkeler içinde ilk on arasında. Matsushita ve Panasonic için Türkiye çok prestijli bir ülke.Japonlarla Türkiye'de ortak üretim yapmayı düşünüyor musunuz?- Bugün ortak yatırımlar düşünecek kadar ileri bir seviyeye geldik. Panasonic ve Matsushita ile ortak bir üretim gündeme gelebilir. Bu düşünce hep var. 22 yıldır birbirimizi tanıyoruz. Ama Türkiye'nin bugünkü koşullarında Japonlar klasik üretimlerini Japonya dışına taşımak istediğinde Macaristan, Çekoslovakya veya Bulgaristan'ı seçiyor. Çünkü bu ülkelerde güven unsuru mevcut ve yabancı sermaye için şartlar daha elverişli. 2001 ÖNCESİ ARTIK HAYALTürkiye'de ne üretmeyi planlıyorsunuz?- İhraç edilecek bir ürünü üretmek istiyorum. Türkiye'de kökü olan bir ürünü üretip, ihrac etmeyi hayal ediyorum. Çok geniş bir alandayız, ofis aletlerinden ev ve müzik aletlerine güvenlik sistemlerine kadar birçok alandayız. Bildiğimiz ve ihracatta başarılı olacak bir konuyu bulmamız lazım. Türkiye'den Avrupa ve Amerika pazarına dönük iş yapmamız gerek.Ekonominin bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?- Bundan sonra 2001 öncesini kimse hayal etmesin. Ekonominin suni büyümesi sıhhat işareti değildi zaten. 2001 öncesinin talepleri reel değildi. Şişirilmişti, rüzgarı arkadan alıyordu. Reel olan bütün değerlerde 2001 öncesinin yüzde 60'ını yakalamak, bana göre maksimumu bulmak demek. Ekonomimiz çok hassas ve çok sığ. Türkiye'nin ekonomik sorunlarının dışında bir sorunu daha var, dışa açılmada bağnaz ve yabancı sermayeyi ürkütücü tavırlar içinde. Yurtdışında mağaza açabilirizYurtdışında mağaza açmayı düşünüyor musunuz?- Franchise sistemiyle açtığımız Tekofis mağazalarını, bu yıl BİZ'e dönüştürüyoruz. Tüketici bu mağazalarımızda bütün ürünlerimizi ve servis hizmetini aynı çatı altında bulabiliyor. 15 olan mağaza sayısını bu yıl 25'e çıkarmayı düşünüyoruz, 50'ye kadar çıkabiliriz. Azerbaycan başta olmak üzere Türk Cumhuriyetleri ve Balkan ülkelerine açılabiliriz. Yeni oluşumlar topluma kulak vermeliTürk siyasi hayatındaki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?- Yeşil sahalarda başarıyla tamamladığımız sınav, şimdi siyasi arenada devam ediyor. Genç nüfusuyla Avrupa'nın gıpta ile baktığı Türkiye, Avrupa Birliği sürecine hazırlanıyor. Burada sorun, siyasal sistemin değişime gösterdiği dirençte. Çıkış yolu ise siyasal iradenin, değişime inanması ve Kopenhag Kriterleri'nin gereği olan düzenlemeleri yapmasında yatıyor. Yeni oluşumun gerekliliği tartışılmaz ancak hálá stratejileri, kişiler üzerine kuruyoruz. Türkiye'nin kişilerden bağımsız bir sisteme ihtiyacı var. İşadamlığı ruhumu Vehbi Koç'tan aldımProfesyonel yöneticilikten patronluğa nasıl geçtiniz?- Çocukluğumdan itibaren çalıştım. Yöneticilikte tepe noktasına geldikten sonra kendi işimi kurdum. İşadamlığına adım attıktan sonra, işadamını tüccar ve esnaftan ayırmaya çalıştım. İşadamlığı ruhumun yapılanması ve olgunlaşmasında rahmetli Vehbi Koç'un davranış biçiminden etkilendim. İşadamı olmayı kafama koymuştum.Yöneticilerim kriz bahanesine sığınamazTekofaks, krizde neler yaşadı? - Bana göre, 2001 yılında başlayan olayın adına kriz diyorsak, ondan öncekilere kriz dememek gerek. Çünkü bu kez öncekilerden farklı olarak paranın değeri yok, talep yok. Bankalar hálá yerine oturamadı. Ben grup şirketlerimde kriz kelimesine yasakladım. Bütçeleri yaparken kriz kelimesini kullanırsam, yöneticilerim kriz bahanesinin altına giriyor. Dolar kurunu, enflasyon tahminini ve talebi düşünerek bütçemizi yapıyoruz. Yaşamak ve kár etmek, firmamızı ileri taşımak ve çalışanlarımızı mutlu etmek zorundayız. Kriz var diye bunlardan vazgeçemeyiz. Ekonominin bu hasta halinde, talebin bu kadar düşük olduğu bir dönemde planımızı ona göre yapıyoruz. Kriz kelimesini kullanmadan, 'Ekonomik şartlar böyleyken bu işler yapılır, bu tedbirler alınır' diyoruz. Bu olayı sele benzetiyorum, sel eşyaları insanları yutuyor ama hayat devam ediyor, çamur içinde kalan evlerde yemek pişirilmeye çalışılıyor. Grup şirketlerimizin gerçekçi planlar yaptılar ve 6 kuruluşumuzun 5'i çok iyi durumda, yatırımlarını da sürdürüyor. Birinde az da olsa sorunlar var ama ileriye ümitle bakıyor. Yatırımlarımıza da devam ediyoruz.Tekofaks, ne kadarlık bir ithalat hacmine sahip?- Krizden önce, Tekofaks Şirketler Grubu olarak toplam 200 milyon doları bulan ithalat hacmimiz vardı. Bu yıl 60 milyon doları bulacağımızı söyleyebilirim. Cep telefonunun takatı kesildiTemsil ettiğiniz ürünlerde Türkiye pazarındaki konumunuz nedir?- Tekofaks, faks, fotokopi cihazlarından ev sineması paketlerine, bilgisayar ve güvenlik sistemlerinden cep telefonlarına, plasma ekrandan projektörlere kadar Matsushita'ya bağlı Panasonic, Technics ve Ramsa markalarının Türkiye'deki temsilcisi. Panasonic, faks, fotokopi, güvenlik sistemleri, printer gibi ürünlerde pazarda bir numara. Gelecek yıl televizyonda yüzde 10 pazar payı hedefliyoruz. Diğer konularda da ilk üç marka arasındayız. Cep telefonunda 94'den bu yana hep ilk üç içindeyiz.Bugün cep telefonu pazarında durum nasıl?- Ciddi bir durgunluk yaşanıyor. Çünkü pazar doyum noktasına geldi. Ancak değişim modelleriyle satışta hareket görebiliyoruz. Sektörde toplam aylık satış 600 binlerden, 150 binlere düştü. Bunun sadece yarısı yeni abonelik. Sektör, üçüncü nesli bekliyor. Çok hızlı büyüyen ve gelişen sektörün biraz takatı kesildi. Bu diğer ülkelerde de böyle. Sektörde 2003 yılı kendine gelme döneminin başlangıcı olur, sonra iyi bir çıkış yaşanır. AYHAN BERMEKTekofaks Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bermek, 1944 Samsun doğumlu. Bermek, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Koç Grubu'nda çalışmaya başladı. Koç'ta 8 yıl üst kademe yönetici olarak görev aldıktan sonra, 1978'de gruptan ayrıldı. 1981'de Tekofaks'ı kurdu. Tekofaks, Japon elektronik devi Matsushita'ya bağlı Panasonic, Technics ve Ramsa markalarının bir çok ürün grubunun Türkiye mümessilliğini yapıyor. Bermek, üniversite yıllarından başlayarak sporun içinde de aktif olarak bulundu. Bermek, Türk Futbol Federasyonu'nda çeşitli dönemlerde Yönetim Kurulu Üyesi, As Başkan ve Milli Takımlar Sorumlusu olarak görev yaptı. Bermek, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!