Güncelleme Tarihi:
Finansör firmalar, daha önce Türkiye ile imzaladıkları 153 maddelik ve 175 sayfalık mutabakat zabıtlarının yerine getirilmediğini gerekçe gösterdi. İmzalanan mutabakat zabıtlarında Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı.
Hasankeyf'in yüzde 80'ini sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı'na daha önce kredi desteğini vereceğini açıklayan Almanya, Avusturya ve İsviçre'deki kredi kuruluşları projeden çekildiklerini resmen açıkladı. Kredi kuruluşları, Türkiye'den istedikleri şartlar arasında, kültürel varlıklar ile ilgili işlerde çalışan işçilerin en az yüzde 50'sinin barajdan etkilinen kişilerden oluşması, su altında kalan köy ve evlerde yaşayanların geçmişlerini unutmaması için fotoğraflar çekilmesi, mülkiyet adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve herkese eşit arazi verilmesi, kıyıdaş ülke olan Irak ve Suriye elçiliklerine bilgi verilmesi gibi şartlar yer alıyordu.
ILISU'YU DIŞ DESTEKSİZ BIRAKAN 175 SAYFALIK MUTABAKAT ZAPTI
Ilısu Barajı'na kredi verecek olan Avusturya'nın Oestterreichische Kontrollbank, Almanya'dan Euler Hermes, İsviçre'den Exportrisikogarantie resmi kredi kuruluşları ile DSİ Genel Müdürlüğü arasında 6 Ekim 2006 tarihinde kredi şartları ile ilgili 153 maddelik ve 175 sayfa tutan bir mutabakat zabtı imzalandı.
175 sayfalık mutabakat metninde, kredi kuruluşlarının Türkiye'den şartları, kültürel miras, çevre konuları, yeniden yerlişim, mali yapı ve kıyıdaş ülkeler başlıkları altında sıralandı. Kültürel Varlıklar Komitesi'nin Hasankeyf'teki tarihi yapıların başka yere taşınması ve Dicle havzasındaki, bilinen veya bilinmeyen, ilgili bulgular üzerinde arkeolojik çalışma yapmaktan sorumlu olduğu belirtilerek, “Bölüm yerel müzeler ile iş birliği içinde çalışacaktır.
Arkeoloji açısından Dicle alanının önemli olması nedeniyle, proje uygulama birimi çalışmasının Dicle alanına Hasankeyf’teki kadar fazla odaklanmalıdır.
Kültürel Miras Komitesi baraj üzerinde veya caddeler gibi altyapıdaki inşaat çalışması sırasında kendiliğinden oraya çıkan herhangi bir tarihi eser ile ilgilenecektir” denildi.
Kültürel Varlıklar alt komitesinde, 2 uluslararası kabul görmüş bağımsız bilirkişi, 2 bağımsız milli bilirkişi, 1 Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü Temsilcisi, Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanları ve temsilcilerinin yanısıra çağdaş tarih, tarih öncesi, yontma taş devri arkeolojisinde master yapmış bilirkişiler, 1 makine mühendesi, 1 mimar veya 1 mimari tarihçinin yer alması istenilen matabakat zaptında şöyle denildi:
“Kültürel varlıklarla ilgili işlerde, ihtiyaç duyulan işçilerin asgari yüzde 50’sinin projeden etkilenen insanlardan oluşturulması, etnografik çalışmalar kapsamında, sular altında kalacak olan köylerin ve evlerin içerisinde yaşayanların geçmişlerinin unutulmaması için proje uygulama biriminin halkla görüşmeler yapması ve gerekli fotoğraf ve dokümantasyonu hazırlaması gerekir. Diyarbakır, Siirt ve Batman’da bulunan 3 aşamalı Atık Su Arıtma Tesislerinin işletme halinde ve tamamen fonksiyonel olduğunu ve baraj su tutulmasından önce, projelendirilen arıtma değerlerini sağladığının teyidi gerekir. 3 ildeki arıtma tesislerinin yapımının su tutulmasından 1 yıl önce tamamlanması gerekir. Hidroelektrik Santraline ilişkin olarak proje alanında sıtma ve diğer su kaynaklı hastalıkların görülme sıklığınının değerlendirilerek, bulgular hakkında bölgesel sağlık makamlarına bilgi verilmesi lazım. Havzada su tutma başlamadan önce proje alanında su kaynaklı hastalıklarda artışı önlemek üzere bir önlemler kataloğu geliştirecektir.”
MÜLKİYET ADALETSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRILACAK
Kredi kuruluşlarının kredi karşılığında Türkiye’den istedikleri şartlar arasında yer alan, ‘Arazi Mülkiyet Adaletsizliklerinin Analizi’ başlığında ise projeden etkilenmiş bölgede arazi mülkiyetindeki adaletsizliklerin, bu mülkiyet modellerinin yeniden yerleşim üzerindeki potansiyel etkilerinin ve bu etkilerin her birini azaltmayı amaçlayan önlemlerin bir analizini istenerek, “Değerlendirme kapsamındaki durumlara çözümler bulunana dek bu önlemler taraflardan hiçbirinin bir olumsuzlukla karşılaşmamasını garanti edecektir. Projeden etkilenen alanların her biri için Devlet İstatistik Kurumu standart veya çiftlik modellerini referans olarak kullanarak, arazisi olmayan tüm hanelere veya ailelerini geçindirmek için yeterli düzeyin altında arazisi bulunanlara hükümet destekli yeniden yerleşim planı çerçevesindeki opsiyon paketini içeren, DSİ’ye devredilen arazinin dağıtımı için önlemler, uygulama takvimi ve izleme konsepti temin edecektir” denildi.
Ilısu Barajı'na kredi vereceğini açıklayan 3 ülkenin desteğini çekmesine neden olan kredi şartları arasında, Türk hükümetinden üst düzey bir yetkilinin kıyıdaş ülke olan ve su hakları bulunan Irak ve Suriye'ye projeyi daha iyi anlayabilmeleri için Ilısu projesine ilişkin bilgi ve çıktıları bu ülkelerin eçilerine verilmesi de istenmişti. Matabakat zabtında, “Proje hakkında talep üzerinde daha detaylı bilgi vermek üzere Irak ve Suriye’deki ilgilileri derhal Türkiye’ye davet edecektir” denilmişti. Matabakat zabtının altında ise Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı.