Güncelleme Tarihi:
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, global ekonomik platformda işlerin iyi gitmemekte inat ettiğini, ama Türkiye’nin inadına büyüdüğünü ve geliştiğini söyledi. Türkiye’nin hedeflerini yakalamak için yılda yüzde 6 büyümek zorunda olduğunu kaydeden Çağlayan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ekonomik önlemlere ilişkin ‘Yol sisli ve virajlı, gaza basmayız’ şeklindeki sözlerine, ekonomi yönetimini ileri sürüş teknikleri konusunda eğitim almış usta sürücüye benzeterek karşılık verdi.
IMF’ye para veriyoruz
3’üncü İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Çağlayan, Türkiye ekonomisinin bugün geldiği noktada 10 yılda çok önemli deneyim ve kazanımlar elde ettiğini belirterek, “Eğer sürücü güvenlikli, ileri sürüş tekniği eğitimi almışsa sorun olmaz. Türkiye, sonuç olarak bugün geldiği noktada 10 yılda çok önemli deneyim, kazanım elde etmiştir. 10 yıl önce Türkiye, IMF’nin kapısında 1 milyar dolar borç almak için tek ayak üstünde bekletilen bir ülkeydi. Şimdi ise, adeta IMF’ye cep harçlığı olmak üzere 5 milyar dolar verecek duruma geldi” dedi.
Gerekirse gaza basacak
Çağlayan sürüş teknikleri üzerinden yürütülen ekonomi politikalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Elbette ihtiyatlı olacaksınız. Sürekli ayağın frende olduğu arabanın ilerlemesi mümkün mü? Türkiye, gerekirse frene basacak, tabii ki kırmızı ışıkta duracak, sarı ışık gördüğünde mutlaka ayağını fren pedalına götürüp zaman zaman durması için tedbiri alacak. Ama gaza basması gerektiği yerde de gaza basacak. Türkiye’nin ciddi biçimde sürdürülebilir büyümeye ihtiyacı var.”
Bankalar kuru kavaktan düdük yapmalı
TÜRK Ekonomi Bankası (TEB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, hazırlanan tüketiciyi koruma amaçlı yasa tasarısı ile bankalar için komisyon alma sınırlaması veya komisyon almama gibi çok sert tedbirler düşünüldüğünü söyledi. Canevi, İstanbul Finans Zirvesi’nin ikinci gününde düzenlenen ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘Bankacılar Forumu’nda yaptığı konuşmada, bankaların performans kriterlerinin tatmin edici ve rekabetçi olmaya devam ettiğini vurguladı. Canevi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankalara komisyon sınırlaması veya komisyon almama gibi çok sert tedbirler düşünülmektedir. Henüz kanun çıkmadı, ama bu yasa bu haliyle çıktığı takdirde özellikle perakende, retail bankacılıkta bankalarımızın yepyeni bir arayış ve yapılanma içine girmeleri gerekir. Sayın Çağlayan’ın ortaya koyduğu gibi, nasıl ihracatçılar kuru kavaktan düdük yapmayı öğrendilerse, bu kanun çıkarsa bankacıların da kuru kavaktan düdük yapmayı öğrenmeleri gerekecektir.”
Merkez Bankası ile kişisel sorunum yok
MERKEZ Bankası’nın performans olarak iyi çalıştığını söyleyen Zafer Çağlayan, “Ancak zaman zaman anlaşamadığımız oluyor. Benim kişisel olarak Merkez Bankası ile bir sorunum olamaz. Söylediklerimiz kişisel değil. Yeni teşvik sisteminin yapıldığı bir ortamda Merkez Bankası politikalarının gerek ulusal gerekse uluslararası yatırımcılara orta ve uzun vadede yatırım için sinyaller vermesi gerekir. Keşke Merkez Bankası son yaptığı faiz koridorunun üst bandındaki indirimi 3 ay önce yapsaydı. Bu benim kişisel görüşüm. Bunu da Bakanlar Kurulu dahil her platformda dile getiriyorum. Merkez Bankası bağımsız diye benim görüşlerimi dile getirme yasağı yok. Ayrıca kabinede ekonomi politikaları konusunda anlaşmazlık olduğunu söyleyen doğruyu söylemiyor.”
Avrupa’da bankacılar güvenirliğini kaybetti
HSBC Avrupa CEO’su Brian Robertson bankacılık sektörünün küresel krizdeki payının bazı zamanlarda çok abartıldığını, bazen hükümetlerin de kendilerine bakıp gerektiği kadar bankalara katkıda bulunup bulunmadıklarını sorgulamaları gerektiğini söyledi. Bankaların güvene dayalı sistemler olduğuna işaret eden Robertson, “Eğer güveni kaybederseniz finansman ortadan kalkacaktır, müşteriler sizinle iş yapmayacaktır. Özellikle gelişmiş ekonomilerde bu güveni tekrar oluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.