Güncelleme Tarihi:
OBAMA yönetimi boyunca ABD Enerji Bakanı’nın danışmanlarından biri olan Dr. Carmine Difiglio, ocak ayından itibaren Sabancı Üniversitesi Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Direktörü olarak göreve başladı. İlk röportajını Hürriyet’e veren Difiglio, ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesinin nasıl bir etkisi olacağına ilişkin, “ABD’de kömür kullanımında bir düşüş yaşandı ve doğalgaz ve yenilenebilirde büyük artış oldu. Bunların hiçbiri ABD’nin Paris Anlaşması’nda olup olmadığından etkilenmeyecek. Yenilenebilir enerji, ekonomik açıdan mantıklı olduğu için enerji sektörü tarafından tercih ediliyor. Yeni bir kömür santrali kurmak veya mevcut bir kömür santralini devam ettirmek mantıklı değil. Çünkü doğalgaz çok daha rekabetçi. Kararın ABD sera gazı emisyonlarına nasıl bir etkisi olacağını söylemek imkânsız ancak ABD emisyonlarının iyileşmeye devam etmesini bekliyorum” dedi.
Difiglio, ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin hükümetler arasındaki müzakereler açısından çok önemli olduğunu ancak ülkenin sera gazı emisyonları üzerindeki etkisinin sınırlı kalmasını beklediğini söyledi.
NELER ETKİLENMEYECEK?
Difiglio, “Otomotive bakarsak ABD şirketleri, enerji verimliliğini artırma ve elektrikli araçlara yönelme planlarını değiştirme niyetleri olmadığını zaten duyurmuşlardı. Bunun otomotivi etkileyeceğini hiç sanmıyorum. Ve ABD enerji sektöründe, yenilenebilir enerji için federal teşvikler var. Bunlar etkilenmiyor. ABD’de enerji sektörünün düzenlenmesi ise eyaletlerin sorumluluğunda ve eyaletlerin yarısından fazlası yenilenebilir enerji hedeflerine sahip. Örneğin Kaliforniya 2030’a kadar yüzde 50 yenilenebilir enerji hedefliyor. En önemlisi de, teknolojinin değiştiği gerçeği. Fotovoltaik (PV) verimliliğinde çok hızlı gelişmeler var, PV maliyetleri düşüyor. Büyük rüzgar türbinlerinin inşa edilmesini sağlayan teknolojiler mevcut. Yenilenebilir enerji, esasen ekonomik açıdan mantıklı olduğu için enerji sektörü tarafından giderek daha çok tercih ediliyor. Kaya gazı devriminin ardından ABD’de doğalgaz fiyatının da düşmesiyle kömür kullanımında bir düşüş yaşandı. Ve bunların hiçbiri anlaşmada kalıp kalmadığından etkilenmeyecek” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ EN UCUZ KAYNAK OLACAK
TEMİZ enerjiye geçişin eninde sonunda gerçekleşeceğini çünkü temiz enerjinin uygun maliyetli ve rekabetçi olduğunu söyleyen Difiglio, “İklimi kurtarmada başarılı olmanın gerçek sırrı, temiz enerji teknolojilerini ekonomik seçim, mantıklı seçim yapmaktır” şeklinde konuştu. “Peki, bugün öyleler mi” diye sorduğumuzda ise “Yenilenebilir enerji dünyadaki herhangi bir enerji kaynağından daha hızlı büyüyor. Güneş hücrelerinin maliyeti düştükçe, dağıtılan enerjinin büyümesi arttıkça, birbirlerini güçlendiren çok sayıda teknoloji var. Bilgi teknolojisi ve dijital teknoloji, birçok tedarikçiyi birçok tüketici ile buluşturan rekabetçi elektrik ağlarına olanak tanıyor. Bu hızla değişen teknolojiler, enerji sektörünü muhtemelen hükümet düzenlemelerine ve standartlarına göre çok daha fazla değiştirecek” dedi.
TÜRKİYE GAZDA FİYATLAMA NOKTASI OLABİLİR
TÜRKİYE’nin enerji stratejisini nasıl bulduğunu sorduğumuzda Difiglio, şunları söyledi: “Bence Türkiye mükemmel bir enerji stratejisine sahip. Enerji ithal ettiği ülkelerin çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi bunların hepsi Türkiye’nin enerjisini daha güvenli hale getirecek. Ve ayrıca Avrupa içinde güvenli hale getiriyorlar. Coğrafi konumunu kullanarak, bir enerji merkezi olma fırsatı yalnızca Türkiye için değil Avrupa için de çok önemli. Hazar, Orta Doğu ve Rus gazının Türkiye üzerinden geçmesi önemli. Doğalgazda spot fiyatlar için İngiltere ve ABD’de fiyatlandırma noktaları var ancak bu bölgede bir fiyatlandırma noktasına sahip olmak için Türkiye mükemmel bir yer olacaktır” dedi.