Güncelleme Tarihi:
BEYİN kanaması gibi kritik rahatsızlıklarda hızlı müdahale en önemli konuların başında geliyor. Şu anki teknolojilerle bu tip rahatsızları kolaylıkla tespit edebilmek için hastaların hastaneye gitmesi ve büyük cihazlara bağlanması gerekiyor. Yani riskli dakikalar harcanıyor. Bu da hastaların hayati riskini arttırıyor. Türk girişimcilerin geliştirdiği ‘PONS’ ise portatif bir portatif bir hızlı tespit cihazı. Beyin kanamaları için geliştirilen model, hastaların gözünden makine öğrenimi teknolojisi kullanarak beyin kanaması olup olmadığını gösteriyor. Bu da tedavi için müdahaleyi hızlandırıyor.
İKİZ KARDEŞLER
PONS’un hikâyesi ikiz kardeş olan Soner ve İlker Hacıhaliloğlu ile başlıyor. İlker Hacıhaliloğlu, ABD’de Rutgers Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. 15 yıldan beri ABD ve Kanada’da “bilgisayar destekli ameliyat teknolojileri” konusunda sistemler geliştiriyor. Soner Hacıhaliloğlu ise 10 yıl boyunca çeşitli uluslararası firmalarda yönetici olarak çalıştı. 2007 yılında beyin kanaması sonucunda babalarını kaybettikten sonra kolları sıvayan ikiz kardeşler, bundan 10 yıl sonra ilk PONS cihazını üretmeyi başardı. Soner Hacıhaliloğlu, “Önceden hastaneye gidilmesine rağmen, beyin kanama riski tanı konulamadığı için bilinemedi ve yaşanan bir trafik kazasında, ani bir beyin kanamasıyla maalesef babamız hayatını kaybettik. Bu süreçten sonra, İlker üniversitede geliştirdiği teknoloji üzerinde çalışırken, insan gözünün içindeki belirli bir sinir damarının genişliğinin ölçülmesiyle beyin içi basınç değeri ve buna bağlı olarak oluşabilecek beyin kanama riskinin verilebileceğini keşfetti. Sistemi buradan yola çıkarak kurgulamaya başladık” dedi.
YÜZDE 30 RİSK VAR
Dünyada yaşayan insanların yüzde 30’undan fazlası beyin kanama riski ile yaşadığını dile getiren Soner Hacıhaliloğlu, “Her yıl, 2 milyondan fazla insan beyin kanamasından dolayı hayatını kaybediyor ve 10 milyondan fazla kişi beyin kanaması sonucu sakat kalıyor. PONS, mobil ultrason ‘probu’ ve buna bağlı çalışan görüntü işleme ve veri analizi yazılımı, gözün üzerinden alınan görüntüyle hasta hastaneye daha ulaşmamışken beyin kanama riskini hastaneye bildiriyor. Böylelikle beyin kanaması riskine karşı hastanenin hazır olmasını sağlıyor. PONS ile derin öğrenmeye (deep learning) ya da yapay zekâya (artificial intelligence) dayalı yazılım platformu sağlıyoruz. Ultrason ile damarın görüntülemesi yeni bir şey değil aslında ama görüntü alındıktan sonra normalde her şey manuel olarak yapılıyor ve bu yüzden hata payı oldukça yüksek. Çünkü, bütün görüntüler iki boyutlu olarak ortaya çıkıyor, bizim geliştirdiğimiz teknoloji ise 3 boyutlu. Ayrıca ultrasonda manuel görüntü alırken hata olabiliyor, işte biz bunu minimize etmek için şu anda gözlük sistemi geliştiriyoruz. Sistemdeki yapay zekâ sayesinde görüntüsü olmayan hasta bilgisi ile de eşleme sağlıyoruz” diye konuştu.
ACİL MÜDAHALE EKİPLERİ KULLANACAK
GELİŞTİRDİK-LERİ sistemin ambulanslarda, askeri takımlarda, acil müdahale ekiplerinde ve hastanelerin yoğun bakımlarında kullanılabileceğini anlatan Soner Hacıhaliloğlu, geldikleri noktayı şu şekilde anlattı: “Sistemi şu anda gözlük gibi giyilebilir teknoloji haline dönüştürüyoruz. Bu sayede kişiden kaynaklanabilecek görüntü alma hatalarının da önüne geçilmiş olacağız. Ön klinik testlerimiz ABD’nin New York şehrinde ve Almanya’da Berlin’de başladı. Sağlık teknolojilerinde izin alma süreçleri biraz uzun olduğundan PONS’un 2020’nin sonuna doğru tam anlamıyla son kullanıcılar tarafından kullanılmaya başlanacağını öngörüyoruz.”
SIRADA MOBİL ULTRASON VE MR CİHAZI VAR
PONS’un sadece ilk yardım ekiplerinde değil, aynı zamanda Ultrason, MR gibi cihazların taşınamayacağı dağlık alanlarda kullanılabilmesi için çalıştıklarını ifade eden Soner Hacıhaliloğlu, “Mobil olarak alınacak görüntüler, ABD veya Avrupa’da uzman doktorlar ile anında paylaşılabilecek ve bu sayede zor şartlarda yaşayan insanlara en iyi doktorların teşhis koyması ve doğru tedavi uygulanması sağlanacak. Bu anlamda Sınır Tanımayan Doktorlar (Doctors Without Borders) ile de görüşmeler yapıyoruz. Hedefimiz, PONS’u görüntüleme teknolojileriyle birlikte yapay zekâ kullanarak, ön teşhisi mobil, hızlı bir şekilde yapan ve herkesin ulaşabileceği bir teknoloji haline getirmek” dedi.