İkinci yarıda toparlanırız

Başaran, bu yılın ilk 6 ayında otomobil ve hafif ticari araçtan oluşan toplam pazarın yaklaşık 340 bin adetle bir önceki yıla göre yüzde 19,2 daraldığını anımsattı.

Başaran, geçen yıl pazarın ilk yarıda çok hızlı bir yükseliş gösterdiğini, 2011'in çok özel bir yıl olduğunu dile getirerek, bu yılın ilk 6 ayında binek otomobil pazarının ise yüzde 15,6 daralırken, hafif ticari araç pazarının ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27,2 gerilediğini kaydetti.

Bu dönemde binek otomobil pazarının yılbaşındaki beklentinin yüzde 10 üzerinde gerçekleştiğini, hafif ticari araç pazarının ise ÖTV artışının da etkisiyle beklentilerin yüzde 5 altında bir performans gösterdiğini ifade eden Başaran, geçen yıl pazarın 865 bin seviyesinde kapandığını hatırlattı.

Başaran, bu yıl ekonomideki büyüme hızının yavaşlamasının ve ÖTV artışının ötelenen etkisiyle, toplam pazarın 750-800 bin adet seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini belirterek, “İlk 6 aylık döneme bakınca, binek otomobil pazarının yılı 525-560 bin adet arasında kapatacağı görülüyor. İlk 6 ayın temposuna göre hafif ticari araç satışları, 225-240 bin adet aralığında bir pazar gösteriyor. İkinci yarıda pazardaki trend yukarı doğru olursa, 800 binli adetlere doğru gideceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“İhracatta Avro Bölgesi sıkıntılı”

Başaran, bu yıl esas bakılması gereken yerin Euro Bölgesi olduğunu belirterek, Euro bölgesindeki pazarın ikiye ayrıştığını, binek araçlarla hafif ticari araç pazarının tamamen farklılaştığını söyledi.

Özellikle hitap ettikleri İtalya, Fransa ve İspanya gibi pazarlarda yaşanan ekonomik sıkıntıların öne çıktığını ifade eden Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tofaş olarak geçen yılın sonunda üretim yaptığımız marka sayısını Opel ve Vauxhall ile 5'e çıkardık. Böylece Avrupa'daki önemli ihracat pazarlarımıza Almanya ve İngiltere'yi dahil ederek riski dağıttık. Bunun sonucu olarak her ne kadar ilk 6 ayda kısmi olarak bir ihracat daralmamız varsa da yılın ikinci yarısında sanki 2011 yılının ihracat rakamlarını tam anlamıyla karşılayacağız. Bu rakamda 180 bin araç civarında olacak.

Sonuçta, bu yıl Euro bölgesine ihracat yapan herkes için zor bir yıl olacak ama biz inanıyoruz ki şu anda gerek maliyette, gerek kalitedeki yaklaşımlarımızla gerekse Opel ve Vauxhall markalarına yaptığımız Combo üretimi ve bundan sonra gerçekleştireceğimiz ABD'ye yönelik ihracat çalışmalarımızla birlikte farklılık yaratacağız.”

“Otomotivde yeni ÖTV artışı olmaz”

Başaran, ilk 6 aylık sonuçlara bakıldığında hafif ticari otomobil satışlarındaki düşüşün ana nedenlerinden birinin geçen yılın son çeyreğinde yapılan yüzde 5'lik ÖTV artışı olduğunu dile getirerek, bu ÖTV artışının negatif etkilerinin görüldüğünü kaydetti.

Sektörde etkisi ve tepkisi düşünülmeyen her aksiyonun bumerang tepkisi gösterdiğini dile getiren Başaran, bundan sonraki süreçte sektöre yeni yük getirecek vergi artışı gibi uygulamaların kamu tarafından tercih edilmeyeceğini, bu izlenime kamu otoritesi ile gerçekleştirdikleri görüşmelerden sonra vardıklarını ifade etti.

Başaran, ilk 6 ayda hafif ticari araçta sektörde üretim yapan diğer üreticilerin de kaybının olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Pazar daraldı. Dolayısıyla ben ÖTV'yi artırmanın ötesinde sektörü canlı tutup, ihracatı ayakta tutacak, dış ticaret açığına katma değer sağlayacak daha farklı uygulamaların yapılacağı hissiyatı içindeyim. Sektörde hafif ticari araçta yetkinliklerimizin, kabiliyetimizin, rekabetimizin olduğu ve dünyanın her kıtasına ihracat yapan bu ülkede bunun daha ileriye itilmesi gerekiyor.

Hükümetimiz de bu konuda son derece duyarlı. Onlardan aldığımız geri beslemelerde de otomotivde bir vergi artışı yapılmayacağı kanısı oluşuyor. Mutlaka önümüzde oluşacak olan ekonomideki dalgalanmalarda bir takım tedbirler alınacaktır ama ÖTV artışının bu konuda ilaç olmayacağı kanısındayım."

Başaran, hafif ticaride ÖTV artışının olumsuz yansımalarının ilk 6 ayda belirgin bir şekilde yaşandığını anlatarak, hafif ticari araçlara ilişkin ÖTV'nin düşürülmesi konusunda bir aksiyon ve iyileştirme beklediklerini belirtti.

Tofaş'ın iç pazar performansı

Tofaş'ın bünyesinde Fiat başta olmak üzere Alfa Rome, Lancia, Jeep, Maserati ve Ferrari markaları yer aldığını anımsatan Başaran, temsil ettikleri 6 marka ile yılbaşından beri yükselen bir trend sergilediklerini dile getirdi.

Fiat markası ile ilk 6 ayda toplam pazardan yüzde 13,1 pay aldıklarını aktaran Başaran, Fiat'ın bu başarısında Doblo, Fiorino ve Linea modellerinin sergilediği başarılı performansın payının çok büyük olduğunu, Fiat Linea ve Doblo sınıflarının en fazla tercih edilen araçları konumunda bulunduğunu kaydetti.

Başaran, Nisan ayı sonunda Yeni Fiat Linea'yı pazara sunduklarını hatırlatarak, Yeni Linea'nın katkısıyla Linea'nın toplam performansının dikkat çekici boyutta olduğunu, Yeni Linea ile birlikte mevcut Linea'nın toplamda ilk 6 ayda 15 bin 826 adetlik satış rakamına ulaşırken, yüzde 6,5'lik pazar payı elde ettiğini söyledi.

“Yılın tamamında 30-35 bin adetlerde bir Linea satışı olacak”

Böylece Linea'nın sadece sınıfının değil, Türkiye'nin en fazla satan otomobili konumunda olduğuna dikkati çeken Başaran, “Yılın tamamında 30-35 bin adetlerde bir Linea satışı olacak ki bu segmentinde liderliğini perçinleyecek. İlk 6 aylık döneme baktığımızda, hafif ticari araç segmentindeki Doblo ve Fiorino modellerimizin de sınıflarında lider olduğunu görüyoruz. Fiat Doblo 12 bin 81 adetle, Fiat Fiorino ise 9 bin 224 adetle sınıflarının en fazla satan modelleri konumunda. Yılın geri kalanında daha da iyi bir performans sergileyerek yılı toplam pazardan yüzde 14-15 pay alarak kapatmayı hedefliyoruz” diye konuştu.