Güncelleme Tarihi:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre gayri safi yurtiçi hasıla yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.8 arttı. Beklentiler yüzde 3.5 seviyesindeydi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ekonomi, ikinci çeyrekte yılın birinci çeyreğine göre yüzde 3.5 büyüdü. Takvim etkisinden arındırılmış ekonomik büyüme ise yüzde 5.0 olarak hesaplandı. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ikinci çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60.7 artarak, 5 trilyon 502 milyar 192 milyon liraya yükseldi. Ekonominin dolar cinsi büyüklüğü ise ikinci çeyrekte cari fiyatlarla 271 milyar 468 milyon oldu.
SANAYİDE YÜZDE 2.6’LIK DARALMA
TÜİK verilerine göre sanayi sektörü geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2.6 daralırken, ekonomik büyümeyi 0.55 puan aşağıya çekti. İmalat sanayi yüzde 1.9 küçülürken, ekonomik büyümeyi 0.33 puan olumsuz etkiledi. Tarım sektörü yüzde 1.2 büyümeyle ekonomiye 0.05’lik katkı verdi. İnşaat sektörü bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6.2 büyüme sağladı. Böylece inşaat sektörü Türkiye ekonomisine 0.32 puanlık olumlu katkı yaptı. Gayrimenkul sektöründe yüzde 3.2’lik büyüme yaşanırken, 0.28 puan büyümeyi yukarıya çekti. Kamu yönetimi faaliyetleri yüzde 5.1 arttı.
HİZMETLERDEN 1.7 PUANLIK KATKI
İkinci çeyrekte hizmetler sektörü yüzde 6.4’lük büyüme ile 1.67 puanlık katkı sağladı. Bilgi-iletişim sektöründeki büyüme yüzde 1. 3 büyüme olurken, finans ve sigorta sektörleri ise ikinci çeyrekte yüzde 4.9’luk büyüme ile ekonomik büyümeye 0.28 puan katkı verdi. İdari destek hizmet faaliyetleri yüzde 1.2 daralırken, ekonomik büyümeyi 0.5 puan aşağı çekti. Diğer hizmet faaliyetleri sektörü yüzde 6.6 büyüdü.
VATANDAŞ HARCADI
TÜİK’in harcamalar yöntemiyle yaptığı gayri safi yurtiçi hasıla hesabına göre hane halkı tüketim harcamaları yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15.6 artış gösterdi. Vatandaşın yüzde 15.6 artan tüketiminin ekonomik büyümeye katkısı 10.67 puan oldu. Devletin tüketimi ise yüzde 5.3 büyüme sağlarken, 0.67 puanlık katkı verdi. Toplam yatırımlar yüzde 5.1 yükseliş gösterirken, ekonomik büyümeye katkısı da 1.3 puan seviyesinde oldu.
İHRACAT YÜZDE 9 AZALDI
İkinci çeyrekte ihracat yüzde 9 küçülürken, bu yılın ikinci çeyreğinde ekonomik büyümeyi 2.36 puan aşağı çekti. Son üç çeyrektir ihracat küçülerek, ekonomik büyümeyi negatif etkiliyor. İthalat ise ikinci çeyrekte yüzde 20.3 büyüme sağladı. İthalattaki bu hızlı artış ekonomik büyümeyi 3.92 puan aşağı çekti. Dış ticaretin ekonomik büyümeye negatif katkısı ise 6.3 puan azaltıcı yönde oldu. İkinci çeyrekte stoklar ise büyümeyi 2.55 puan aşağıya çekti. 2022 yılında yüzde 25 seviyelerinde olan işgücü ödemelerinin katma değer içindeki payı ilk çeyrekte yüzde 37.8, ikinci çeyrekte ise yüzde 34.2 oldu.
ŞİMŞEK İSTİKRAR VURGUSU YAPTI
Hazine ve Maliye Bakan Mehmet Şimşek, iç ve dış talep dengesinin yeniden tesisi için tedbirler almaya ve uygulamaya devam ettiklerini kaydetti. Şimşek, sosyal medya hesabından büyüme verilerini değerlendirirken, “Sıkı küresel finansal koşullar ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.8 daralan küresel ticarete rağmen deprem felaketinin ekonomik etkilerini telafi etmeye çalıştığımız yılın ikinci çeyreğinde ekonomimiz güçlü büyüme performansına devam etmiştir” dedi. Şimşek küresel aktivitedeki zayıflamayla reel ihracatta düşüş devam ederken, güçlü iç talebe bağlı olarak ithalatın artışını sürdürdüğüne işaret ederek, şunları söyledi:
DENGELİ OLMALI
“Böylece net dış talep büyümeyi sınırlandırmıştır. Öte yandan ekonominin üretken kapasitesinin artırılması açısından önem arz eden yatırım harcamaları yüzde 5.1 artmıştır. Hedefimiz büyümenin güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasıdır. İç ve dış talep dengesinin yeniden tesisi için tedbirler almaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Kaynakların tüketimden çok yatırım, istihdam, üretim ve ihracata aktarılmasını önceliklendiriyoruz. Bu tedbirler neticesinde ekonomimizin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltmayı hedefliyoruz. Şeffaf, tutarlı ve uluslararası normlara uygun politikalar sayesinde güvenin temin edilmesi ile öngörülebilirlik artırılacaktır. Öngörülebilirlik, sürdürülebilir büyümenin sağlanması için gereken yatırım ve istihdam artışında kritik önem taşımaktadır. Uyguladığımız politikaların makro finansal istikrar üzerindeki olumlu etkilerini görmeye başladık. Bu etkilerin kalıcı olması ve istikrarın sağlanması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz. Dengeli ve sürdürülebilir büyüme ile sağlanacak refah artışının toplumun tüm kesimleri tarafından adil paylaşılması önceliğimizdir.”