Güncelleme Tarihi:
GÜNGİAD, Akil İnsanlar Heyeti’nin Başbakan Davutoğlu başkanlığında yaptığı 10 saatlik toplantının ardından heyetle ilgili yeni bir bakış ile öneriler hazırladı.
"Birinci aşamayla ilgili olarak misyonunu başarıyla tamamlayan heyetin, yeniden gözden geçirilmesi ve ikinci aşama için revize edilmesi ve bu aşamanın doğrudan çözüme yönelik olması gerekir" denilen GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal imzalı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Akil insanlar heyeti, bazı düzenlemelerle bir hakem heyetine dönüştürülmeli. 'Akil İnsanlar Hakem Heyeti' olarak önerdiğimiz yapı en fazla 20 ile 25 kişiden oluşan, yaptırım gücüne sahip, müzakere eden tarafları, birer orta saha hakemi gibi kritik anlarda uyaran, gerektiğinde düdüğüne başvurarak oyunu yönlendiren ve oyuna yön veren yetkinliğe sahip olmalı.
Mevcut akil insanlar heyetini oluşturan 63 kişi içerisinde yer alan ve bir anlamda popüler kültürü temsil eden Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay, Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan gibi sanatçılar ile milyonlarca çalışanı, esnafı ve işadamını bünyesinde barındıran çatı kuruluşların Rıfat Hisarcıklıoğlu, Bendevi Palandöken, Mustafa Kumlu, Lami Özgen, Şemsi Bayraktar, Erol Ekici, Mahmut Aslan gibi başkanlarına, barış sürecinin birinci aşamasındaki değerli katkıları için teşekkür edip, bu isimler yerine sürecin asli unsurları ve doğrudan muhatapların ile hakem niteliğine sahip isimler ikame edilmelidir. Akil insanlar heyetinde yer alan ve barış sürecinin birinci aşamasına değerli katkılar sağlayan başkanlar ve sanatçıların, doğrudan muhataplarla yer değiştirmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Kimler dahil edilmeli?
Akil insanlar hakem heyetinde öncelikle TBMM’de temsil edilen AKP, CHP, MHP, HDP gibi siyasi partilerin birer temsilciyle temsil edilmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, "Bunun haricinde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) gibi konuyla doğrudan ilgili sivil oluşumların ve ilgili bakanlıkları temsil eden bürokratların da heyette yer alması gerekir. Bunun haricinde halen heyette yer alan isimlerin bir kısmının da muhafaza edilmesi gerekmektedir. Yasal düzenlemelerle yeni oluşacak yapı, yaptırım gücüne sahip, dayanakları ve bütçesi olan tüzel bir yapıya dönüştürülerek bir “hakem heyeti” statüsüne kavuşturulabilir" denildi.
Önümüzdeki dönemde barış sürecine ilişkin olarak yoğun görüşmelerin yaşanacağı, kırılma ve kopmalar dahi olabileceği ifade edilen açıklamada, "Bu kopmalar sürecin mantığının ve işleyişinin bir parçasıdır. Nitekim son günlerde Hükümet kanadından gelen “Çözüm sürecine mecbur ve mahkum değiliz” gibi beyanlar, müzakere mantığıyla çelişmeyen negatif bir ayrışmadır. Bu tip negatif ayrışmaların, süreci kesintiye uğratacak derin çelişkiler üretmemesi için, orta yerde, tarafları güçlü bir mıknatıs gibi birbirine çeken bir oluşuma ihtiyaç olduğunu ve bu türden bir mekanizmanın “akil insanlar hakem heyeti” gibi yetkilendirilmiş ve temsile haiz bir yapı tarafından sağlanabileceğini düşünüyoruz. Böyle bir yapı, bir tarafında devletin, diğer tarafında Kürt ekseninin bulunduğu müzakere taraflarının polarize olmaması sağlanarak, arada bir anlamda dengeleyici bir mekanizma misyonu üstlenecektir" ifadesi kullanıldı.