Güncelleme Tarihi:
Piyasalarda yaÅŸanan son geliÅŸmeleri ve önümüzdeki döneme iliÅŸkin beklentileri sektörün tecrübeli isimlerinden Bosphorus Capital Genel Müdürü Murat Salar ile konuÅŸtuk.Â
"HER ÅžEY KONTROL ALTINDA"
Konuya Türkiye'den giren Salar, piyasalar konusunda olumlu düşündüğünün altını kuvvetle çiziyor. Türkiye'de işlerin önceki dönemlerden farklı olarak kontrol edilebilir bir şekilde yürüdüğünü belirten Salar, şunları anlatıyor:
"Türkiye iki yıl arka arkaya çok hızlı büyüdü. Biz genelde bu tip genişlemelerin ardından hızla çakılırız ama bu sefer durum farklı. Türkiye bilerek ve isteyerek vites küçültüyor. Eskiden altıncı viteste giderken şimdi üçüncü viteste gidiyoruz ama gitmeye devam ediyoruz. Üstelik her şey kontrol altında."
İKİ ÖNEMLİ AVANTAJ
Murat Salar Türkiye'nin iki önemli avantajının olduğuna dikkat çekiyor. Bunlardan biri petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari açıkta yaşanan gerileme, diğeri de enflasyondaki düşüş trendi. Salar, şöyle devam ediyor:
"Petroldeki düşüşle enflasyonda ciddi bir kazanım olacak. Cari açıkta da belki istediğimiz dozda değil ama bir düzelme göreceğiz. Cari açık ve enflasyon her geçen ay bir öncekine göre daha iyi gelecek. Bunun sonucunda da faizlerin düşme ihtimali yüksek.
Ben Merkez Bankası'nın belli bir vade içerisinde tekrar faizleri indirebileceğini düşünüyorum. Merkez, 'yumuşak iniş sağlandı, cari açık düştü, enflasyonda hedefe yaklaştık' dediği noktada ekonomiyi tekrar aktive etmek için harekete geçebilir."
UÇMAZ AMA KONJOKTÜR BİZDEN YANA
Merkez Bankası'nın ayağını frenden çekmesi halinde Türkiye'nin tekrar hızla büyümeye başlayacağını anlatan Salar, ancak bu kez cari açık ve enflasyon sorunu ile karşılaşılacağını belirtiyor. Merkez'in son dönemde ciddi bir kazanım elde ettiğine dikkat çeken Salar'a göre petrolün düştüğü ve büyümenin mumla arandığı bir ortamda büyümesini kendi eli ile kontrol edebilen Türkiye gibi bir ülke kesinlikle ön plana çıkacak.
Türkiye'nin diğer ülkelerden görece olarak daha iyi performans göstereceğini belirten Salar, "Piyasalar için öyle uçacak kaçacak diyemeyiz ama bir boy sırasına dizersek biz görece olarak iyiyiz ve iyi olmaya devam edeceğiz. Çünkü süreci doğru yönettik. Konjonktür de bizden yana. Türkiye pozitif ayrışacak" diye konuşuyor.
HER CANLI ETKÄ°LENÄ°R
Ancak Salar, şu uyarıyı yapmadan da geçmiyor:
"Avrupa'da işler şu ana kadar hiç görmediğimiz ölçüde kötü ve riskler hala çok baki. Bence bu risklerle yaşamaya alışmak lazım. Çünkü kısa vadede ortadan kalkmayacak. Bugün Yunanistan, yarın İspanya, sonra Portekiz belki bir gün Japonya hatta ABD. Bizde herşey kontrol altında olsa da Avrupa kontrolden çıkarsa sadece biz değil dünya üzerindeki her canlı etkilenir bundan."
Ä°Åž ARTIK SÄ°YASÄ°
"Almanya eurodan belki en çok nemalanan taraf oldu ama son zamanlarda da hep veren taraf. Şimdi Almanya diyor ki, "eğer siz ekonominizi kurtarmak istiyorsanız bende bu güç var ama artık tek başına karar alma yetkinizi kısıtlarım.' Almanya ekonomik anlamdaki kararlarında söz sahibi olmak istiyor.
Diğer ülkeler bu konuda verecekleri tavizi esnetirlerse sorunların çözümü var. Şu andaki tartışmanın başlangıcı ekonomik ama artık siyasi boyut kazandı. Bunun nereye bağlanacağı alınacak kararlara bağlı. Avrupa'da piyasaların yönünü siyaset belirleyecek."
HÄ°SSE SENEDÄ° TARAFI DAHA CAZÄ°P
Petrolde yaşanan düşüşü tersine çevirecek ekonomik büyüklüğe dair bir işaret olmadığını söyleyen Salar, bu nedenle sert bir yükseliş beklenmemesi gerektiğini belirtiyor.
Salar, şöyle devam ediyor:
BUGÜN CARİ AÇIK İÇİN NE YAPTIN? "Dünyada dengeler çok hızlı değişiyor. Projektörü bir yere koyup aydınlattığında oradaki sorunları en kılcal damarına kadar tespit ediyor. Bir gün eğer o projektör cari açığa gelirse, ki gelecek, işte o zaman Türkiye'nin piyasaları bu cari açığı fonlayacağına ikna etmesi gerekiyor. Yoksa biz çok kötü etkileniriz. Türkiye'nin her gün 'bugün cari açık için ne yaptım' diye sorgulaması lazım." |
"Hisse senedi tarafında ise pozisyon alınması gerektiğini düşünüyorum. Borsa bence 60 binlerin üzerinde dengelenecektir. Buralardan alınacak pozisyonlar karlı olabilir.
Faiz tarafında enflasyonla birlikte biraz daha düşüş görebiliriz. Dolar ise artık dengelendi, fazla hareket olmaz.Â
Euro/dolarda euronun değer kazanması ancak büyük bir siyasi mutabakatla olur. Onun haricinde tepkiler olsa bile çok sınırlı kalır.
Altında da kalıcı bir yükseliÅŸ için iÅŸlerin kalıcı bir ÅŸekilde kötüleÅŸmesi lazım. Yani patlama senaryosu gerçekleÅŸecek, herkes euro ve nakitten kaçacak ve altın alacak. Ama bence ÅŸu anda tüm dünya için hisse seentleri tarafı daha cazip."Â
ŞİRKETİN İSMİ NEDEN DEĞİŞTİ?
Aralarında Murat Salar'ın da olduğu ve piyasada üst düzey kurumlarda görev yapan beş profesyonel yaklaşık 1.5 sene önce Körfez sermayesinden Orion Menkul Değerler'i geri almıştı. Buna bağlı kurdukları portföy yönetim şirketinin adı ise Osmanlı Portföy'dü.
Ancak ortaklar geçtiğimiz günlerde şirketin ünvanıı Bosphorus Capital Portföy Yönetimi olarak değiştirdi. Salar, bu değişikliğin nedenini şöyle anlatıyor:
"Biz bağımsız portföy yönetim şirketi kimliğini vurgulamak ve portföy yönetim sektöründe sadece ulusal değil, global bir marka yaratmak hedefi çerçevesinde yeni unvanımızı belirledik. Yakın dönemde faaliyetlerimizi çevre ülkelere de yaymak istiyoruz.
Bu anlamda Türkiye deyince akla ilk gelen sözlerden birisi 'Bosphorus'. Ayrıca İstanbul'un bir finans merkezi olacağı gerçeğinden de hareketle ünvanımızı Bosphorus Capital olarak değiştirme kararı aldık."
SEKTÖRÜN ÇOK YOLU VAR
Salar, Türkiye'de bağımsız portföy yönetimi işinin tabanını bulduğunu ve bundan ciddi bir gelişim süreci içerisine gireceğini düşünüyor.
Bunun en önemli nedenlerinden birisi de faizlerde yaşanan düşüş ve dolardaki dengelenme. Salar, getiri elde etmek isteyenlerin bu tarafa kayacağını iddia ediyor:
SPK yatırımcının lehine rekabeti artırmak istiyor. Portföy yönetimindeki rekabetin de dağıtım kanalları üzerinden değil getiri üzerinden yapılmasını istiyor. Büyük bankaların her yerde şubesi var. Ama sen bir portföy yönetim şirketi olarak Hakkari'deki adama nasıl ulaşacaksın?
Büyük bankalar geniş dağıtım kanalalarını kullanarak pazar payını alıyor fakat işin verimliliği etkileniyor. Yeni dönemde yatırımcılar Türkiye'nin her yerinden Takasbank hesabını kullanarak istediği her fonu aıp satabilecek. Bu da ciddi bir rekabet getirecek."
FÄ°NANSTA BÄ°R NESÄ°L YOK OLDU
Portföy yönetim şirketlerinin yatırımcının parasını kendi hesabına almadığını vurgulayan Salar, paranın istenilen bir bankaya yatırıldığını, portföy şirketlerinin ise bu parayı işletme hakkının olduğunu belirtiyor.
Salar, "dolayısıyla portföy şirketinin riskini almıyor yatırımcı. Parası bankada. Buradaki tek risk şirketin parasını kötü yönetmesi. Ancak o durumda şirketin kendisi de kaybediyor. Çünkü portföy şirketleri genelde yatırımcıya sağladığı getiri üzerinden prim alır" diyor.
Â
Salar, yeni yasalarla sektörün gelişeceğini ancak yetişmiş insan konusunda ciddi bir sıkıntı olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
"2001 krizi ile birlikte finansta bir nesil yok oldu, hepsi baÅŸka taraflara kaydı. 2008'de bir grup daha ayrıldı. Sektörde 20 yıldır araklıksız para yöneten, o süreçteki olayları, krizleri, savaÅŸları, iyiyi, kötüyü yaÅŸayan insan sayısı yeterli deÄŸil. O nedenle büyüme potansiyel yüksek ama istenen hızda gitmeyebilir".Â