Güncelleme Tarihi:
O fotoğrafın hikayesini anlatır mısınız?
"Hoca Efendi’ye ben o gün hesap açmıştım. İçine harçlık bile koymadı. Şu an üzerimde bir şey yok, veremeyeceğim dedi. 'Bilahare bakarız' dedi. Gülen, bir gün dahi o hesaba 5 lira koymadığı halde bugün Bank Asya’nın onunla ilişkilendirildiğini görüyoruz. Bank Asya’nın bütün ortakları bellidir. Örneğin Abdulkadir Konukoğlu’nun Hoca Efendi ve Hizmet’le zerre kadar alakası yoktur. Konukoğlu, Gülen’le yan yana gelmemiş en büyük hissedarlardan biriydi. Bu bankayı hizmetle bu kadar ilişkilendirmenin nedenini de anlamıyorum”
Peki o günkü açılıştan günümüze dönersek, hükümetle ipler ne zaman koptu?
Kırılma noktası diye bir zaman vermek istemiyorum. Yaşanılanlar belli yani. İplerin kopmasına sebep olacak olaylar belli. Orada görevi yapan savcıların üçünü de şahsen hizmetle hiçbir alakası olmadığını gayet iyi biliyorum. Zekeriya Öz arkadaşımdır. Hayatta bir gün olsun adliyeye yakın olduğum halde yazıhaneme bile uğramamıştır. Kendisiyle sadece düğünde, toplu yerlerde bir iki kere beraber olduk. Celal Kara, Muammer Akkaş’ın da Hizmet’le zerre alakası yok. Emniyet teşkilatındakilerin ne kadar alakası var onu bilmiyorum. Bizim okullarda yani hizmetin okullarında belki okumuşlardır, onu da bilmiyorum Hizmet’in bir sürü okulu var.
Bank Asya ile ilgili durum nasıl bu noktaya geldi?
Bank Asya’yı işte görüyorsunuz, o olaylardan sonra bankayı bir güç olarak gördüler.
O olaylardan sonra derken 17 ve 25 Aralık operasyonlarından mı bahsediyorsunuz?
Yani herhalde o meselelerden sonra şiddet büyük ölçüde arttı.
Açılış günüyle ilgili dikkat çekmek istediğiniz bir detay var mı?
O gün açılışta çok büyük bir izdiham yaşandı. Trafik tıkanmış . Altunizade insan seline kapılmış bir vaziyetteydi. Hatta Işık Sigorta’nın açılışına Hoca Efendi’yi getiremedik. Ben onu şeref misafiri olarak çağırdım. Aslında o, kalabalığın arasında girmeyi çok sevmez. Tansu Çiller’in o gün gelmesiyle ilgili hatırladıklarım var. Tansu Hanım’ı davet etmiştik. Davete yanıt gelmedi. Ben de Yeniköy’e evine gittim. “Çok dişim ağrıyor İhsan Bey. Ben dişçiye geçiyorum gelemeyeceğim” dedi ama sonra açılışa katılmaya karar verdi ve geldi.
Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ı siz mi davet etmiştiniz açılışa?
Tabi, zaten çağırmasanız olmaz. ‘Beni çağırmadı’ gibi bir şey de olabilir. Bir aile büyüğü gibi düşünün. Tayyip Bey o zaman Belediye Başkanı tabi. O karenin içinde olmayan bir sürü siyasetçi de vardı tabi açılışta. Neticede birkaç kişiye davetiye gitmiştir. Bir tek Tansu Hanım’dan cevap gelmediği için şahsen davet ettim.
BİRİSİ AĞABEYİM, BİRİSİ KARDEŞİM, İKİSİNİN ARASINDA KALDIM
İkisi de çok iyi arkadaşım ve bu olaylarda en büyük sıkıntıyı ben yaşıyorum. İki tane çok sevdiğim insanın arasında kaldım. Birisi ağabeyim, öbürü kardeşim diyorum. Hoca Efendi’yi abim olarak düşünürsek, Tayyip Bey’i de kardeşim diyecek kadar sevdiğim yakın bir insanken bu işler nasıl bu hallere geldi anlayamadım gitti. Maalesef bu süreçte yıpranan ben oldum.