Güncelleme Tarihi:
Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracatın Ekim ayında 9 milyar 703 milyon dolarla, aylık bazda şu ana kadarki en yüksek düzeye ulaştığını bildirdi. İhracat Ekim'de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37.1 artış gösterdi.
Ekim sonu itibariyle son bir yılda ise toplam ihracat yüzde 25.7 artışla 102 milyar 779.9 milyon dolar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 2007 Ekim ayı ihracat rakamları, Dış Ticaret Müsteşarlığında Devlet Bakanı Tüzmen ile TİM Başkanı Oğuz Satıcı'nın katıldığı toplantıda açıklandı. Buna göre Ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 37,13 artışla 9 milyar 702 milyon 817 bin doları buldu.
Bu yılın Ocak-Ekim dönemini kapsayan on ayda ise ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,86 artışla 85 milyar 422 milyon 68 bin dolar olarak açıklandı.
EN ÇOK İHRACATI OTOMOTİV YAPTI
Ekim ayında en fazla ihracat gerçekleştiren sektörler; 1 milyar 914 milyon dolarla otomotiv, 1 milyar 300 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 926 milyon dolarla de demir çelik oldu.
Ekim ayında ülkemiz ihracatın yüzde 84,2’sini gerçekleştiren sanayi sektörünün aylık ihracat hacmi yüzde 36,46 artışla 8 milyar 169 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün on aylık ihracatı 74 milyar 299.4 milyon, son 12 aylık ihracatı da 89 milyar 159.6 milyon dolar oldu.
Sanayide Ekim ayında en büyük ihracat artışı yüzde 59,3 ile makine ve aksamları sektöründe gerçekleşti. Bunu, yüzde 54,06 ile otomotiv sektörü ve yüzde 52,24 ile halı sektörü izledi.
Çimento ve toprak ürünlerinde yüzde 49,47, kimyada yüzde 43,51, demir ve demir dışı metaller sektöründe yüzde 38,9, hazır giyim ve konfeksiyonda yüzde 29,67, demir ve çelikte yüzde 26,31, tekstil ve hammaddeleri sektöründe yüzde 25,98, değerli maden ve mücevherat sektöründe yüzde 25,44, elektrik elektronik sektöründe yüzde 20,15 ihracat artışı kaydedildi. Deri ve deri mamulleri sektörünün ihracatında ise yüzde 4,38 düşüş yaşandı.
Tarım ve hayvancılık ihracatı Ekim ayında yüzde 39,93 artışla 1 milyar 283 milyon dolara ulaşarak toplamda yüzde 13.23 pay aldı. Bu sektörün on aylık ihracatı yüzde 15.75 artışla 8 milyar 884.8 milyon, son bir yıldaki ihracatı da yüzde 15.73 artışla 10 milyar 973.5 milyon dolar oldu.
Fasıllar bazında en fazla artış yüzde 69.45’le fındık ve fındık mamullerinde kaydedildi. Bunu yüzde 55.67 ile kuru meyve ve mamulleri, yüzde 44,76 ile ağaç mamulleri ve orman ürünleri izledi. Meyve sebze mamullerinde yüzde 43.96, tütün ve mamullerinde yüzde 43.93, kesme çiçek sektöründe yüzde 32.67, hububat ve bakliyat sektöründe yüzde 30.60, yaş meyve ve sebzede yüzde 30.56 ihracat artışı kaydedildi.
Buna karşılık, zeytin ve zeytinyağı ile canlı hayvan ve su ürünleri sektörlerinin ihracatında geçen yılın Ekim ayına göre düşüş yaşandı.
Madencilik ürünleri sektörü Ekim ayında ihracatını yüzde 45,62 artırarak 249,7 milyon dolara çıkardı. Yılın ilk on ayında yüzde 33,88 artış kaydeden madencilik sektörü ihracatının son 12 aydaki tutarı ise yüzde 36,53 artışla 2 milyar 646 milyon dolar oldu.
BU BAŞARI BİZE YETMİYOR
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkanı Oğuz Satıcı, ihracatta son 10 yılda büyük başarılar elde ettiklerini belirtirken, “ama bu bize yetmiyor” dedi.
Cumhuriyetin 100. yılı için “500 milyar dolar ihracat, 2 trilyon dolardan daha büyük ekonomi ve kişi başına 220 bin dolardan daha büyük bir gelir” hedeflendiğini belirten TİM Başkanı, bu hedef için çalışmaya devam edeceklerini, 10. Dış Ticaret Haftası gibi etkinliklerin de, bu hedefe ulaşmanın yollarını bulmada kendilerine yardımcı olacağını söyledi.
Dış ticaret haftasının gerçekleştirildiği ilk yıl olan 1998 ile bugün karşılaştırıldığında ihracatın 26 milyar dolarlar seviyesinde dış ticaret hacminin de 72 milyar dolar düzeyinde olduğunu anlatan Satıcı, 2007 sonunda ise 100 milyar dolarlık bir ihracat, 265 milyar dolarlık bir ticaret hacmine kavuştuklarını kaydetti.
İhracat rekor seviyede artarken, ithalatın da benzer hızla arttığına dikkati çeken Satıcı, ihracat ile ithalat arasındaki makasın açıldığını, dış ticaret açığının büyüdüğünü ifade etti. Dış ticaret açığının büyümesini elbette istemediklerini belirten Satıcı, şöyle devam etti:
"Bu ekonomimizin ayaklarının yere sağlam basmasını engelliyor. Ancak biz (dış ticaret açığımızı kapatalım diye ithalatımızı keseriz) diye bir mantıkla da değiliz. Türkiye'nin dış ticaretinin dengelenmesi için yapılması gereken şey ithalatı kısmaktan çok ihracatı artırmak olmalıdır. İhracatı artırmak için de üretimimizi artırmak zorundayız. Türkiye'nin amacı kemer sıkmak değil, zenginleşmektir. Bununla birlikte üretimden vazgeçenin de tüketmeye gücü yetmez."
REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRDIK
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise, “Önceki yıllarda belirlediğimiz hedefleri ulaşılabilir olmaktan uzak görenler hatta bunları hayalci olarak niteleyenler olmasına rağmen ihracatımız rekor üstüne rekor kırdı” diye konuştu.
Geçen 15 yılda ihracatı 10 kattan fazla artan Çin’in "dünyanın gözleri üzerinde olan workshop" haline geldiğini ifade eden Tüzmen, konuşmasına şöyle devam etti:
“2004 yılından bu yana ABD ve Almanya’nın ardından Japonya’yı geçerek elde ettiği dünya ihracatında üçüncülüğün sırrı gelişmekte olan bütün ülkeler tarafından araştırılıyor. Bunun üç sırrı var. Birincisi ihracatın sofistike hale getirilmesi, ikincisi üretim yelpazesinin çeşitlendirilmesi, üçüncüsü ise yeni ürün çeşitlerinin artırılması. Sofistike ürünlerle verimliliğin artırılması için ürün yelpazesinin çeşitlendirilmesi muhtemel şokların karşılanması için ve yeni ürünlerin artırılması ihracat fiyatlarının aşağı yönlü hareketlerinin sınırlı tutulması için önem arz ediyor.”
Türkiye’nin de 2002 yılından bu yana uyguladığı ve yıllık ihracatı 100 milyar doların üzerine çıkaran formülün de buna benzediğini ifade eden Tüzmen, Türkiye’nin de maliyet avantajlı ürünlere yöneldiğini kaydetti. Tüzmen, Türkiye’nin 2000 yılında dünya tekstil ticareti içinde yüzde 2.3 olan payını 2005 yılı sonunda yüzde 3.5’a çıkardığına işaret ederek, konfeksiyonda da aynı dönemde yüzde 3.3 olan dünya ihracat payını 2005 yılı sonunda 4.3’e çıkardığını kaydetti. Tüzmen, “Bu ihracatta uzmanlaşmadır. İhracata yeni başladığımız yıllarda tek stratejimiz olan uzmanlaşmaya artık ihracatta çeşitlenme vizyonunu da ekledik” dedi.
Tüzmen, Türkiye ekonomisinin klasik, emek yoğun mamullere odaklanan bir ekonomik yapıdan çıkarak, teknoloji yoğun, yüksek yetenekli iş gücü gerektiren ürünler ihraç eden yenilik-inovasyon ekonomisine dönüştüğünü belirterek, bunun ihracatın sofistikeleştiğinin göstergesi olduğunu kaydetti.