A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2008 11:28
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2002 yılında 36 milyar dolarla teslim alınan Türkiye ihracatını 2008 yılında 136 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Bakan Tüzmen, bazı açılışlara katılmak üzere geldiği Mersin'de, Türkiye'nin ihracat artışında önemli bir aşama kaydettiğini söyledi.
İhracat artışının temelinde yatan unsurların başında 1999 yılında başlanan stratejiler doğrultusundaki çalışmaların yattığına işaret eden Tüzmen, ihracatı önemsediklerini ve ilerlemenin bu sayede hızlanacağına inandıklarını vurguladı.
AK Parti hükümetinin ortaya koyduğu ihracata dayalı kalkınma modelinin benimsenmesi ve çevre ülkelerle ticaretin artırılması yönünde 2002 yılında başlayan çalışmalarla büyük hareketlilik yaşandığını anlatan Tüzmen, şöyle devam etti:
“İhracatın ivme kazanmasında, yapılan bu çalışmaların yanı sıra öncelik verilecek sektörlerin seçimi de önemli rol oynadı. Bu kapsamda, elektronik, makine imalat sanayi ve otomotiv gibi sektörlere ağırlık verdik. Böylelikle de ihracatta art arda önemli gelişimler yaşandı” dedi.
İhracattan beklenen meyvenin alınmaya başlandığını vurgulayan Tüzmen, şöyle konuştu:
“2002 yılında 36 milyar dolarla teslim aldığımız Türkiye ihracatını 2008 yılında 136 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu kolay bir hedef değil. Ama bunu başaracağımıza inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde ihracatçılarla bir araya geldiğimizde bunu konuştuk. Herkesin bildiği gibi program hedefimiz 119 milyar dolardı. Ama ihracatçımızın başarılı çalışmaları sayesinde kendimize yeni bir hedef belirledik.”
TL'NİN DEĞERLENMESİYLE YAŞANAN SIKINTILAR
Türk Lirasının aşırı değerlenmesi sonrasındaki gelişmelere de değinen Tüzmen, şunları kaydetti:
“Bence uygulanan politikaları artık herkes gözden geçirmek zorunda. Enflasyonu aşağıya doğru indirmek için Türk Lirası aşırı değerlendirildi. Bu kolaycılığa kaçışa bağlı olarak da bizim en başta söylediğimiz sıkıntılarla karşı karşıya kaldık. 'Türkiye enflasyon ithal etmeye başlayacak' dedik. Şimdi gelinen nokta bu oldu. Bu nedenle birden bire değil ama yavaş yavaş
dolar karşılığında piyasaya Türk Lirasının verilmesi şart hale geldi. Gelinen noktada ihracata dayalı kalkınmayı benimsemiş ülkeler gibi en az 140 milyar dolar civarında rezervi elimizde tutmamız lazım.”