Güncelleme Tarihi:
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, şu anda ihracatta ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5'in üzerinde bir artışla gidildiğini belirterek, "Bu yıl ihracatta hedefimiz 190 milyar dolar." dedi.
AA Finans Masası canlı yayın konuğu olan Gülle, ihracatçılar olarak 2019'u başarıyla bitirdiklerini, özellikle geçen yılın son ayında önemli bir artış yakaladıklarını söyledi.
Bu paralelde yılın 9. günü geride kalırken, ihracatta ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5'in üzerinde bir artışla gittiklerini aktaran Gülle, "Bu rakamları devam ettireceğiz gibi gözüküyor. İnşallah ocak ayına da geçen yılın üzerinde bir rekorla başlarız. Geçen yılki ocak ayı ihracatımız 14-15 milyar dolar civarındaydı. Şu anda buna göre bir yüzde 5 artış görünüyor." diye konuştu.
Gülle, bu yıl ihracat hedeflerinin 190 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Biz bu yıl 190 milyar dolarlık ihracat hedefi bazında çalışacağız, bu rekoru genişletmek için üreteceğiz. Çok zorlu bir dünya ticaretinden geçiyoruz ama buna rağmen ihracatımızın artış trendinde gitmesi önemli. Ülkelerin ticaretlerini genişletmek için aldığı kararların etkisi mutlaka ticaretimize yansıyacak ama hayat devam ediyor. Dünyada insanlar tüketmeye devam ediyor. Küçülmek değil, artık bundan sonra bugüne kadar yaptığımız politika ve stratejilerin neticelerini alarak, daha katma değerli, daha moda tasarım ürünlerle, daha yüksek değerli ürünlerle ihracata devam edeceğiz. Hatta biz 190 milyar dolar değil, 200 milyar dolar seviyesindeki rakamları dile getiriyoruz. Hükümetimizin de desteğini alıyoruz. Biran evvel ikili rakamlara geçmemiz lazım."
"BU YIL SONUNDA İHRACATIMIZI REKORLA KAPATACAĞIZ"
İsmail Gülle, 2018'in Türkiye ekonomisi için önemli bir çelme olduğunu, bozulan dengelerin toparlanması ve tüm parametrelerin yerine konulmasının bir süreç aldığını ifade etti.
Bu süreçte ihracat ailesinin büyüme ve gelişmeye verdikleri katkının son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Gülle, "Gönül rahatlığı ile söylüyorum ki bu yıl sonunda ihracatımızı rekorla kapatacağız. Bunun altını dolduracak parametrelerimiz var, çalışmalarımız var. Bu çalışmaların neticesini biz rekor olarak görüyoruz. Dünyadaki konjonktürel gelişmelerin de çok anormal şeyler olmadığı takdirde ihracatımızı artıracağız." değerlendirmelerini yaptı.
Gülle, ihracatın içerisinde yüksek teknolojili ürünlerin payının arttığına işaret ederek, bazı sektörlerde de değer olarak Avrupa ortalamasının üzerinde rakamların elde edildiğine dikkati çekti.
Politikalar bazında ihracatın desteklendiğini anlatan Gülle, "Sayın bakanımızın açıkladığı gerek İVME, yani Türkiye'de üretilmeyen ürünlerin yatırımı bazında, gerekse diğer yatırım ve büyümelerle ilgili çok ciddi teşviklerin olduğunu görüyoruz. Bunların devreye girmesi de zaten bu söylediklerimizin altını dolduran önemli bir gösterge." dedi.
KURUN İHRACATA ETKİSİ
Gülle, ihracatın 2019'u yüzde 2'nin üzerinde bir artışla kapattığını ifade ederek, "Yüzde 2 artışı miktar olarak çok daha fazla ama değer olarak bunu küçümsememek gerekiyor. Dünyanın belli büyük ekonomilerinin çok ciddi oranlarda düşüşlerle kapattığı bir ortamda yüzde 2 ile de bunu götürmek son derece önemli." dedi.
Kurun ihracata etkisine de değinen Gülle, "Şu anda bizim ihracatımıza etkisi 5 milyar dolar seviyesinde. Bu son derece önemli. Sadece bir hesap yaparken kullandığınız bir çarpımdan dolayı kayıp. Diğer taraftan tabii maliyet bazıyla girdi maliyetlerinin dolar satışında Avrupa'ya satışında avro olduğu bir ortamda bir de böyle tersine durumla karşılaşıyoruz. Yani özellikle ABD'nin çelikle ilgili almış olduğu karar, Avrupa Birliği'nde otomobille ilgili yaşanan daralma var. Bu ikisinin üst üste koyduğunuz zaman yaklaşık iki kalem 10 milyar dolarlık bir ticaret kaybı çıkartıyor ortaya." değerlendirmelerini yaptı.
"TÜRKİYE, BU COĞRAFYA İÇİN BİR ROL MODEL"
İsmail Gülle, ABD ile İran arasındaki gerilimin bölge ihracatına yansımasına ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin çok zorlu bir coğrafi konumda bulunduğuna dikkati çeken Gülle, şunları söyledi:
"Tarih boyunca hep böyle olmuş. Buradaki zenginlikleri, nimetleri, petrolü, enerji ve enerjiyle ilgili getirileri hiç bu bölge halkı yememiş, kullanamamıştır. Çok tezat bir görüntü var. Bu kadar değerli yer altı kaynakları var ama üstünde inanların fakirliği, kalkınmamışlığı var. O açından bu süreç öyle görünüyor ki en azından enerji burada olduğu sürece de devam edecek. Biz buna rağmen bu kadar olumsuz konjonktüre rağmen bir istikrar abidesi olarak hem yönetsel olarak hem de işlevsel olarak bunu koruyor olmamız bu bölge adına, bu bölgenin daha da kötü olmaması adına çok önemli bir duruştur."
Gülle, Türkiye'nin bu coğrafya için bir rol model olduğunu belirterek, "Özellikle son yıllarda yapmış olduğu ataklar, yatırımlar, büyüme, teknoloji alanındaki, savunma sanayisindeki gelişmeler var. Biz yer altı kaynaklarımızla değil yer üstündeki insan kaynağımızla yatırımcımızla sanayicimizle bunu sağladık. O açıdan bu tür şeyler bize mutlaka ki istikrarın olduğu bölgeyle ilgili ticaretimizde bir avantaj getirir diye bekliyoruz. Özellikle bazı pazarlarla bunun olumlu etkilerini de kısa zamanda göreceğimiz kanaatindeyiz." diye konuştu.
"BORSADA KISA ZAMANDA ARTIŞ OLMASI GÜZEL, BORSA İSTİKRARIN BAROMETRESİ GİBİ"
Bölgedeki ABD-İran gerginliğinin ihracata etkisine ilişkin soru üzerine Gülle, her gün yeni bir olayla karşılaşıldığını belirterek, "2019'da siyaset de ticaret de üzerine düşeni doğru yaptı. Herkes görevini iyi tamamladı. Dünyanın aklıselim liderlerin aklıselim başkanların yönetimine ihtiyacı var. Dünyanın çok kolaylıkla ayarının bozulduğunu görüyoruz. İki devlet başkanının açıkladığı olumlu hava hem bölgeyi hem de ekonomileri rahatlattı. Borsada kısa zamanda artış olması güzel. Borsa istikrarın barometresi gibi eğer orada artış varsa, güven ve huzur var demektir." diye konuştu.
Gülle, İngiltere'nin Brexit sürecini yönetmekte başarılı olamadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bizler bu süreçten etkilendik. Bundan en çok otomotiv sektörümüz etkilendi. 500 milyon dolar seviyesinde ihracatımızda düşüş oldu. Bu kadar belirsizliğin olduğu ortamda ihracatımızı devam ettirmek de önemli. TİM ve bakanlık olarak sektörünü bilgilendirici çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Brexit'te artık anlaşmalı bir ayrılığın olacağı belli oldu. Eğer bu bizim kaldığımız pozisyonda kalarak çıkması durumunda çok sorunlu bir ayrılık değil. Bunun haricinde farklı bir ayrılıkla gelip sistemin dışında kalırsa bütün ülkelerle ticaret anlaşmalarına gideceği durum olursa bundan etkilenebiliriz. Ama bunu çok tercih edeceğini zannetmiyorum. Brexit'te fırsatlar olabilir. İngiltere'nin vereceği karar Türkiye'nin pozisyonunu belirleyecek. Gümrük Birliği açısından bunu iyi yönetmemiz bizler için önemli."
"190 MİLYAR DOLAR İHRACATI 2019'DA YAPMAMAMIZ İÇİN HİÇBİR SEBEP YOKTU"
Avrupa Birliği (AB) ile olan Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi konusunda 2019 yılında hiçbir şey yapılmadığına dikkati çeken Gülle, bugün ihracat artışının sınırlı kalmasındaki en önemli etken Avrupa'daki daralma olduğunu kaydetti.
Gülle, hem çelikte hem de otomobilde ciddi bir etkileşim görüldüğünü aktararak, "Hem otomotiv hem de çelik sektörümüzün negatif vermesinde AB ve ABD etkili oldu. Bu iki pazardaki etkileşimden dolayı negatif çıktı. 190 milyar dolar ihracat yapabilir miyiz? İnanın ki 190 milyar dolar ihracatı geçen sene yapmamamız için hiçbir sebep yoktu. Bu kadar olumsuzluğa rağmen ihracatı artı çıkarıyoruz. Olan işler elimizden kaydı gitti. Ama genel olarak siyaset siyasetini ticaret ticaretini yaptı." şeklinde konuştu.
Gülle, faizlerin seviyesi konusunda görüş ve açıklamalarının çok net olduğunu ifade ederek, faizi; "bir ülkenin gelişmesi ve büyümesinde son derece etkili zararlı bir gösterge." şeklinde nitelendirdi.
Yüksek faizin yatırım kararları, maliyet, finansmana erişim ve ihracatı negatif etkilediğini anlatan Gülle, şunları kaydetti:
"Sayın Başkanın cesurca aldığı ve 4 toplantıda 1200 baz puan faiz indirdiği dönem önemliydi. Para Politikası Kurulu toplantı sayısını bu yıl için 8'den 12'ye yükselterek her aya yaymasını da 'Olayı izliyoruz, izlemeye de devam edeceğiz' mesajını vermesi açısından önemli buluyoruz. Bundan sonraki süreci daha ince yöneteceğini tahmin ediyoruz. Çünkü aldığı faiz kararlarının enflasyona, yatırıma, yatırımcıya, üretime çok ciddi etkisi var. İhracatçı olarak da olayın bir kur-faiz balansında gitmemesi adına, buradaki alınan faiz kararlarının da kur üzerinde baskı yaratmadan, kurun istikrarını sağlayacak yönünde götürmesi bizim önemli beklentimiz.
Spekülatif bir kur beklentisinde değil, dengeli bir kur beklentisindeyiz. Bundan sonraki süreçte, daha önceki gibi büyük değil de ayar ayar, tek haneli faiz rakamlarına kadar inmesi konusunda desteğimizi ve isteğimizi bildiriyoruz. Türkiye'nin bazı şeylere aşması ve istikrarlı göstergeleri yakalamasında tek haneli faiz dönemi son derece önemli. Faiz ve enflasyon dengesinin tek hanede tutulması gerekiyor. Bu da piyasa ve fiyat istikrarı açısından son derece önemli."
"TEŞVİKLERİN ÇOKLUĞU DEĞİL, CESARETLENDİRİCİ VE TEŞVİK EDİCİ OLMASI ÖNEMLİ"
İsmail Gülle, kur seviyesinin ihracata etkilerine ilişkin, "İhracatçılar olarak kurun spekülatif artışlarından çok büyük bir nemalanma gibi ya da 'kurlar arttı, ihracat patlayacak' gibi bir görüntünün olmadığını biliyoruz. İhracata kurun etkisi 15 ya da 30 günlük etkilerle sınırlı kalıyor. Sonrasında yan etkileri oluyor. İhracatçılar olarak istikrarlı ve dengeli bir kur istiyoruz. Bu ihracatçılar için önemli." değerlendirmelerinde bulundu.
Bu yıl ihracatçının enflasyonla ezilmeyeceği, enflasyonla paralel gidecek bir kur istediklerini vurgulayan Gülle, "Kuru yüksek bir kazanç kapısı ya da zarar ettirecek bir argüman olarak görmek istemiyoruz." dedi.
Gülle, teşvik mekanizmasının ihracatçılar için önemine işaret ederek, şunları söyledi:
"Teşviklerin çokluğu değil, cesaretlendirici ve teşvik edici olması önemli. Teşviklerin verilmesinde, çeşitlenmesinde amaç nedir? Devlet sen bu işi yaparken ben bunu destekliyorum. Bu konuda büyümen ve kalıcı olman adına seni teşvik ediyorum. Bu bir bakıma ihracatçının devleti yanında hissetmesinin en önemli argümanlarından biri teşvikler. Bunu ihracatçı son derece anlamlı buluyor. Bu teşviklerin karşılığı alınmıştır ve karşılığı da devletimize başarı, ihracat ve rekor olarak geri gelmiştir. O açıdan teşviklerin amacına ulaştığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz."
Teşviklerin kullanımının ve ulaşılabilirliğinin kolaylaştırılmasının öneminden bahseden Gülle, bu konuda kendilerine de önemli görevler düştüğünü ifade etti.
Gülle, ihracatçıların pazarlarda başarılı olması ve başarısını devam ettirmesi adına teşviklerin önemli bir rol üstlendiğini belirterek, "Devletimiz de bu konuda ihracatçının yanında. Biz verilen teşviklerin karşılığını ülkeye ihracat ve döviz olarak getiriyoruz. Devlet ve sanayicinin iş birliği içerisinde götürüyoruz. Teşviklerin teşvik ediciliğinden hiç vazgeçilmemesi, bu sistemin daha da desteklenmesi, basitleştirilmesi ve ulaşımının kolaylaştırılması son derece önemli." diye konuştu.
"2019'DA 17 BİN 544 FİRMAMIZ İHRACAT MERHABA DEDİ"
İsmail Gülle, 2018'in son çeyreğinin ve 2019'un ihracatçılar açısından önemli bir dönem olduğunu ve geçen yıl göreve geldikten sonraki süreçte yaşanan dışsal ekonomik müdahale sonrasında ihracatçıların hep bir rekor açıkladığını dile getirdi.
İhracatçının duruşunun ve tutumunun son derece anlamlı olduğunu dile getiren Gülle, her ay rekor açıklamanın yanı sıra her ay ihracata merhaba diyen yeni firmalarımı da açıkladıklarını aktardı.
İhracatın tabana yayılması adına bun çalışmaların önemli olduğunu vurgulayan Gülle, "Her ay yaklaşık 1500 firmamız vardı. 2019 yılında 17 bin 544 firmamız ihracat merhaba demiş, ilk defa ihracat yapmış ve yaklaşık 4,5 milyar dolar seviyesinde de bir ihracatı gerçekleştirmiş. Bizim ihracatımızın yüzde 65'ini ilk bin firmamız gerçekleştiriyor. Bu yüzden ihracatın tabana yayılması adına bu çalışma ve bu netice son derece önemli." diye konuştu.
Bu noktada 2019'un hem küçük ve orta ölçekli ihracatçıların ihracata katılması açısından hem de bu ihracat bilincinin yayılması, gelişmesi açısından anlamlı olduğuna dikkati çeken Gülle, TİM olarak bu çerçevede 2019 senesinde başta Anadolu olmak üzere bir çok yerde oldukça yoğun bir çalışma yaptıklarını anlattı.
"BU SENE DAHA ÇOK SAHADA OLACAĞIZ"
Gülle, ihracatçıların, 2020 yılı için pazar çeşitliliği anlamında dinamik bir şekilde sahada olacağını belirterek, "Biz bu sene daha çok sahada olacağız. Daha çok ülke ziyareti, daha çok üst düzeyde temas daha çok ticaret ilişkisi olacak. Tamamen bizzat sahada terimizi akıtacağız. Dünyada ürün satmadığımız ülke yok. Neredeyse bütün ülke ve bölgelerin hepsine ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu pazar çeşitlendirmesi açısından AB'ye ihracatımız yüzde 47'ler seviyesine düştü. Ama hem bu Orta Doğu ve Körfez ülkelerindeki ihracat payımız arttı hem de Afrika'daki ihracat payımız attı. Diğer bölgelerde mesela Asya-Pasifik'te de arttı ama oralarda daha nispeten sınırlı." dedi.
Avrupa Birliği'nin Türkiye için çok önemli bir pazar olduğunu vurgulayan Gülle, şöyle devam etti:
"Oturmuş bir düzenimiz var. Ama bizim bu ticari düzeni aşağı düşürmekten ziyade daha da geliştirmemiz gerekiyor. AB'nin bu Gümrük Birliği'nin düzenlemesi bunun için çok önemli. Bunu mutlaka gerçekleştirmemiz gerekiyor. Yani 190 milyar dolar ihracatı yapabilir miyiz diye değil 200 milyar dolar niye yapmıyoruz diye sormalıyız. Bizim bu anlaşmaları yaptığımızda mutlaka bu rakamların üzerine çıkacağız. 1 trilyon dolarlık Afrika'dan yüzde 1-1,5 üzerinde bir pay alıyoruz. Biz oralarda lojistikle daha fazla konumlanma, daha fazla yer alma adına çalışmalar yapıyoruz. Bizim bizzat sahada olup oradaki karşı kuruluşlarımızla, oradaki devletin temsilcilileriyle, sanayicileriyle, ihracatçılarıyla daha fazla ilişkide bulunup bizim bu ihracatımızı yükseltmemiz gerekiyor."
Gülle, ihracatın artırılması noktasında devletin kendilerine her türlü çözümü ve desteği sunduğunu ifade ederek, bu kadar devletin desteklediği bir sistemde artık ihracatçıların da daha fazla sahada olup, daha fazla üretim ve ihracat yapmamız gerektiğini dile getirdi.
"İHRACAT BÜYÜMEDE LOKOMOTİF OLMAYI DEVAM ETTİRECEK"
Gülle, katma değerli ürün ihracatının önemine işaret ederek, yüksek teknoloji ürün ihracatının yaklaşık yüzde 4 seviyesine çıktığını, savunma sanayi ve medikal alanındaki ihracat haberlerinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.
Türkiye'nin doğru bir yönde olduğunu, çok doğru işler ürettiğini vurgulayan Gülle, "İHA'lar, SİHA'lar, helikopterler, gemiler, tanklar... Özellikle kısa süre önce tanıtılan 2022'de yollarda göreceğimiz Türkiye'nin Otomobili'nin ihracatını gerçekleştirmek adına bizim ihracatçı birliğimiz büyük bir heyecan ve beklenti içerisinde. Onun ihracatını gerçekleştirmek ve onu dünyaya tanıtarak satmak bizler için en büyük gurur vesilesi olacak. Türkiye'nin uzun zamandır hasretle beklediği bu önemli projenin ihracatını gerçekleştirecek olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz." diye konuştu.
"2020'DE TÜRKİYE İLE İLGİLİ HİÇBİR OLUMSUZ BİR ŞEY YOK"
Gülle, 2019'un ilk yarısında negatif bir büyüme olduğunu, bu negatif büyümenin pozitife çevrilmesinde ihracatın büyük katkı sunduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son çeyrekte büyüme rakamlarının pozitif gelmesini bekliyoruz. Yıl bazında sıfırın biraz daha üstünde bir büyüme ile 2019'u bitireceğimizi gösteriyor. 2020 ile ilgili büyüme beklentilerimiz Yeni Ekonomi Programı'nda belirtildiği gibi yüzde 5 seviyesinde. Bazı uluslararası değerlendirme kuruluşlarının da buna benzer veya biraz altında oranlarla bu büyüme rakamını desteklediğini görüyoruz. 2020'de Türkiye ile ilgili hiçbir olumsuz bir şey yok. Hemen hemen bütün göstergeler büyümenin pozitif olacağı yönünde. 2019'daki ekonomiye zarar veren etkileri 2020'de büyümeyle ortadan kaldırmış oluyor. İhracat büyümede lokomotif olmayı devam ettirecek."
Geçen yıl, Cumhuriyet tarihinde ilk defa ihracatçı sayısının ithalatçı sayısını geçtiğini vurgulayan Gülle, "87 bin ihracatçı, 77 bin ithalatçı var. Bu da bizim için güzel oldu. İhracatçının maliyetini düşürmek adına bizler de bazı önemli yapısal kararlar alıyoruz. Biz de birliklerimize giriş aidatını kaldırdık. İhracatçı bir kez üye olacak hiç aidat vermeden, yıllık bazda yaptığı işlerden dolayı ücret ödeyecek." dedi.
"TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ'Nİ SATMADA, PAZARA ULAŞTIRMADA ÇOK AVANTAJLIYIZ"
Gülle, otomotiv ihracatının önemine işaret ederek, Türkiye'nin Otomobilini heyecanla beklediklerini ve beklentilerin üstünde bir çalışma olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Türkiye'nin Otomobili'nin ülkede milli bir heyecan ve talep yarattığını aktaran Gülle, "Bizler de bu heyecanı desteklemek adına birliklerimizin bünyesindeki araçları yerliye çevirmek adına bir karar aldık. İnşallah ihracatçı birliklerinde yerli arabamız olacak. Türkiye'nin çok ciddi bir yan sanayi gücü var. Bu bizim önemli bir gücümüz. Otomotiv ihracatımıza büyük destek sağlayacak otomobilimizin hem pazarlama hem de ihracatı ile ilgili ciddi çalışmalar yapacağız. Bu aracı satmada, pazara ulaştırmada çok avantajlıyız. Katma değerli ihracatımıza en büyük otomotivden gelecek inşallah." diye konuştu.
DEMİR GRUP SİVASSPOR'UN PERFORMANSI
Gülle, ligin ilk yarısını lider kapatan Demir Grup Sivasspor'un performansına ilişkin ise şunlar kaydetti:
"Ben Sivaslıyım. Sivas'ı da Sivasspor'u da yürekten destekliyorum. İnşallah bir Fenerbahçeli olarak da Sivasspor'un şampiyon olmasını yürekten destekliyorum. Anadolu'da çok büyük değişiklikler var. İhracat anlamında, gelişme ve yatırımlar anlamında. Sporda da bunu taçlandırırsa Sivassporumuz'la iftihar ederiz. Bu da Türkiye'deki değişimin, Türkiye'deki spor kültürünün, Türkiye'deki anlayışın da ne kadar farklı bir noktaya getirdiğini göstermesi açısından önemli. Bir Sivaslı olarak Sivasspor'la gurur duyuyoruz. İnşallah onu sezon sonunda şampiyon görebilirsek Türkiye'de herkes en az Sivaslılar kadar sevinir diye inanıyorum."