ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2006 13:01
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, hükümeti ihracat, istihdam konusunda bu kadar duyarsızlığa iten sebeplerin neler olduğunu merak ettiklerini belirterek, üreticileri kapanın içine sıkışmış ve ölmeyi bekleyen "av"a benzetti.
Ocak ayı ihracat rakamları TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın da katılımıyla Adıyaman’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
"HÜKÜMET DUYARSIZ"
Satıcı, burada yaptığı konuşmada, ihracatçıların içinde bulunduğu sıkıntıları yineledi. "Hükümeti ihracat konusunda, üretim konusunda, istihdam konusunda bu kadar duyarsızlaşmaya iten sebepler nelerdir?" sorusunu yönelten Satıcı, kendi sorusuna "Krizden çıkış ortamında ihracatçının gösterdiği çabalar ortadayken, üreticiye ve ihracatçıya niçin üvey evlat muamelesini reva görülmektedir? Yabancı sermayeye gösterilen büyük ilgi neden Türkiye’nin kendi üreticisinden esirgenmektedir? Benimsenen politikaların üretim değil, ticaret politikası olduğu son derece açıktır" yanıtı verdi.
"TÜRKİYE’NİN ÇIKIŞ NOKTASI ÜRETİM, SANAYİ VE İHRACAT"
Sanayisi olmayan bir ülkenin kalkınamayacağını söyleyen Satıcı, Türkiye’nin kalkınabilmek için neyine güvendiğini sordu. TİM Başkanı Satıcı, Türkiye’de petrol çıkmadığını, batıdan doğuya bir hizmet ülkesi olmadığını, her yıl milyonlarca kişiye iş bulmak zorunda olduğunu ve kamuyu da küçülttüğünü belirterek, "Türkiye’nin tek çıkış noktası üretime, sanayiye ve ihracata önem vermek değil midir? İstihdam üretmeyecek hiçbir proje politikalarla Türkiye’nin geleceğini tasarlayamaz. Hala şüphesi olanlar son 3 yılda işsizlik oranlarının niye durmadan yükseldiğini inceleyebilirler" diye konuştu.
"IMF BİZİ TUZAĞA DÜŞÜRÜYOR"
Satıcı, Türkiye ekonomisinde kişi başına düşen sermaye stokunun OECD ortalamasının yalnızca dörtte birine karşılık geldiğini belirterek, bunun Türkiye’nin üretmeyen bir ülke olduğunun matematiksel bir göstergesi olduğuna işaret etti. "Üretmiyoruz, üretemiyoruz" diyen Satıcı, "IMF bizi tuzağa düşürüyor. IMF bize sürdürülebilir büyümeyi sunuyor. ’Sürdürülebilir büyümeyi tutturun, gerisi gelecek’ diyor. Ancak bu tutturmamız istenen büyüme üretim odaklı değil, istatistiksel bir büyüme!" sözleriyle, IMF politikalarını eleştirdi.
Türkiye’nin, büyük bir bölümü dış borç olan yabancı sermaye girişleriyle büyümesini sürdürdüğünü kaydeden Oğuz Satıcı, reel büyümenin ancak ve ancak ülke içindeki üretimdeki büyüme ile sağlanabileceğini, IMF’nin ise "Emek yoğun sektörlerden vazgeçin" diyerek bunu yaptığını söyledi.
"ÜRETİM ODAKLI POLİTİKALAR UYGULANMIYOR"
Satıcı, Türkiye’nin üretim odaklı politikalar yerine, ulusal parasını değerli tutarak ithal mallarını kendi sınırları içerisinde ucuz hale getiren bir ülke konumunda bulunduğunu kaydetti. OECD’de ortalama 6.7 cven olan elektriği Türk üreticisinin 9.9 cente kullandığını belirten Satıcı "Şimdi gelin de bu şartlar altında rekabet edin" dedi. Satıcı, bu durumun ülke içi üretimi baltaladığını, üretmek yerine ithalat yapmayı karlı kıldığını ifade etti.
"BİZ KAPANIN İÇİNE SIKIŞMIŞ, ÖLMEYİ BEKLEYEN ’AV’IZ"
Türkiye’nin bugün, aynı 1999’da olduğu gibi içinden çıkılması mümkün olmayan bir kapana kısılmak istendiğini savunan TİM Başkanı Satıcı, üretmeden, istihdam sağlamadan sağlıklı bir ekonomi modeli yaratmanın mümkün olmadığını söyledi. "Bugün bunu kim öğütlüyorsa ülkemizi bir kapana sürüklüyor. Kapandaki yemin adı ’sürdürülebilir büyüme’, kapanın adı da ’üretimsizlik’. Bizler de kapanın içine sıkışmış ve ölmeyi bekleyen ’av’ız" dedi.
DÜNYA BANKASI DA NASİBİNİ ALDI
İhracatı baltalayan para politikalarına Dünya Bankası’nın da yakından destek verdiğini belirten Satıcı, özelikle Vorkink’in "suya sabuna dokunmadan" IMF politikalarına koşulsuz şartsız destek vermesini ise "düşündürücü" bulduklarını dile getirdi. Satıcı, "Dünyada özellikle ekonomi politikalarının uygulanması hususunda IMF ve Dünya Bankası’nın sık sık çatışırken söz konusu ülke Türkiye olduğunda her iki kurumun açıklamalarının son derece uyumlu olduğunu hayretle izlemekteyiz" diye konuştu. Satıcı, Dünya Bankası, Türkiye Direktörü Andrew Vorkink’in cari açık, dış ticaret açığı ve dalgalı kur gibi konularda herkesin söylediği sözleri tekrar etmek yerine; Dünya Bankası’nın geleneğine ve ağırlığına yakışır söylemler takınmasını istediklerini söyledi.
VERİMLİLİK SÖYLEMLERİNE ELEŞTİRİ
Satıcı, hükümet ve iş dünyası tarafından dile getirilen "şirketler artık verimli çalışmalı" söylemlerini de eleştirdi. "Şirketler artık verimli çalışmalı diye ahkam kesenlerin" seslerinin yine yüksek çıkmaya başladığını vurgulayan Satıcı, insanların "verimlilik" diye tarif ettikleri şeyin, insanları işten çıkararak, geride kalan işçilerin iş yüklerini arttırmak olduğunu bildirdi. Satıcı, emek yoğun olan bir sektörde işçi çıkarmanın, "makineleri durdurma" anlamına geldiğini söyledi. Atıl kapasitelerin yüksek olduğu bir ortamda ise yeni yatırım ancak hayal ötesi bir durum olacağını kaydeden Satıcı, "verimlilik artışı ile üretim artışını" sürdürebilme devrinin ise kapandığını dile getirdi.
TEKSTİL ÜRETİCİSİNİN SIKINTISI
Özellikle tekstil üreticilerinin ve ihracatçılarının son günlerdeki kendilerini duyurma çabalarını ve hükümete vermek istedikleri mesajları çok yakından takip etmek gerektiğini söyleyen Satıcı, şöyle konuştu: "Hazır giyim ve tekstil sektörünü Türkiye’nin ihracatının yüzde 25’inden fazlasını gerçekleştiriyor. Emek yoğunluğu en fazla olan sektörlerin başında gelen tekstil ve konfeksiyon sektörü Türkiye’nin en fazla işçi istihdam eden sektörleri arasındadır. Cari açık sorununun ekonominin yumuşak karnı haline geldiği ve işsizlik probleminin kronikleşmeye başladığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin rotasını hükümetin reel sektöre, üretime ve ihracata vereceği cevaplar belirleyecektir."
"DEFANS SÜREKLİ GOL YEMEYE DEVAM EDİYOR"
Satıcı, forvette ihracatçı gol atarken, defansın sürekli gol yemeye devam ettiğini kaydederek, "İhracatçı gol attıkça teknik direktör oyunu ağırlaştırıyor, futbolcuların ayaklarına kum torbası bağlıyor. İhracatçı üretimin önündeki engellere rağmen üretimine ve ihracatına devam ederken, işi kolaylaştırmak yerine, ’Nasıl olsa gol atıyorsunuz’ diyerek ayaklara bir kum torbası daha bağlıyorlar. Adeta ihracatçının üzerinden ekonomi deneyi yapıyorlar. Deneyin sonucunda olan ihracatçının üretim azmine oluyor, istihdama oluyor" diye konuştu.
BAŞBAKANLIK ZİRVESİ VE DAVET KONUSU
Satıcı, konuşmasının ardından dün Başbakan Tayyip Erdoğan ile tekstil, hazır giyim, deri ve konfeksiyon sektörlerini buluşturan "çözüm zirvesi"ne "TİM Başkanı" olarak davet edilmediği hatırlatılarak yöneltilen bir soruya, "İhracatçılar birliklerimizin değerli temsilcileri oradaydı. Davet ’var’ ya da ’yok’ diye tartışılması abesle iştigaldir. TOBB bizim dostumuz, biz birlikteyiz. ’Davet edilmedim’ diye lanse edilmesi fuzuli bir şey. Gitmek istesek, davet beklemez ve giderdik" yanıtı verdi.