Güncelleme Tarihi:
Eröcal, İzmir Limanı özelleştirme ihalesi içinde etkin rol oynayan ihracatçıların, bu ihale sonucu istediği sonuçları aldığını, benzeri girişimlerin demir yolları gibi lojistiğin diğer dallarıyla çevre ülkelerdeki liman yatırımlarıyla da tekrarlanabileceğini anlattı.
İhracatçıların, Türkiye'nin yetersiz olduğu liman hizmetleri konusunda gelişmesi, artan dış ticaret hedeflerine yanıt verir hale gelmesi ve navlun fiyatlarının düşürülmesi için bu alanda girişim yapmaya karar verdiğini aktaran Eröcal, Türkiye'nin özelleştirme kapsamında olan Samsun-Bandırma ve İskenderun ihalelerinin de ihracatçının içinde olduğu bir yapılanmayla sonuçlanmasını istediklerini ifade etti.
Türkiye'de sadece limanlar değil demir yolu ihalelerinin de gündeme geleceğini kaydeden Eröcal, şöyle konuştu:
“İhracatçı, sadece Türkiye'de değil potansiyel taşıyan çevre ülkelerdeki tüm lojistik yatırımlarının içinde olmalıdır. Bu kapsamda değerlendirilmesi gereken önemli bir ihale de komşumuz Gürcistan'ın özelleştirme kapsamına aldığı Poti Limanıdır. Türk ihracatçısının dolaylı biçimde buradaki hareketliliğin içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda şu anda düşünce aşamasında olan bir oluşum var. TİM Yönetimi'nin bu konuda kararlılığı bulunuyor. DTM ile konuyla ilgili yazışma halindeyiz, oradan gelen destek de var.
Ayrıca ihracatçımız da ana fikri kabul etmiş gözüküyor. Sadece Gürcistan değil Rusya'nın limanlarıyla da ilgilenilmesi gerektiği yönünde görüşler var. İzmir Limanı için kurulan EİB Limaş, bu girişimler için bir örnek oluşturacaktır.”
İZMİR LİMANI İHALESİ
İzmir Limanı ihalesinde Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 birlik ve Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin, EİB Liman Hizmetleri A.Ş'yi (LİMAŞ) oluşturarak Hutchison Port Holding ve Global Yatırım A.Ş. ile birlikte ihaleye girdiğini ve 1 milyar 275 milyon dolar bedelle ihaleyi kazandığını hatırlatan Eröcal, şu anda Deutsche Bank ve Global ile Hutchison grupları çoğunluğunda olmak üzere yapılanmanın şekillendiğini ifade etti.
LİMAŞ'ın konsorsiyumdaki payıyla ilgili bilgi vermekten kaçınan Eröcal, kurumsal olarak yönetim kurulu ve denetim kurulunda birer temsilci bulundurulması konusunda karara varıldığını bildirdi. Kendileri için hisse oranının değil temsil edilip edilmediklerinin önemli olduğunu kaydeden Eröcal, bu konudaki amaçlarına ulaştıklarını söyledi.
Eröcal, LİMAŞ'a dışarıdan ortak alma kararından vazgeçtiklerini de kaydetti.
Ortak arama konusunda resmi olmayan bir “sondaj yaptıklarını”, ancak sonradan yönetim kurulunun ihracatçı birliklerinin temsilinin yeterli olduğu yönünde karar verdiğini anlatan Eröcal, “Zaten EİB ve TİM deyince ihracatçıyı temsil ediyorsunuz. Dışarıdan alınacak ortaklar arasında fazla ya da az hisse almak isteyenler var. Bu bazı sorunlar yaratabilirdi” dedi.
Konsorsiyumun ortaklık yapısı konusunda bir pürüz kalmadığını, Danıştay'dan gelecek kararla birlikte ilgili sözleşmelerin imzalanacağını ve limanda yatırıma başlanacağına işaret eden Eröcal, İzmir Körfezi'ndeki derinliğin 14 metreye indirilmesi, iskele uzatma ve istif alanı büyütme yatırımlarıyla birlikte limana büyük gemilerin de girebileceğini ve ihracatçının navlun giderlerinin düşeceğini sözlerine ekledi.
POTİ İÇİN DEİK ÇAĞRI YAPMIŞTI
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Ağustos ayında ihracatçılara bir çağrı yaparak 15 Ekim'de yapılacak Poti Limanı ihalesine Türk yatırımcıların ilgi göstermesini istemişti.
Yapılan açıklamada, Karadeniz kıyısındaki en büyük limanlardan biri olarak değerlendirilen ve 49 yıllığına serbest ekonomik bölge olarak kiralanması planlanan limanın stratejik konumu ve düşük maliyetleri nedeniyle yatırımcıların ilgisini çektiği ifade edilmişti.
Bulgaristan ve Romanya'nın AB üyeliğinden sonra Orta Asya'nın AB'ye ulaştığı bir köprü haline gelen Gürcistan'daki bu ihaleye, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'nden yatırımcıların ilgilendiği belirtilmişti.