Güncelleme Tarihi:
Buğdaycı, bazı ülkelerde sektör haline gelen deney hayvanı üretiminin, 100 yıl öncesine kadar dayandığını ifade etti. Üniversite öğrenimi gördüğü yıllarda, Türkiye'de özel sektörde deney hayvanı üretiminin olmadığını öğrendiğini belirten Buğdaycı, daha sonra deney hayvanı üretim laboratuvarı kurmaya karar verdiğini dile getirdi.
İŞTE HABERİN FOTOĞRAFLARI / FOTO GALERİ
Deney hayvanı üretim laboratuvarı kurma fikriyle katıldığı “Bir Fikrin mi var?” adlı girişimcilik yarışmasında birinci olduğunu anlatan Buğdaycı, sonrasında LabX Melek Yatırımcı Ağı sayesinde Kobay Deney Hayvanları Laboratuvarı Anonim Şirketi'ni kurduklarını belirtti.
Şirketlerini geliştirmek için 2007 yılından bu yana TÜBİTAK'tan KOSGEB'den destekler aldıklarını ifade eden Buğdaycı, şunları kaydetti: “Bu desteklerle üç tür olarak başladığımız üretimimiz şu anda 10'dan fazla türle devam ediyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük deney hayvanları üretim ve Ar-Ge laboratuvarının Türkiye distribütörü olduk. Özel yapım yemleri üreten firmaların Türkiye distribütörü olduk. Tüm deney hayvanlarıyla ilgili ekipmanların satışını ve bu hayvanlarla ilgili Ar-Ge çalışmaları yapan bir merkez haline geldik. Sadece deney hayvanı üretimi yapmıyoruz. Aynı zamanda eğitimler veriyoruz. Uluslararası katılımlı eğitimler düzenliyoruz ve bu eğitimlerle araştırmacılara faydalı olmaya çalışıyoruz.”
İlk ihracat Uruguay'a
Şu anda üç farklı üretim odası olduğunu dile getiren Buğdaycı, laboratuvarda toplam 2 binin üzerinde fare bulunduğunu söyledi. Buğdaycı, toplamda 10'dan fazla türde üretim yaptıklarını belirterek, üretmedikleri türleri ise yurt dışından getirdiklerini kaydetti.
Türkiye'nin daha önce herhangi bir şekilde deney hayvanı ihracatı yapmadığını bildiren Buğdaycı, “Yaklaşık üç ay önce ilk deney hayvanımızı ihraç ettik. İlk ihracatımızı Uruguay'a yaptık. Bu çok önemli bir şey” dedi.
Ürettikleri deney hayvanlarını, genellikle bilimsel amaçlı çalışma yapan üniversitelere ve tıp fakültelerine gönderdiklerini söyleyen Buğdaycı, deney hayvanlarını özel taşıma kaplarıyla taşıdıklarını kaydetti. Türkiye'nin her yerine bu kaplarla deney hayvanı gönderebildiklerini kaydeden Buğdaycı, “Hayvanlarımızı Ankara'dan başka bir yere gönderirken özel taşıma koşullarında taşıyoruz. Özel taşıma kaplarımızla, özel yemlerle, özel jellerle, özel sıvılarla birlikte kendi taşıt aracımızla laboratuvara kadar teslim ediyoruz” diye konuştu.
Araştırma konusuna göre fiyat değişiyor
Kanser araştırmalarında genellikle tüysüz farelerin tercih edildiğini dile getiren Buğdaycı, şöyle konuştu: “Farelerin fiyatları 22 ile 300 lira arasında değişiyor. Ancak yurt dışından getirdiğimiz fareler bin liradan fazla olabiliyor. 10 bin liralık fare de var. Farenin türüne ve özelliklerine göre değişiyor. Örneğin Alzheimer çalışması yapacaksınız, bu fareler sizin için özel üretilmiş olabiliyor.”
Kadınların genellikle farelerden korktuğunu hatırlatan Buğdaycı, “Hayvan sevginiz olmadan veteriner hekim olmanız mümkün değil. Tüm veteriner hekimler gibi ben de ayırt etmeksizin tüm hayvanları seviyorum. Aslına bakarsanız fareleri ve ratları tüm hayvanlara göre daha da fazla seviyorum. Hiç kimse dokunamazken ya da gördüğünde bile korkarken ben bütün günümü onlarla geçiriyorum. Sevmeden yapabileceğiniz bir iş değil” ifadelerini kullandı.