İGMD: İthal gümrük müşaviri istemiyoruz

HÜKÜMETİN hazırladığı 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Taslağı’nda UPS, Fedex, DHL gibi uluslar arası hızlı kurye şirketlerine ve posta idarelerine yetki verilmesi, gerçek kişilerin gönderilerinde gümrükleme konusunda bu kurumların yetkilendirilmesinin öngörülmesi, gümrük müşavirlerini isyan ettirdi.

Bu girişim bir çılgınlık

İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği (İGMD) Başkanı Cihangir Onger, dün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında bu girişimi "çılgınlık" olarak nitelendirerek, bunun, yerli gümrük müşavirlerinin işsiz kalmasına kadar varacak kötü sonuçları olacağını vurguladı. Onger, "Bu vesile ile bir kaymak tabaka yaratılmaya çalışılıyor. Bizim de Avrupa’da bu işi yapabileceğimiz söyleniyor ama meslektaşlarımız yaşadıkları ekonomik sıkıntıdan dolayı evine zor gidiyor, oraya nasıl gitsin? Bize ithal müşavir lazım değil" dedi.

2.200 gümrük müşaviri

İGMD Başkanı Cihangir Onger, ilişkin görüşlerini düzenlediği basın toplantısıyla aktardı. Onger, söz konusu yasa üzerinde yapılması düşünülen değişikliğin, AB’ye uyum yasaları çerçevesinde yapıldığının söylendiğini, ancak AB’nin bile bu yasanın getirdiği "Yetkilendirilmiş Yükümlülük" kavramını henüz uygulamadığını ve hala tartıştığını söyledi. Türkiye’de 2 bin 200 gümrük müşaviri bulunduğunu vurgulayan Onger, mesleklerinin İpek Yolu’ndan beri devam eden köklü bir geçmişe sahip olduğunu dile getirdi.

Lobi çalışması yapılıyor

Onger, DHL, UPS, Fedex gibi uluslar arası hızlı kurye şirketlerinin yasanın çıkması için lobi çalışmaları yürüttüğünü belirterek, planlanan değişikliği kapitülasyonlara benzetti. Gerçekleşirse başta güvenlik olmak üzere, yerli gümrük müşavirlerinin işsiz kalmasına kadar varacak kötü sonuçları olacağını vurgulayan Onger, "Bu vesile ile bir kaymak tabaka yaratılmaya çalışılıyor. Bizim de Avrupa’da bu işi yapabileceğimiz söyleniyor ama meslektaşlarımız ekonomik sıkıntıdan evine zor gidiyor, oraya nasıl gitsin? Bize ithal gümrük müşaviri lazım değil, biz bize yeteriz" dedi.

Kurye ayrım yapamaz

İGMD Başkanı Cihangir Onger, kurye şirketlerinin taşıdıkları malların ayrımını yapmada yetersiz kalacaklarına, özellikle terörizm, fikri ve sınai mülkiyet haklarının çalınması ve sahte ürün girişi konularında problemler yaşanacağına dikkat çekerek, "Devletin tüm kontrol mekanizmalarının dışına kaçan, vergi kayıplarına sebep olan bu işlemlere şimdi devlet kendi eliyle izin vermek istiyor, bu hak mıdır?" diye sordu.

Nakliyeciler gümrük işine girmesin

İSTANBUL Gümrük Müşavirleri Derneği (İGMD) Başkanı CihangirOnger, gümrük memurluğundan emekli olan personelin, doğrudan gümrük müşavirliği belgesi alabildiğini, nakliye şirketlerinin bu kişiler aracılığıyla gümrükleme firmaları kurdurduğunu belirterek, İstanbul’daki 900 müşavirin yaklaşık 300 tanesinin bu yöntemle çalıştığını kaydetti. Onger, "Gümrükleme bir ihtisas işidir, nakliyeciler gümrükleme yapamaz ama biz istersek nakliyecilik yaparız, sonunda nakliyeciler zararlı çıkar" dedi.

Oda talebimiz öcü mü

CİHANGİR Onger, Gümrük Kanunu’nda ismen belirtilmesine rağmen hala oda haline gelememelerinin devletin üzerindeki lüzumsuz yükü artırdığını söyledi. "Kayıt içi ekonomi" mensupları olarak, benzer durumdaki mali müşavirler ve avukatlar gibi oda olmak istediklerine dikkat çeken Onger, "2000 yılından beri hükümetler bunu başaramadı. Yıllardır oda olma talebimiz var, bu talep herhalde bir ’öcü’ ki dikkate almıyorlar. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da bunu istemiyor" diye konuştu. Onger, 9 Haziran’da Dünya Gümrük Müşavirleri Örgütü’nün (FCBA) Dünya Konferansı’nı İstanbul’da kendilerinin organizasyonu ile gerçekleştireceğini söyledi.

Karar hepimizi bağlar, ekonomiye yansımaz

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ayça Dinçkök, Anayasa Mahkemesi’nin ’türban kararı’nın herkes için bağlayıcı bir nitelik taşıdığını kaydetti. Dinçkök, şu değerlendirmeyi yaptı: "Anayasa değişikliği girişiminin yöntem ve içerik açısından sakıncalarını TÜSİAD olarak belirtmiştik. Toplumsal uzlaşma ve kapsamlı anayasa değişikliği olmadan bu tür sorunların çözülmesinin mümkün değil. Bu nedenle hukuk sistemini yıpratmaktan kaçınmak gerekli. Mevcut sorunlara sistemi zorlayarak çözüm bulmak yanlıştır. Bunu bugün bir kez daha anladık." "Anayasa Mahkemesi’nin kararı hepimiz için bağlayıcı nitelik taşıyor. Tabii ki bu hukuki bir süreç, buna müdahale etmememiz lazım" diyen Dinçkök, Ekonomik bir yansıması olacağını ben zannetmediğini de dile getirdi."