Şehriban OĞHAN/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2005 01:16
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) eski Başkanı Ali İhsan Karacan, bugünkü sistemde pazar riskini garanti edecek bir mekanizma bulunmadığını, bulunmasının da doğru olmadığını belirterek, ‘İflası olmayan kapitalizm, cehennemi olmayan Hıristiyanlığa, ki bu Müslümanlık için de geçerli, benzer’ dedi.
SPK eski Başkanı Ali İhsan Karacan, 1998’de ‘devlet sorunu’ olarak bakılmadığı için çözülemediğini söylediği yeşil sermaye sorununu çözmek için ABD modeli önerdi.
TBMM Yeşil Sermaye Komisyonu tutanaklarına ‘tren-vagon’ benzetmesiyle geçen ve parayı toplayanların malvarlıklarına da el konulmasına kadar giden bu önerinin Komisyon’un Hükümete tavsiyeleri arasına girmesi bekleniyor. Komisyona ‘Orada vagona binip de parasını önce alıp çıkan kárlı, hasarı vagonda sonda kalan ödüyor’ diyen Karacan, ABD Yüksek Mahkemesi’nin haksız zenginleşmeye neden olunmaması için ‘iflas masası’ kurarak trenden inenleri de sisteme dahil ettiğini anlattı.
GARANTİ MEKANİZMASI YOK:
Sistemde pazar riskini garanti edecek bir mekanizma bulunmadığına, bulunmasının da doğru olmadığına dikkat çeken Karacan, bu durumu ilginç bir sözle açıkladı. Karacan ‘İflası olmayan kapitalizm, cehennemi olmayan Hıristiyanlığa benzer denilir (bu Müslümanlık için de geçerlidir). Çünkü iş dünyasında iflas her zaman mümkündür, hele irrasyonel para topluyorsanız iflas etmeniz kaçınılmazdır’ dedi. Karacan, ‘O gün bu işi çözebilmiş olsaydık, belki 500 milyon dolarda çözecektik’ diye konuştu ve 28 Şubat sürecinde sorunun çözümlenmemesine vurgu yaptı. Karacan ayrıca, 28 Şubat süreci ile çakışma sonucu bu tür şirketlerin kendilerini masum gösterme imkanı bulduklarını da kaydetti.
BORSAYA KOTAYA İMKB ENGELİ:
İzinsiz halka arz sisteminin Kombassan ile başladığını ifade eden Karacan, Kombassan’ı borsaya kota ettirmek için çalıştıklarını ancak İMKB’nin ‘Yetkime müdahale ediyorsunuz’ diyerek bunu yargı kararıyla iptal ettirdiğini söyledi. Halka açık her şirketin borsada olması gerektiğine vurgu yapan Karacan, ‘Toplanan paralara el konulursa, mevcut para bulunursa hak sahiplerine geri verilirdi. Eksik kalan kısım için parayı toplayanların üzerine sınırsız sorumlulukla gidilip, onların mal varlığından belki tahsilatlar yapılabilirdi’ dedi.
YİMPAŞ’I KOMBASSAN BOZDU:
Karacan, Kombassan olayı olana kadar YİMPAŞ’ın sistemin içinde olduğunu belirterek, YİMPAŞ’ın sistemin dışına kaymasından Kombassan’ı sorumlu tuttu. Kombassan’ın kayıt içine alındığı dönemde yurtdışından para getiren kuryesinin yakalandığını anlatan Karacan, bu olaydan sonra da Kombassan-SPK anlaşmasının bozulduğunu ifade etti. Karacan ‘1998-1999’da kurulan şirketler bir yatırım yapmak amacıyla değil, sırf dışardaki insanların inançlarını istismar ederek, kişisel harcamalarında kullanmak amacıyla para topladılar’ diye konuştu.
Kombassan sürecinde MGK’dan talimat almadım
Tutanaklara yansıyan ifadelere göre Komisyon’un AKP’li üyeleri ile SPK’nın eski Başkanı arasında 28 Şubat tartışması da yaşandı. Bu tartışma tutanaklarda şöyle yer alıyor:
Özkan Öksüz: Kombassan’a ihtiyati tedbir koyarken Milli Güvenlik Kurulu’nun size dahli oldu mu, bu şirketlerin büyümeleri istenmedi mi?
Karacan: Bu süreç içinde ne bana, ne bir kurul üyeme MGK’dan bir yazı gelmiştir, ne benim Kurul’umdan bir yazı gitmiştir. Kurulumuzun telefon kayıtları da ortadadır. Bu işin 28 Şubat ile hiçbir ilgisi yoktur. Benim görev yaptığım dönemde yedi kurul üyemden biri Ülker Grubu’nda çalışırken Kurul üyeliğine tayin edildi. Gazetelerde yayınlanan İslami Holdingler listesinde Ülker Grubu da vardı. O kurulun üyeleri 28 Şubat’ın parçası olsalardı, görevleri bittiğinde başka görevlere tayin edilirlerdi. Herkes kendi doğal akışına döndü.
Mustafa Tuna: Yönetiminizdeki Ülker Grubu’na mensup kişi, piyasa şartlarında rekabet açısından Kombassan’a karşı bir tavır sergilemiş olamaz mı?
Karacan: Hayır. Karar organı Kurul’dur. Ülker’deki kişi haksız rekabet yaratmak için tek başına kararları etkileyemez. Öbür taraftaki insanların da kararları önemlidir.
Bir Kürt bankası kurulursa ne olur
SPK’da insanların hangi düşünceden olduklarının değil, kanunlara ve prosedürlere uyup uymadıklarının önemli olduğuna dikkat çeken Ali İhsan Karacan, para toplamak için ideolojik yaklaşımın yanlışlığını anlatmak için de ‘Birisi ‘Ben bir Kürt Bankası kurdum, Kürtler paranızı öteki bankalara yatırmayın’ dese bu kabul edebilir mi’ dedi.