IEA Başkanı Fatih Birol, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve doğalgazdaki potansiyelini değerlendirdi: 'Yenilenebilirde ihracatçı olabiliriz’
Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisindeki potansiyelini daha fazla kullanması gerektiğini söyleyen Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, “Dünyada güneş enerjisinin yükselişine şahit olacağız. Türkiye’nin aldığı güneş ışınları ve rüzgâr kalitesi çok yüksek. Türkiye bu anlamda büyük bir pazara dönüşüyor. Daha da önemlisi yenilenebilir enerji ekipmanı ve teknoloji üretiminde ihracatçı ülke olma potansiyeli çok yüksek” dedi.
Dünyada yenilenebilir enerjinin önemi her geçen gün daha da stratejik bir konuma ulaşıyor. Ülkeler güneş ve rüzgâr başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimine büyük yatırımlar yapıyor. Öyle ki Paris merkezli Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan World Energy Outlook 2020 (Dünya Enerji Görünümü 2020) raporuna göre dünyanın enerji talebi 2020’de yüzde 5 azalacak. Bu dönemde enerji üretimini arttıran tek alan yenilenebilir sektörü olacak.
SADECE YÜZDE 3’Ü
Raporun yayınlanmasının ardından Hürriyet’e Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, “Dünyada enerji sektörü hızlı bir değişim gösterecek. Güneş öncülüğünde yenilenebilir enerjinin yükselişine şahit oluyoruz. Türkiye’nin de bu alanda da muazzam bir üretim potansiyeli var. Türkiye, güneşte potansiyelinin sadece yüzde 3’ünü, rüzgâr enerjisinde ise yüzde 15’ini kullanıyor. Oysa Türkiye’nin aldığı güneş ışınları kalite ve süre bakımından oldukça kaliteli. Aynı şekilde rüzgâr kalitesi de gerçekten çok yüksek. Geçtiğimiz yıl üretilen toplam elektriğin yüzde 60’ının yenilenebilir kaynaklardan olduğunu görüyoruz. Bu potansiyeli iyi değerlendirerek bu oranı daha da yukarı çekebiliriz” dedi.
TEKNOLOJİ ÜRETİMİ
Türkiye’nin yenilenebilir enerjide Avrupa’da ilk 5’e girdiğini söyleyen Birol, “Üretimdeki bu potansiyelin ardından Türkiye için çok daha önemli bir nokta var. O da yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretimi ve ihracatı. Konut ve sanayide çatı tipi güneş panellerinin kullanımını da yaygınlaştırırsa çok daha güçlü bir pazar oluşacak. Türkiye, diğer pazarlara ulaşma kapasitesi ile yenilenebilir enerji teknoloji ve ekipmanlarında ihracatçı bir ülke olabilir. Bu potansiyel gerçekten çok fazla” ifadelerini kullandı.
SALGIN SONRASI SIÇRAMA YAŞANACAK
Türkiye'nin enerji politikalarında yenilenebilir enerji üretiminin önemli bir boyuta ulaştığını açıklayan Fatih Birol, “Güneş ve rüzgâr piyasasında özel sektörün de çok fazla aktif olduğunu görüyoruz. Bu konuda çok istekliler. Bizim beklentimiz salgın sonrası dönemde Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörü öncülüğünde bir sıçrama olması. Hem güneş enerjisinde hem de rüzgâr enerjisinde büyük yatırımlar gerçekleşecek” diye konuştu.
GEÇİŞ DÖNEMİNDE AVANTAJ
Karadeniz'deki Sakarya Gaz Sahası’nın Türkiye’nin enerji maliyetlerini düşürmesi için kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Fatih Birol, “Burada keşfedilecek toplam gaz miktarı Türkiye’yi başlı başına gaz ihracatçısı konumuna getirmeyecek ama uzun vadede çok sayıda avantaj sağlayacak. Özellikle yenilenebilir enerjinin bu kadar yükselişe geçtiği bir dönemde yaşanan değişim sürecinde Türkiye için önemli bir çalışma. Sonuçta yenilenebilir enerjiye geçiş bugünden yarına gerçekleşmiyor. Kademeli bir süreç. Bu dönemde Türkiye’nin kendi gazını çıkarması maliyetler açısında önemli olacak” diye konuştu.
ETKİSİ UZUN SÜRECEK
Koronavirüs döneminde uluslararası enerji piyasasının tarihinde görmediği bir krizle karşılaştığını belirten Fatih Birol, “Enerji piyasası bu krizde aldığı yarayı daha önce hiç almamıştı. Etkilerini maalesef çok uzun süre yaşayacağız. Dünya ekonomik olarak hızla toparlansa bile enerji sektöründe bunun yansımaları daha geç olacak. Yaraların izlerini uzun süre silemeyeceğiz” dedi.