İcradan araç ihalesine AYM’den ‘ihlal’ kararı

Güncelleme Tarihi:

İcradan araç ihalesine AYM’den ‘ihlal’ kararı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2021 07:00

Anayasa Mahkemesi (AYM) 1. Bölümü, Batman’da icradan ihaleyle aldığı araç çalıntı çıktığı için bedelsiz geri alınan Vedat O. adlı kişinin bireysel başvurusu üzerine hak ihlali ve yeniden yargılama kararı verdi. AYM, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM’nin örnek kararında, “İcradan satılan araçta hukuki ve maddi ayıp olmamasının sağlanması devletin yükümlülüğündedir ”denildi.

Haberin Devamı

AYM’nin ihlal kararı yeniden yargılama yapılmak üzere Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden yargılamada, yerel mahkeme ihlal kararı ışığında, Vedat O.’nun, icraya ödemiş olduğu araç bedeli ve yaptığı masrafların geri ödenmesine karar verecek.

DİYARBAKIR’DA ÇALINMIŞ

Dünkü Resmi Gazete’de yer alan AYM kararına göre, Vedat O., Batman 1. İcra Müdürlüğü’nün 11 Ekim 2015’teki ihalesine katılarak, 4 bin 200 TL bedelle 1994 model bir otomobil satın aldı. Aracı muayene istasyonuna götürdüğünde şasi numarasında oynama olduğu, orijinal şasi ve motor numaralarına göre 2012’de Diyarbakır’dan çalındığı ortaya çıktı. Araç, yasal sahibine teslim edilmek üzere muhafaza altına alındı. İcradan ihale ile satın aldığı araç bedelsiz geri alınan O., uğradığı zararların tazmini için dava açtı. Yerel mahkeme, kabul etmesine rağmen istinaf mahkemesi davasını reddetti. Bunun üzerine Vedat O., 22 Kasım 2018’de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla AYM’ne başvurdu.

Haberin Devamı

MÜLKİYET HAKKININ İHLALİ

AYM, 15 Eylül’de oy birliği ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. AYM kararında icra müdürlüklerinde satılan aracın hukuki ve maddi ayıptan ari olmasını sağlamanın devletin pozitif yükümlülükleri arasında bulunduğu vurgulandı. AYM kararında özetle şöyle denildi: “Bir aracın trafik tescil kaydının doğru tutulması ve bu kayda güvenerek hareket eden iyi niyetli kişilerin mülkiyet hakkının korunması, devletin pozitif yükümlülüğünün gereğidir. Somut olayda idari mercilerin kullanışlı idari ve hukuki enstrümanlarından yararlanamamaları nedeniyle başvurucunun zarar görmesine engel olunamamıştır. Buna göre de olayda devlet yetkililerinin başvurucunun mülkiyet hakkını korumak için ellerinden geleni yapmadıkları ortaya çıkmakta ve idarenin ‘denetim ve kontrol yükümlülüğü’nü ihmal ettiği de anlaşılmaktadır. Müdahale ile başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfetin yüklendiği, kamu yararı amacı ile mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu ve müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır.”

BAKMADAN GEÇME!