İçkide kaçağın kaynağı ’gece yarısı pazarı’
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2006 00:00
Efe, Çilingir ve Sarı Zeybek rakılarının üreticisi ELDA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, sektördeki büyük kaçağın iki ana kaynağı bulunduğunu belirterek, alkollü içecekte hem yüksek vergi oranları nedeniyle kaçak üretim yapanlar hem de ÖTV’siz gece yarısı pazara indirerek satış yapanlar bulunduğunu savundu.
Demirtaş, yaptığı yazılı açıklamada, alkollü içki piyasasındaki kayıtlı üretim ve toplanan vergilerle ilgili rakamların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, bu tablonun da piyasada sahte ve kaçak içki olduğu kadar, bazı firmaların ürettikleri içkileri faturasız piyasaya sürdüğü izlenimini ortaya çıkardığını kaydetti.
RAKIDAKİ GERİLEME:
Resmi rakamlara göre 1998’de 73 milyon litre olan rakı tüketiminin, 2000’de 80 milyon düzeyine kadar yükseldiğini, daha sonra hızla düşen tüketimin yüzde 50 azalarak 2005 yılı sonunda yaklaşık 40 milyon litreye indiğini belirten Demirtaş, "Yeni markalar ve firmaların boy gösterdiği, çok değişik kalite ve özellikteki rakıların satışa sunulduğu bir ortamda rakı tüketiminde yaşanan bu gerileme son derece düşündürücü" dedi. Aynı düşündürücü rakamların şarapta da söz konusu olduğunu dile getiren Demirtaş, kayıtlı 67 işletmeci bulunduğunu bildirdi. Demirtaş, açıklamasında "Buna karşın kayıtlı olmayan 100 civarında marka olduğu tahmin ediliyor. Kurulu kapasite Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu rakamlarına göre 93,5 milyon litre, Şarap Üreticileri Derneği rakamlarına göre ise 120 milyon litre. Ama kayıtlı satış miktarı sadece 30 milyon litre. Oysa kapasite kullanım oranı yüzde 80 oranında tahmin ediliyor" görüşüne yer verdi. Demirtaş, rakı ve şarap tüketiminde yaşanan gerilemede yüksek vergilere bağlı olarak artan fiyatların etkili olduğunu, ancak bu yüksek vergilerin aynı zamanda sahte ve kaçak üretimi de teşvik ettiğini kaydetti.
ÖDENEN ÖTV İNCELENMELİ:
Firmalar tarafından ödenen ÖTV’nin de dikkatle incelenmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, ÖTV Kanunu’nun 14. maddesine göre, özel tüketim vergisinin mükelleflerin beyanına göre hesaplandığını dile getirdi. Demirtaş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Yani, üreticiler, üretip satışını gerçekleştirdikleri içki miktarının litresindeki alkol üzerinden ÖTV’yi birer aylık dönemler halinde hesaplayıp beyan ederler. Sistem beyan usulüne göre çalıştığından ÖTV ödemeden piyasaya içki sürülmesi mümkün. İş sadece üreticinin vicdanına ve dürüstlüğüne kalıyor. Bu litre başına ciddi avantaj anlamına gelmektedir ki vergisini zamanında ve doğru ödeyen diğer firmaların bu şartlarda rekabet edebilmesi, yaşaması mümkün değil." Bir an önce hologram ve bandrol sistemi getirilmesini isteyen Demirtaş, ayrıca, içki üretiminde ÖTV beyanının doğru olup olmadığının kullanılan hammadde, ara malı, enerji gibi girdilerden yola çıkılarak çapraz denetim yöntemi ile kontrol edilmesi, firmaların düzenli olarak ÖTV denetimine tabi tutulması, ÖTV ödemeden piyasaya rakı ve şarap gibi içkileri sürdüğü tespit edilen firmaların lisansının iptal edilmesi gerektiğini bildirdi.
RAKIDAKİ GERİLEME:
Resmi rakamlara göre 1998’de 73 milyon litre olan rakı tüketiminin, 2000’de 80 milyon düzeyine kadar yükseldiğini, daha sonra hızla düşen tüketimin yüzde 50 azalarak 2005 yılı sonunda yaklaşık 40 milyon litreye indiğini belirten Demirtaş, "Yeni markalar ve firmaların boy gösterdiği, çok değişik kalite ve özellikteki rakıların satışa sunulduğu bir ortamda rakı tüketiminde yaşanan bu gerileme son derece düşündürücü" dedi. Aynı düşündürücü rakamların şarapta da söz konusu olduğunu dile getiren Demirtaş, kayıtlı 67 işletmeci bulunduğunu bildirdi. Demirtaş, açıklamasında "Buna karşın kayıtlı olmayan 100 civarında marka olduğu tahmin ediliyor. Kurulu kapasite Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu rakamlarına göre 93,5 milyon litre, Şarap Üreticileri Derneği rakamlarına göre ise 120 milyon litre. Ama kayıtlı satış miktarı sadece 30 milyon litre. Oysa kapasite kullanım oranı yüzde 80 oranında tahmin ediliyor" görüşüne yer verdi. Demirtaş, rakı ve şarap tüketiminde yaşanan gerilemede yüksek vergilere bağlı olarak artan fiyatların etkili olduğunu, ancak bu yüksek vergilerin aynı zamanda sahte ve kaçak üretimi de teşvik ettiğini kaydetti.
ÖDENEN ÖTV İNCELENMELİ:
Firmalar tarafından ödenen ÖTV’nin de dikkatle incelenmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, ÖTV Kanunu’nun 14. maddesine göre, özel tüketim vergisinin mükelleflerin beyanına göre hesaplandığını dile getirdi. Demirtaş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Yani, üreticiler, üretip satışını gerçekleştirdikleri içki miktarının litresindeki alkol üzerinden ÖTV’yi birer aylık dönemler halinde hesaplayıp beyan ederler. Sistem beyan usulüne göre çalıştığından ÖTV ödemeden piyasaya içki sürülmesi mümkün. İş sadece üreticinin vicdanına ve dürüstlüğüne kalıyor. Bu litre başına ciddi avantaj anlamına gelmektedir ki vergisini zamanında ve doğru ödeyen diğer firmaların bu şartlarda rekabet edebilmesi, yaşaması mümkün değil." Bir an önce hologram ve bandrol sistemi getirilmesini isteyen Demirtaş, ayrıca, içki üretiminde ÖTV beyanının doğru olup olmadığının kullanılan hammadde, ara malı, enerji gibi girdilerden yola çıkılarak çapraz denetim yöntemi ile kontrol edilmesi, firmaların düzenli olarak ÖTV denetimine tabi tutulması, ÖTV ödemeden piyasaya rakı ve şarap gibi içkileri sürdüğü tespit edilen firmaların lisansının iptal edilmesi gerektiğini bildirdi.