Hürriyet'e cevap

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete cevap
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2009 00:00

06 Nisan 2008 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfada manşetten ve resimli olarak "Sahte Çaylar Ali Bey’den" başlıklı, devamla onbirinci sayfada yine resimli olarak "Beraat yetmedi Bayramoğlu’nun ’çay oyunu’nu gümrük bozdu" başlıklı bir haber yayınlanmış, Sayın Bayram Ali Bayramoğlu’nu rencide edici şekilde gerçeğe aykırı ve yargıya intikal etmiş bir konuda kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik beyan ve ithamlarda bulunulmuştur. Haberin düzeltilmiş şekli aşağıdaki gibidir:

Hürriyet Gazetesi’nin 06.04.2008 tarihli nüshasında birinci sayfadan manşetten "Sahte Çaylar Ali Bey’den" başlıklı, devamla onbirinci sayfada "Beraat yetmedi Bayramoğlu’nun ’çay oyunu’nu gümrük bozdu" başlıklı haberinde, müvekkilimiz Sayın Bayram Ali Bayramoğlu’nu rencide edici şekilde gerçeğe aykırı ve yargıya intikal etmiş bir konuda kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik beyan ve ithamlarda bulunulmuştur.

Sözkonusu haber yargıya intikal etmiş bir olay olup, müvekkilimiz hakkında Çerkezköy Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/138E, 2006/146K sayılı dosyası ile dava açılmış ve yargılama neticesinde mahkeme 23.03.2006 tarihli kararı ile "sanıkların üzerlerine atılı suçun maddi unsurları oluşmadığı anlaşılmakla atılı suçlardan AYRI AYRI BERAATLERİNE" karar verilmiştir. Dosya halen temyiz incelemesi için Yargıtay’dadır.

Olayın yargıya intikal etmiş olması ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu yetkilileri siyasi ve kişisel husumet nedeni ile aynı olay ile ilgili yeniden müfettiş görevlendirmişler ve Gümrük Müfettişi Kerem Ayvacı tarafından düzenlenen "soruşturma raporu" şikáyet dilekçesi olarak Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmuştur. Bu dosya henüz hazırlık aşamasında olup müvekkil hakkında açılmış bir dava bulunmamaktadır.

Gümrük müfettişi tarafından hazırlanan "soruşturma raporu" ve suç duyurusunda "hakaret, iftira, görevi kötüye kullanma, adil yargılamayı etkileme, mahkemeye hakaret ve resmi kurumlara hakaret" suçları işlendiği tarafımızdan tespit edilmiş olup, müfettiş hakkında tarafımızdan suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu soruşturma da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/37 hazırlık numarası ile halen yürümektedir.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/37 hazırlık numarası ile hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz bilgisine vakıf olan müfettiş, bu kez 05.03.2008 tarihli bir ek rapor düzenleyerek Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na müvekkil hakkında yeniden suç duyurusunda bulunmuştur. Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilk soruşturma raporu ve ek soruşturma raporu aynı dosya ile birleştirilmiş olup, dosya henüz hazırlık aşamasındadır, müvekkil hakkında açılmış bir dava bulunmamaktadır.

Haberin içeriği tamamen Gümrük Müfettişi tarafından hazırlanan ek soruşturma raporuna dayanmakta olup, bu konuda henüz bir dava açılmamış olmasına rağmen haberin başlığından ve içeriğinden sanki bu konu kesin hükme bağlanmış sonucu çıkmakta, bu da gerek müvekkilimin kamuoyuna yansımış şahsiyetini, ticari itibarını, gerekse mensubu bulunduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’ni ve Müstakil İşadamları Derneği’ni rencide etmektedir.

Müvekkilim Bayram Ali Bayramoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Filiz Çay San. ve Tic. A.Ş. 1988’den beri çay sektöründe bulunan HACCP ve İSO belgesini alan, hijyen ve kalite standardına son derece dikkat eden, çay sektöründe bugüne kadar bütün yeniliklere öncülük yapan ve dünyada bir Türk çay markası oluşturabilmek amacıyla Türkiye ve dünyada ilk olan "Sympatea" markalı kaşık çayı üreten, bugün itibari ile de ABD ve Avrupa ülkelerine ihracat gerçekleştiren bir firmadır. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Ali Bayramoğlu, Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan MÜSİAD Genel Başkanlığı yapmış, halen Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilliği görevini yürütmekte olan kamuoyunca maruf bir kişiliktir. Şahsının firmasının ve mensubu bulunduğu derneğin, olayın yargılama aşamasına intikal ettiği halde asılsız ve dayanaksız sözde haber adı altında kaleme alınması son derece yanlış ve yakışıksızdır.

Müvekkilimiz Bayram Ali Bayramoğlu "Seylan Çayı" diye "çay çöpü" ihraç etmeye kalkışmakla itham edilmiştir. Bayram Ali Bayramoğlu, gümrük beyannamelerinden anlaşılacağı üzere "Seylan Çayı" ihraç etmemiştir. İhraç edilmek istenen ürün "parçalanmış çay"dır. Bu ürün poşet ve kaşık çaylarda kullanılacak çaya dem almasını kolaylaştırmak için belli oranlarda katılması gereken "Seylan Çayı"nın kırılıp, parçalanarak işlemden geçirilmesi, içine yerli çay ve gereği kadar ekstratlar eklenerek uluslararası normlara göre elde edilen bir üründür.

Gümrük beyannamelerinde ihraç edilen malın "parçalanmış çay" olarak yer aldığı halde, haberde "Çaylarla ilgili 4 kuruluş da ithal edilip işlendikten sonra gönderilmek istenen ürünün çay olmadığı sonucuna varıldı" şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Kuruluşlar tarafından böyle bir rapor verilmemiş ve böyle bir tespit yapılmamıştır. Bu cümleyi okuyan tarafından olayın kesinleştiği izlenimi verilmek istenmiştir. Oysa ki ihraç edilen ürünün "Seylan Çayı" olmadığı "parçalanmış çay" olduğu, gümrük beyannamelerinden de anlaşılacağı üzere son derece açıktır. Olayın yargılama aşamasında olması nedeniyle tarafımızdan dosya içeriği ile ilgili açıklama ve beyanlarda özellikle bulunulmamaktadır. Ancak sözkonusu haber, yargılama gerektirecek konuları saptırarak, mesnetsiz iddialarla kesinlik kazanmış zannı uyandıracak ifadeler kullanılmak suretiyle yargıyı da etki altına alabilecek üslupla kaleme alınmıştır.

Beyannamede Seylan Çayı olarak gösterilmiş bir ürün yoktur. Zaten çay çöpü olduğu iddiası da defalarca tekrarlanmasına rağmen gerçek dışıdır. Yazarın tüm bu gerçekdışı beyanları yanyana dizerek sonuna "anlaşıldı, ortaya çıkarıldı, sonucuna varıldı" kelimelerini koyması ise tamamen kendi yorumudur. Yargıya intikal etmiş bir olayda konunun uzmanı olmadığı halde, elinde yeterli belge ve veri olmaması gerekirken, olduğu izlenimi vererek üstelik belgelerdeki mevcut bilgileri de yanlış lanse ederek, kamuoyunu ve yargıyı olumsuz yönde etkilemeye çalışmıştır.

Sözkonusu ihracatın gümrükteki seyri kısaca şu şekilde gerçekleşmiştir:

28.12.2004 tarihinde Gümrük Müsteşarlığı Laboratuvarı tahlil raporu ile "Dahilde işlenmek üzere ithal edilen örnekten imal edilip edilmediği hususunun bu konuda uzman bir kuruluşa sorulması gerekir" şeklinde bir rapor verilmiştir.

03.01.2005 tarihinde İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü Gıda Ürünleri İhtisas Gümrük Müdürlüğü tarafından bir rapor verilmiş ve bu raporda incelemeye esas olarak "piyasadan temin edilen siyah çay ve Seylan Çayı standart kabul edilerek karşılaştırma yapılmıştır" cümlesinden anlaşılacağı üzere, ihraç etmek istediğimiz "parçalanmış çay"ların piyasadan temin edilen siyah çay ve Seylan Çayı ile karşılaştırması yapılmıştır. Sonuç olarak "yapılan bu çalışmalar sonucunda numunelerin piyasadan temin edilen siyah çay ve Seylan Çayı görünümünde ve kriterlerinde olmadığı, ancak içerisinde kafein tespit edilmiş olması nedeniyle kalite yönünden incelenmesi gerektiği görüşündeyiz" şeklinde bir rapor verilmiştir. "Parçalanmış çay" uluslararası normlara uygun, kırılıp parçalanarak, işlemden geçirilmiş içine ekstratlar katılmış, Türk standartlarında yer almayan çaya belli oranda katılıp dem vermesi (çözünürlüğü) arttıran bir üründür. Gayet tabii ki piyasadaki siyah çay ve Seylan Çayı görünümünde ve özelliklerinde olmaması gerekir. Bu rapor da bunu belirtmiştir.

04.01.2005 tarihinde Türkiye’de bilimsel yöntemlerle inceleme yapan en üst kurum olan TÜBİTAK tarafından verilen raporda "Gönderilen numunenin parçalanmış çay olduğu tespit edilmiştir" şeklinde bir değerlendirme mevcuttur. TÜBİTAK gümrükçe alınmış, ihraç edilmek istenen çay örneklerini Türk standartlarında yeri olmadığı bahisle neye göre inceleneceği hususunda gümrükten ve müvekkillerimden bilgi talep etmiştir. Müvekkilim tarafından TÜBİTAK nezdinde laboratuvar ortamında firma üretim bilgileri ile Seylan çayı siyah çay, Kenya çayı, Türk çayı ve ekstratlarla bu ürün prosese tabi tutularak meydana getirilmiş ve gümrükçe getirilen ürünle karşılaştırılmış ve ürünün parçalanmış çay olduğu hususu saptanmıştır. Bilimsel, bağımsız esaslara göre çalışan ve konunun yegane uzmanı olan TÜBİTAK raporu Gümrükçe yeterli sayılmamış ve Çaykur’dan rapor istenmiştir.

Çaykur’a gönderilen numuneler müvekkilim yetkilileri nezdinde alınmamıştır. Bu kurum ticari esaslara göre hareket eden ve müvekkilim firmanın rakibi olan bir anonim şirkettir. Sözkonusu raporda değerlendirme yapılan çayın cinsi kısmında "ağzı mühürlü naylon poşet içerisinde bir miktar çay" denmektedir ki bizim ürünümüz çay değil "parçalanmış çay"dır. Bu rapor tarafımızca kabule şayan olmamakla tarafımızdan bazı saptamalar yapmak gereği hasıl olmuştur. Raporda "Türk Gıda Kodeksindeki ’siyah çay’ tadımına uymadığı" belirtilmiş olup, defalarca bahsettiğimiz gibi sözkonusu ne siyah çaydır ne Seylan çayıdır. Ayrıca ürün uluslararası standartlara uygun olup ne yazık ki Türk Gıda Kodeksinde yer almamaktadır. Yine raporda "Siyah çay adı altında ithal edilmesinin uygun olmadığı kanaatine varılmıştır" şeklinde bir değerlendirme mevcuttur. Zaten siyah çay adı altında bir ithalat mevcut değildir. İhracat sözkonusu olup ihraç edilen ürün de "parçalanmış çay"dır. Yine raporda numunenin "çay atıklarına katkı maddesi ilave edilmiş olabileceği" şeklinde kesinlik taşımayan bir tespit de mevcuttur. Kesinlik taşımayan ve tahmine dayalı rakip bir şirket tarafından kaleme alınmış bir raporun ne derece ciddiye alınabileceği hususu kamuoyunun takdirine bırakılmıştır.

Haberde "Gümrük memuru A.A.’nın çay numunelerini elden ulaştırması gerekirken TÜBİTAK’a hiç gitmediği, bunun yerine tahlillerde kullanılacak numunelerin Filiz Çay firmasında çalışan Abdülselim Bayramoğlu tarafından götürüldüğü ve analizde bu örneklerin kullanıldığı ortaya çıkarıldı", "..Şirket sahibi ve sorumlularının TÜBİTAK’a başka ürüne ait numune gönderdiği müfettişler tarafından saptandı" şeklindeki cümleleri gerçek dışıdır. Türkiye’de bilimsel yöntemlerle inceleme yapan en üst kurum olan TÜBİTAK’a gönderilen örneklerin müvekkil tarafından "değiştirildiği" şeklindeki iftirayı şiddetle kınıyoruz.

Gerek memur Ahmet Akman’ın ifadesi ile numunenin teslim edildiği ve gerekse TÜBİTAK’ın hazırlayıp verdiği analiz raporundan belirtildiği üzere Gümrüğün gönderdiği ve mühürlü olan kavanozların kullanıldığı alenen ve aşikár olarak ortada iken, aksi hiçbir emare yok iken müfettişin kullandığı bu yalan beyanın kabulü mümkün değildir.

Yazarın da böyle bir hükme varması mümkün değildir. Yazarın elinde yasal hiçbir dayanak yok iken bir müfettişin kendince "kanaatini" hüküm verilmiş izlenimi oluşturacak şekilde, kesin ve net cümleler kullanarak haber yapması hukuka ve basın meslek ilkelerine aykırıdır.

Haberde "Müfettişler, numuneyi yeniden TÜBİTAK’a gönderdi. Yapılan analiz sonucu bunun Seylan çayı ya da siyah çay olmadığı yönünde rapor düzenlendi. Müfettişlerin ısrarı üzerine TÜBİTAK, daha önce ’bunlar çay’ raporu vermişken, ’sahte’ye dönüştürdü" ifadelerine yer verilmiştir.

Müfettişin 21.01.2008 tarih 068-8/5 sayılı TÜBİTAK’tan istemiş olduğu analize konu numunelerin, olayımızda ihraç etmek istediğimiz ürünlere ait numuneler olduğu hiçbir şekilde tevsik edilmemiş ve firmamızın yetkilisi veya vekilinin huzurda bulunmadığı kim tarafından nasıl ve ne şekilde alındığı, nasıl ve ne şekilde saklandığı belli olmayan ve üstelik yaklaşık 3.5 sene sonra ortaya çıktığı iddia edilen, gerçek numune olsa dahi "fiziken bozulmama ihtimali olmayan", "mühür taşımayan", "6 adet petri kap olarak alınan" ancak "4 adet cam kavanoz olarak" teslim edilen, bu teslimat esnasında nelere maruz kalıp kalmadığı belli olmayan numunelerdir.

Üstelik müfettişin ek raporuna dayanak olarak sunmuş olduğu 20.02.2008 tarihli 3709 sayılı TÜBİTAK raporu incelendiğinde, müfettiş tarafından talep edilen analiz ve mukayeselerin hiçbirinin numunelerin "analiz yapılmasına yetecek miktarda olmadıkları", "talep edilen örneklere ulaşılıp ulaşılamayacağı hakkında bir saptama yapılamadığı", "numunelere ait duyusal analiz (görünüm) ve kısıtlı sayıda kimyasal analiz yapılabildiği" belirtilmiş ve "...kesin olmayan bir ifade ile söylenebilir" şeklinde kesinlik taşımayan ifadelere yer verilmiştir. TÜBİTAK tarafından kaleme alınan bu metin bilimsel ve kat’i bir rapor niteliği taşımamaktadır.

Sonuç olarak Halkalı Gümrük Müdürlüğü Laboratuvarı, İstanbul Gıda Ürünleri İhtisas Gümrük Müdürlüğü Laboratuvarı ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur) Kuru Çay Laboratuvarı’nca ve TÜBİTAK tarafından yapılan tahlillerin hiçbirinde ürünlerin çay olmadığı şeklinde bir tespit mevcut değildir. Müfettiş hasmahane bir tutumla sözkonusu raporlardaki sonuçları kendi tanzim ettiği rapora farklı şekilde yansıtmaktadır.

Haberde ise Gümrük müfettişinin kaleme aldığı iddialardan ibaret olan Ek Rapor içeriği kesin hüküm verilmiş izlenimi oluşturan net cümleler kullanılarak yayınlanmıştır.

Haberin geneli ile ilgili her türlü hukuki ve cezai girişimleri müvekkilim adına yapacağız. Haberde yer alan bilgiler usulen gerçek dışıdır. Tamamen yazar tarafından uydurulmuş, haber ve bilgi niteliğine sahip olmayan kelimeler topluluğudur.

Kesinlik taşımayan ve karalama kampanyası amacı güdülerek hazırlanmış bir rapor doğrultusunda hiçbir araştırma yapmaksızın kaleme alınmış bu haberin ne derece ciddiye alınabileceği hususu kamuoyunun takdirine bırakılmıştır.

Bayram Ali BAYRAMOĞLU

Vekili Av. Mehmet Zeki ORHAN
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!