Güncelleme Tarihi:
Edirne’nin tarihi ve ekonomik anlamda gelişmeleri kaydedebileceği önemli bir kent olduğunu belirten Edirne Valisi Günay Özdemir, “Edirne, İstanbul’a iki saatlik bir mesafede. Edirne’de hızlı tren hizmete girdiğinde 45 dakikaya veya bir saate düşecek. Çanakkale Köprüsü yapıldığı zaman, Çanakkale’den İstanbul’a gelen ulaşımın yine Keşan-Tekirdağ bölgesinden geçerek İstanbul ve İzmir’le böyle bir bağlantımız olacak. Tarihteki İpek Yolu güzergahları ve ekonomik anlamdaki güzergahlara bakıldığında, Edirne hem hızlı trenle hem de diğer ulaşım araçlarıyla ve köprünün yapılmasından sonra çok daha dünya ile entegre olmuş şehir olacak” dedi.
HAYATI PAYLAŞIYORLAR
Edirne’nin tarih anlamında, kültür anlamında, ekonomik anlamda büyük bir aşamaya gelmiş hafif bir destekle çok önemli gelişmelerin kaydedilebileceği bir il olduğunu anlatan Günay Özdemir, şöyle devma etti: “Çünkü konum olarak baktığınız da tarihsel anlamda Avrupa ve İstanbul’un ortasında. Hem Avrupa’ya hitap edebilen hem de İstanbul’a hitap edebilen bir konumda. Tarih anlamında da medeniyetlerin kurulduğu ve bu medeniyetlerin kurulmasıyla da o anlayışın dünyaya yayıldığı bir merkez.
Özellikle Edirne Osmanlı medeniyetinin kurulduğu, bütün inanç ve düşüncelerin ortak yaşama biçimi oluşturduğu bir kent. 1912 yılında Edirne’de nüfus yapısına baktığınızda 45 bin civarında Müslüman var, 40 bine yakın Rum, 9-10 bine yakın Ermeni ve 10 bine yakın Yahudi var Edirne Merkez’de. Bakıyorsunuz Edirne nüfusunun yüzde 60’ı Gayrimüslim ve bu farklı inanç ve düşüncedeki insanlardan Edirne’de ortak bir yaşama biçimi oluşturulmuş. Bir hoşgörü değil bu. Birbiriyle nasıl ortak yaşaması gerektiğini, birbirinin inanç ve düşünceleriyle nasıl yaşadıkları, beraber nasıl bayram yaptıkları ve beraber nasıl düğün yaptıkları, sosyal, kültürel, ekonomik hayatı beraber nasıl paylaştıklarını görüyorsunuz.
İHTİYAÇ OLAN BİR ANLAYIŞ
Onun için Edirne bu anlamda dünyanın şuanda ihtiyacı olan bir anlayışın kurulduğu ve bu sayede de dünyaya örnek bir Osmanlı medeniyetinin temellerinin atıldığı, geliştiği ve sonuçta da böyle bir medeniyetin kurulduğu merkez. Onun için Edirne bu anlayışıyla hem İstanbul’a Bizans’a, hem de Avrupa’ya bu konuda örnek olmuş ve bunun sonucunda da bir çağın değişmesini ve yeni bir çağa girilmesini sağlayan bir anlayış doğmuştur.”
Edirne ile ilgili hedeflerin uzun vadeli olduğunun altını çizen Günay Özdemir, “Biz aslında hedeflerimizi hep uzun vadeli yapmaya çalışıyoruz. Geçmişimizi bilip, bugünümüzü iyi değerlendirerek, geleceğimizi de iyi planlama konusunda çok iyi hesaplar yapmamız ve ona göre planlamalar yapmamız gerekiyor. Bunun için dünya nereye gidiyor? Dünyadaki gelişmeler hangi yöndedir? Edirne ve ülkemizdeki gelişmeler ne durumdadır? Edirne bu gelişmelerin neresindedir? Ve gelecekte nerede olmak istiyoruz? Bu çalışmaları da biz, sizlerle beraber yapmamız gerekiyor. Bu işin lokomotifi de yine Edirne’de buradaki yöneticiler, buradaki işadamları ve Edirne halkının asıl lokomotif olmasıyla bu iş olacaktır. Dışarıdan gelen yatırımcı ve düşünce insanıyla fikir üretenler kısa vadede Edirne’yi ne kadar tanırsa o kadar anlatabilecek. Edirne’ye gledikten sonra şunu anladım Edirne’yi tanıyacaksanız, Edirne’yi yaşamanız lazım. Yaşamazsanız Edirne’yi anlamakta güçlük çekiyorsunuz. Bizim zaman zaman dışarıdan bakan gözlere de ihtiyacımız var. Bu tür çalışmaların ben önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
DÜNYA ARTIK KÜÇÜK BİR KÖY HALİNE GELDİ
Ekonomi Zirvesi’nin önemine de değinen Vali Özdemir, şunları söyledi: “Özellikle Hürriyet Gazetesi şuanda değişik faaliyetler içersinde bulunuyorlar ve Türkiye’nin değişik illerin de, dünyanın değişik bölgelerinde bu tür çalışmalar yapıyorlar. Dünya şuanda nerededir?, Türkiye nerededir? Türkiye’nin değişik illerindeki potansiyeller nelerdir? Edirne’nin potansiyelleri nelerdir? Bunlarla ilgili ben iyi çalışmaların çıkacağını düşünüyorum. Ekonomi artık sadece yerel olmaktan çıktı. Evrensel hale geldi. Dünya artık küçük bir köy haline geldi. Hele bu iletişim çağında kesinlikle sadece Edirne merkezli değil artık Dünya nereye gidiyor? Edirne bu dünyada ki gidişat içerisinde nerede olacak? Ne kadar söz sahibi olacak? Ne kadar etkili olacak? Yaratılan bu ekonomik değerlerden veya diğer değerlerden ne kadarını elde edecek? Bizim geçmişten gelen kültürel, ekonomik, sosyal değerlerimiz ile biz bu gelişmelere ne kadar katkı sağlayacağız? Bizim amacımız da bu olacak. Ben bu çalışmaların ilimize, ülkemize ve insanlarımıza iyilikler, güzellikler getirmesini diliyorum.”