Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde biraz daha önünü görebilen bir profil çizmesi gerektiğini anlatan Sefer Levent, şu değerlendirmeyi yaptı: “Burada biraz önümüzü görebilirsek zamanında gereken tedbirleri alırız. Dünyada son dönemlerde çok gelişmeler oluyor. Bunun alt yapısında ekonomideki yaşanan savaşların bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çalkantıya rağmen makro ekonomik rakamlara bakınca özellikle büyüme rakamlarının yolunda gittiği ve beklentinin üzerinde olduğu görülüyor. Bu yetirli mi; bence yetmez... Büyümede yetmez. Referans gazetesinin yayınlandığı dönemde ‘Hzlı balık’ yarışması yapmıştık. Artık günümüzde büyük balık olmak küçük balığı yemek yetmiyor. Hızlı balık olmak gerekiyor. Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşıyor. Hızlı balık olmak için bürokrasinin hızlanması gerekiyor. Bu yüzden Türkiye’nin hızlı balık olması lazım. Bunu Türkiye’nin gündemine sokmamız ve tedbir almamız gerekiyor.”
SON dönemlerde Türkiye’de konuşulan en önemli konuların başında döviz kurları geldiğine dikkat çeken Hürriyet gazetesi ekonomi yazarı Uğur Gürses, “Türk insanın girişimciliği çok önemli. 2001’de yaşadık en büyük krizin üzerinden 16 yıl geçti. Türkiye bundan sonra hızlı büyüdü. En büyük devrim yatırımcının girişimcinin artık yurtdışından doğrudan kredi alabilir pozisyona gelmesiydi. Bunu alabilmek aslında yatırımların önünü açtı hem de Türkiye’nin hane halkı harcamalarına yansıdı. Ticareti ve sanayiyi geliştirdi bu. Real sektör şirketleri bu hızlı büyümenin arkasında borç oluşturdular” dedi.
Dünyada inovasyon ve Sanayi 4.0 fırtınasının devam ettiğini dile getiren Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Toros, “Kısa vadede risklerimiz olmak ile beraber teknoloji alanında büyük altyapı yatırımları sonrası yerel rekabete hazır olmak için planlama yapmak durumundayız” dedi.
Türkiye’nin son dönemlerde ekonomide yakaladığı ivmeyi devam ettirmesi için yapılması gerekenleri anlatan Cüneyt toros, şöyle devam etti: “Son bir kaç yıldır inovasyon ve Sanayi 4.0 fırtınası yaşanıyor. Dünya devleri teknolojik gelişmelere karşı stratejiler belirliyor. Tüm finansal koşulları bir kenara bıraksak bile iller ve şehirler açısından global ve yerel olmak üzere iki risk ve fırsat penceresi var. Global risk üretiminde ciddi yatırımlar yapacak stratejilere ihtiyacımız var. Bunun bir de eğitim bacağı var. İller arasında rekabetin arttığını görüyoruz.
Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeleri ve Türk kurlar üzerine bir değerlendirme yapan Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, “Enflasyonun çok yüksek olduğu dönemler vardı. Özel sektörün elindeki fonu devlet topladığı için yüksek seviyelerde giderdi. 2001’den sonra kamunun borçlarının düştüğünü ama bu borç yükünün çok düşmediğini görüyoruz. Borç sahipliği el değiştirdi. Bankalara ve özel sektöre geçti. Bankacılık kesimi yılda 250 milyar lira kredi dağıtıyor. Bu da paranın dolaşımını sağlıyor. Önemli ölçüde büyümeye katkı sağlıyor. 2015’de kredi büyümesi 175 milyar, 2016’da 250 milyar, bu yıl ilk 6 ayda 200 milyara oldu. Son derece KGF önemli bir projeydi” dedi.