Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, 30 yılı aşkın süredir kağıttan gelen habercilik yaptıklarını aktararak, “Son birkaç yıldır artık Hürriyet Dünyası adı altında yeni bir örgütlenmeye geçtik. Bunun sebebi de kağıdın yeni dünyanın iletişimi açısından yetersiz olduğunu maalesef kabul etmek zorunda kalmamız. Bugüne kadar bizi çeşitli meydan okumalarla zorlayan gelişmeler oldu. Radyo çıktı, televizyon çıktı ve bunları biz hep devrim olarak algıladık ilk başta. Aslında öyle olmadığını dijital çağa girdiğimizde anladık. Çünkü günün sonunda da kağıtta da radyoda da tek taraflı, tek yönlü bir trafik söz konusuydu” dedi.
DİJİTAL DÜNYA TAMAMEN FARKLI
Mesleğinin 10 yıllık döneminde televizyon programları yaptığını, insanların evlerine girdiğini dile getiren Enis Berberoğlu, “Kızanınız oldu, seveniniz oldu ama ben hiçbirini duymadım. Kağıda bastık yine hiçbir tepkinizi alamadık. Daha doğrusu siz benim o tepkileri alıp almadığımdan hiç emin olamadınız. Dijital dünya biraz farklı, tamamen farklı. İki yönlü bir trafiği içermesiyle çok daha iştirakçi, katılımcı ve çok daha demokratik bir zemin oluşturuyor ve geleceğin gazetesi, habercisi, aracısı galiba medyanın asli ismine uygun, yani mecraya göre hizmet üretmek, haber vermek, haber almak gibi bir görevle karşı karşıya. Buna da zaten dijital devrime uygun şekilde modern dillerde ‘topluluklar ve içerikler’ diye adlandıracağımız bir modele geçiş olarak algılanıyor dijital dünya. Biz de Hürriyet olarak bunun iki yanını en azından hayata geçirmiş durumdayız. Merak ve aidiyete göre içerik sunmak, yerelleşmek ve kişiye özel ısmarlama içerik üretimi diyebileceğimiz birtakım safhaları peş peşe ve hızlı şekilde gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
BÖLGE BULUŞMALARI TOPLANTISI'NDAN KARELER
HEM KAĞIT HEM DİJİTAL
Hürriyet Yayın Direktörü Fatih Çekirge ise günümüzde gazetecilerin kulelerden oturup, ulu fikirlerini insanlara bahşedermiş gibi bir görüntüden, diyaloğun geliştiği, haberin başka biçime dönüştüğü, haberin de biçiminin değiştiği yeni bir döneme girildiğini ifade ederek, “Bir tarafımız kâğıt bir tarafımız dijital oldu. Ben buna ‘mutant gazetecilik’ diyorum. Bir tarafımız kağıtta duruyor bir tarafımız dijital. Bunun içinde sosyal medya var, sizler varsınız. Sizler artık anında görüşlerinizi, düşüncelerinizi iletebiliyorsunuz. Kendi görüş ve düşüncelerinizi o mecralarda tartışıp yorumlayabiliyorsunuz. Bizler artık bunlara uygun mecralar yaratan, yani sizin çok süratli arabalarınız için güvenli otoyollar yaratan kurumlar haline dönüşüyoruz. Sözünü ettiğim değişimin temelinde bu yatıyor” diye konuştu.
YENİ MEDYA DÜZENİ
Oluşan bu küresel görüntünün ana zemininin bölgeler olduğunu vurgulayan Fatih Çekirge, “Bölgede oluşan doğan fikirler, ihtiyaçlar, sorunlar küreseli besler. Dolayısıyla hem bir taraftan küresele gidiyorsak doğru yolu bulmamız ve sağlam gidebilmemiz için mutlaka bölgesel dengeleri ve duyarlılıkları yakalamamız lazım dedik ve böylece bir yeni medya düzeninin peşine düştük” diye konuştu.
HÜRRİYET.COM.TR 30 MANŞET ATIYOR
Bu yeni medya düzeninde yaptıkları işe ‘Yayın Masası’ adı verdiklerini aktaran Fatih Çekirge, şöyle devam etti:
“Biz şimdi düşünmeye başladığımız zaman ‘yarın acaba ne manşet atsak’ demeye başladığımız an hurriyet.com.tr 30 tane manşet atıyor. Dolayısıyla artık biz o hızın içerisinde soğumuş, turşusu kurumuş, sizden uzağa düşmüş haberleri manşet atmak yerine, tablet, internet, gazete, Hürriyet TV gibi bütün mecraları bir masanın etrafından buluşturduk. Bu masadan Kıbrıs’taki gazeteyi, web tv’yi kontrol edebileceğimiz bir anlayışa dönüştürdük.”
40 yaşında bir sevgilim yok
HÜRRİYET’in Antalya’da gerçekleştirdiği ‘Bölge Buluşmaları’nın üçüncüsünde Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, yeni kitabı KIRK7’nin hikayesini Ayşe Arman’a anlattı. Bu kitabı neden yazdığına ilişkin sürekli soru aldığını anlatan Özkök, “Hatta ‘40 yaşında sevgilin mi var?’ diyorlar. Hayır öyle bir şey yok. Kimin hayatına ne zaman bir aşkın gireceğini bilemezsiniz. Aşk alın yazısı gibi bir şeydir. Hesaplanarak olmaz” dedi. Hürriyet yazarlarından Ertuğrul Özkök ile Ayşe Arman, Hürriyet Bölge Buluşmaları’nın Antalya’da düzenlenen ayağında, bir söyleşi gerçekleştirdi. Rixos Downtown Hotel’de düzenlenen programda Özkök’le yeni kitabı ‘KIRK7’ hakkında söyleşi gerçekleştiren Arman, kitabın hazırlanışından okurlara ulaşmasına kadarki serüvene ilişkin çeşitli sorular yöneltti. Özkök’ün, kitabında kadınlara yönelik çok doğru tespitler yaptığına dikkat çeken Arman, Özkök’e ilk olarak, “Bu kitap nedir bir tespit mi? Kadınlara hizmet mi? Kadınları seven sosyolog yönünüz mü ağır bastı” diye sordu. Bu kitabı neden yazdığına ilişkin çok fazla soru aldığını belirten Özkök, “Hep bana bu kitabı neden yazdığımı soruyorlar. Hatta ‘40 yaşında bir sevgilin mi var?’ diyorlar. Hayır öyle bir şey yok. Kimin hayatına ne zaman bir aşkın gireceğini bilemezsiniz. Aşk alın yazısı gibi bir şeydir. Hesaplanarak olmaz” dedi.
Okuyucuyu gazeteye yakınlaştırdık
HÜRRİYET Akdeniz Bölge Temsilcisi Hayri Dizerkonca da Antalya’da göreve başladığı dönemde yaptığı ilk işin vatandaş ile gazete arasındaki yakınlaşmayı sağlamak olduğunu belirtti. Aradaki buzlanmayı kaldırıp, okuyucuyu gazeteye yakınlaştırmak istediklerini aktaran Hayri Dizerkonca, “İlk açtığımız köşelerden biri de ‘Vatandaş diyor ki’ oldu. Eskiden rakiplerimiz vardı. Malum rakipler. Ama bu rakiplerimiz o kadar arttı ki, bunu saymaya parmaklarımız yetmez oldu. Bu da işimizi, yaptığımız mesleği daha iyi yapmamıza zorluyor bizi aslında. Bu hem bizim kazancımız hem de okurun kazancı” ifadelerini kullandı. Dijital dünyada artık okuyucunun her haber hakkında yorum yapabildiğini vurgulayan Hayri Dizerkonca, “Vatandaş diyor ki köşesini açtığımızda ilk üç dört gün bir iki tane mektup gelmeye başladı. Sonra bu sayı giderek artmaya başladı. Bugün arkadaşlarım şahittir, en az 10 şikayet alıyoruz. O hale geldi ki, birinci sayfaya da anonslamaya başladık. Haftada gelen 50 teşekkürden 35’i vatandaş diyor ki köşesiyle alakalı. Daha da hızlandırmamız lazım. Hürriyet Akdeniz Antalya’da yapılmaya başladıktan sonra aldığımız olumlu tepkiler çok artmaya başladı.”
‘Her şey dahil’ çok önemli
Salim UZUN
HÜRRİYET’in Antalya’da gerçekleştirdiği ‘Bölge Buluşmaları’nın üçüncüsünde Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, konuklarıyla Antalya’da turizmin, dünü bugünü ve geleceğini konuştu. Antalya’da turizm sektöründe yaşanan değişimi tüm boyutlarıyla değerlendiren konuklar, ‘herşey dahil’ sisteminin kentin turizmde yakaladığı başarıda payının yadsınamaz noktada olduğunu ifade etti.
AKTOB Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Gül Ege, oda kahvaltıdan başlayan ve yarım pansiyon, ardından tam pansiyon deneyerek ulaşılan her şey dahil sisteminin süreç içinde bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını söyledi. Bunun hem turistlerin harcama alışkanlıkları hem de otel dışı gastronomi mekanlarının yoksunluğuyla paralel ilerlediğini anlatan Ege, “Her şey dahil sisteminin ulaştığı noktada artık, soğuk mezelerle çeşitlendirilen, genişletilen mutfakların yerini, şeflerin birbiriyle yarıştığı büfeler aldı. Geri dönüşüm çok iyi noktalarda. Para kazandırıyor mu? Evet kazandırıyor. Şunu açık ve net ifade etmekte yarar var, bugün sektörde ulaşılan rakamlar yarım pansiyona buraya gelmez” diye konuştu.
YILDA 11 MİLYAR DOLAR GELİR
TUI AG Türkiye Temsilcisi Baraner ise her şey dahil konsepti tercih eden turistin ‘ucuz’ turist olarak algılanmasının yanlış olacağını söyledi. Sadece Antalya’nın turizmden elde ettiği gelirin 11 milyar dolar seviyinde olduğuna dikkat çeken Hüseyin Baraner, rakamın büyüklüğünün altını çizdi.
BARIŞ TURİZMİ ÇEŞİTLENDİRECEK
Antalya’da turizm çeşitliliği olmamasından dolayı turizm fakültesi öğrencilerinin sektörden uzaklaştığını iddia eden bir öğrencinin “Alternatif turizm nasıl gelişecek” sorusuna yanıt veren Hüseyin Baraner, 1980 öncesi Türkiye’nin doğusundaki turizm potansiyelinin çok iyi olduğunu söyledi. O yıllarda Van’da boş otel bulmakta zorlandıklarının altını çizen Baraner, çözüm süreciyle birlikte Türkiye’de turizm çeşitliliğinin artacağını aktardı. Baraner, 30 yıldır bölgeden uzaklaşan turizm yatırımcısının barışın sağlanmasıyla birlikte yatırım için yeniden bölgeye döneceğini söyledi.
423 BİN YATAK
IC Grup Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Keleş ise Antalya’nın 2013 rakamlarıyla 423 bin turistik tesis belgesine sahip yatak bulunduğunu belirterek, “Bununla birlikte kente ilişkin birçok yatırım söz konusu. Antalya’ya yatırımda ciddi bir talep varsa bu Antalya’nın turizmde doğru yolda olduğunun göstergesidir” diye konuştu. Bununla birlikte Antalya’da geleceğe ilişkin bir planlamaya da ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Abdullah Keleş, “Almanya’dan 10 yıl sonra gelen turistin yüzde 80’i 55 yaş ve üzerinde olacak. Bunu öngörmez, altyapıyı buna göre yapmazsınız bunların hiçbirisi sokağa çıkmaz” diye konuştu.
Turizmde püf nokta hizmetin kalitesidir
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel ise her şey dahil sisteminin bir pazarlama stratejisi olduğunu söyledi. Burada püf noktanın sunulacak hizmetin kalitesi olduğunu kaydeden Menderes Türel, “Turizm ürün çeşitliliği, niteliği açısından gitmemiz gereken çok yol var. Ürünümüzü çeşitlendirmek zorundayız” dedi. Türel, turistlerin otellerden dışarı çıkmamasının en büyük nedeninin Antalya’nın içinde bulunduğu çevresel sıkıntılar olduğunu söyledi. Türel, “Çevre güzel olsa turist otelden dışarıya çıkar” dedi.