Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2014 01:27
İZMİR’in Aliağa İlçesi’nde bulunun gemi söküm tesisleri hurda gemi bulmakta zorlanınca, Avrupa ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla görüşüp hurda savaş gemilerini almaya başlayarak B planına geçti.Aliağa’da faaliyet gösteren 22 şirketin gemi geri dönüşüm tesislerinde, geçen yıl rekor kırılırken, sökülen gemilerden 900 bin tonun üzerinde hurda elde edildi.
Yine bu gemilerdeki, yakıt ve diğer atıklar da, fabrikalarda üretim amaçlı enerji olarak kullanıldı. 2 bin 500 kişiye iş imkanı sağlayan, yılda 320 geminin sökümünün yapılarak önemli ekonomik getirisi olan tesislerde, son 3 ayda görülen kriz önemli gerilemeye neden oldu. Çin’in kütük demiri düşük fiyattan dünya piyasasına sürmesiyle zorluk yaşayan şirketlerin, Avrupa ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla görüşüp hurda savaş gemilerini almaya başlayarak B planına geçtiklerini belirten Gemi Geri Dönüşüm Sanayiciler Derneği Başkanı Adem Şimşek, "Önümüzdeki yıl devreye girmesini beklediğimiz Honkong konvansiyonuna göre, AB bayrağı taşıyan gemiler, bizim tesislerden başka yerde sökülemeyecek. Bu da bizim için çok önemli biri adım olacak" dedi.
GEMİ SÖKÜMÜNDE EN BÜYÜK YERTürkiye’deki hatta Avrupa’da birkaç küçük tesis dışında, gemi sökümü yapılan tek ve en büyük yer durumunda bulunan Aliağa’daki gemi geri dönüşüm tesisleri, 2008 yılından itibaren önemli gelişme sağladı.
Özellikle İstanbul’da bulunan dernek merkezinin, 2002 yılında Aliağa’ya taşınması ardından yeni yönetim anlayışı geliştirildi. Zaman içerisinde 22 şirket de, çeşitli kurumların belirlediği kuralların yanı sıra, kendi şartlarını da belirledi. İş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesinden, gemilerin ne şartlarda kıyıya çıkartılması gerektiğine kadar tüm şartlar, tek tek saptandı.
GEMİ SADECE METAL OLARAK KIYIYA ÇIKABİLİYORTesislere söküm için çeşitli ülkelerden getirilen gemiler, kıyıya çıkartılmadan önce belli denetimlerden geçirilmeye başlandı. Gemilere, sahil güvenlik, gümrük muhafaza, kıyı sağlığı ve emniyeti ile Aliağa Liman Müdürlüğü’nün yanı sıra dernek görevlilerinin de katıldığı bir heyetin, açıkta kendi konularıyla ilgili araştırma yapıp verdikleri onayla, ancak tesislere kabul edilme şartı getirildi. Denetimin ikinci aşamasında ise, dernekteki uzman heyet, gemide asbest gibi katı ve sıvı atık ile diğer kimyasal maddelerin bulunduğu yerleri belirliyor. Denetimin son aşamasında, gemideki bu tehlikeli maddeler korumalı alanlara alınıyor. Bu aşamalardan geçen gemiler, sadece metal bölümleri kalmış şekilde kıyıya çıkartılıyor.
GEÇEN YIL REKOR KIRILDIAlınan bu önlemlerin yanı sıra uluslararası ekonomik ortamdaki olumlu havadan dolayı, gemi geri dönüşüm sanayicileri, özellikle son yıllarda önemli atılımlar yaptı. Geçen yıl, Aliağa’ya getirilen 320 gemi 22 şirketten aktif olarak çalışan 18’inde söküldü. Bundan da 900 bin tonun üzerinde hurda metal elde edildi. Bunun yanı sıra yine çeşitli fabrikalarda kullanılmak üzere atık yakıt gibi maddeler de elde edildi. Ayrıca gemilerden çıkan malzemeler de, gerek deniz meraklılarına antika olarak, gerekse de iç piyasadaki küçük gemilere yedek parça olarak pazarlandı. Ancak bu yılın ilk aylarında iyi giden rakamlar özellikle son üç ayda yaşanan ekonomik durgunlukla biranda gerilere düştü. Bunun en önemli nedenlerinden birinin Çin’in demir çelik fabrikalarına hazır olarak kütük demirleri düşük fiyattan vermesi, oldu. Çin’in bu atağına karşılık Türkiye dışında gemi geri dönüşüm şirketlerinin yoğun olarak bulunduğu ve işçi maliyetlerinin daha düşük olduğu Pakistan, Hindistan ile Bangladeş’in, hurda parçalar için fiyat düşürmesi de önemli etkenlerden birisi oldu.
B PLANINA GEÇİLDİBu gelişmeler üzerine yabancı şirketlerle rekabette zorlanan, sökecek hurda gemi bulamayan Türk firmaları, kazançlarında hem de ürettikleri hurdalarda, son 3 aylık dönemle önemli zarara uğradı. Yüzde 45’i bulan bu gerilemede, geçen yıl 900 bin ton olan hurda üretimi, bu yılın 11 aylık döneminde, 530 bin tonda, sökülen 320 gemi sayı ise 130’larda kaldı. Tesislerde çalışan sayısı 2 bin 500’lerden 700’lere kadar indi. Bu gerileme üzerine, Türk şirketleri, ’B planlarını’ devreye soktu. Bunun içinde Avrupa Birliği ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla temasa geçildi ve buralardan hurda savaş gemileri alınmaya başlandı. Halen Almanya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerden getirilen hurda savaş gemilerinin de yine Aliağa tesislerinde sökümlerine başlandığı açıklandı.
HONKONG KONVANSİYONU ÖNEMLİ BİR ADIMBu yıl kötü gidişi durdurmak için temaslarda bulunan, Türkiye Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği başkanlığının yanı sıra Uluslararası Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’nin de başkanı olan Adem Şimşek, ’B planının’ kendileri için yeterli olmadığını anlattı. Sektörle ilgili bilgiler veren Şimşek, şöyle dedi:
"Dünyada kriz 3 ay önce bizi de vurdu. İstatistiklere baktığım zaman, Türkiye olarak yüzde 45 gibi bir gerileme söz konusu. Çin’in dünyaya damping ürün olarak çıkardığı kütük demiri satması, hurda fiyatlarının düşmesine neden oldu. Burada 22 firmayız, bu gerilemeden dolayı maalesef işçi arkadaşlarımızı çıkarmak zorunda kaldık. Geçen sene ulaştığımız rakamlara çıkmamız mümkün değil bu yıl. Demir çelik fabrikaları, fiyatlarını düşürdü. Benim ve arkadaşlarımın, 350 dolardan aldığım işçi maliyetiyle bana 400 dolara mal olan hurdayı, demir çelik firmaları 300 dolara kadar indirdi. Sürekli bir eksi durumunda bulunuyoruz. Bizler zaten demir çelik fabrikalarının yüzde 3 ya da 5 gibi bir oranını karşılıyoruz. Bunun için B planını devreye koyduk ve ülkelerin savunma bakanlıklarından savaş gemilerini aldık. Benim de, Almanya ve Hollanda’dan getirdiğim var. Arkadaşlarım İngiltere’den getirdi. Bir başkası Brezilya’dan getirdi ama bunlarda bizim için yeterli değil. Çevremizdeki ülkelerden Yunanistan, Mısır, Ukrayna, İtalya, Fransa gibi ülkelerden de hurda gemi almak için çabalıyoruz. Eğer bu ülkelerden savaş gemileri getirebilirsek, arkadaşlarımız o zaman nefes alabilecek. Bizim zaten Çin, Hindistan, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerle rekabet şansımız yok. Onlar da bize endeksli olarak fiyatlarını düşürüyorlar. Büyük gemiler zaten o bölgelere gidiyor. Bizlere sadece, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden gemileri getirebiliyoruz."
Önümüzdeki yılın sonunda ya da 2016 yılının başlarında devreye girecek olan Honkong Konvansiyonu ile durumlarının düzeleceğini anlatan Adem Şimşek, AB ülkelerinden Türkiye’ye gelen heyetlerle görüştüklerini, incelemelerde bulunmalarını sağladıklarını anlatırken, şöyle dedi:
"Bu şartlar uygulamaya konulursa o zaman AB üyesi ülkelerin bayrağını taşıyan gemilerin Türkiye’de sökülmeleri zorunluluk olacak. O zaman bizlerde önemli ekonomik kazanç sağlayabileceğiz. Bunun için ek maliyetler geliyor tabi ama bizler bunu karşılayacak güçteyiz. Bunun için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bizlere gemilerini satmak istemeyen Avrupalı armatörler, gemilerdeki, AB ülkesi bayrağını bir başka ülkenin bayrağına çevirmek kolay olduğu için yine diğer ülkelere gemilerini satabilirler. Görüşmelerimiz devam ediyor. Geçen yıllarda Arap ülkelerinden de önemli rakamlarda gemiler getirdik. Bu bölgedeki karışıklıklardan dolayı, armatörler ya korkup satmıyor ya da gemilerini ellerinde bekletiyorlar. Olayın yatışmasıyla birlikte bu bölgelerdeki gemileri de yine ülkemize getirmeye çalışacağız. Çünkü orada şu anda satılmayı bekleyen 80 geminin var olduğunu biliyoruz."
"JİLET OLDUKLARI EFSANE"Gemilerin jilet değil, inşaat sektöründe kullanılan demirlere dönüştüğünü ama o sözün bir efsane olduğunu anlatan Adem Şimşek, uyguladıkları sıkı denetimlerle denizin ve çevrenin kesinlikle kirlenmediğini, her üç ayda bir denizden alınan numuneleri de, resmi kurumların takip ettiğini söyledi. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Atık Yönetim Merkezi Sorumlusu Ersin Çeviker ise, işçi sağlığı ve güvenliği için önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Çeviker, şunları söyledi:
"Tesislerimizde. Her zaman bir doktor, hemşire, ambulans hazır bekliyor. Her şirketin iş sağlığı uzmanları var. Eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bunun sonucunda faydalarını görüyoruz. Sıkıntımız yok. Müfettişler denetlemelerde bulunuyor ama şimdiye kadar bir ceza gelmedi. Ayrıca gemilere döngü içerisinde bir takım kontroller yapılıyor. Liman Başkanlığı, kıyı sağlığı ekipleri, gümrük müdürlüğü, kendi kontrollerimizi en başta asbest olmak üzere tehlikeli maddelerini nerede olduğunu markalıyoruz. Ardından uzman ekipler, gemi içerisinden onları alıp paketleyip, özel alanlara kaldırıyor. İkinci faaliyet olarak, yangının önüne geçmek için gaz kontrolü yapılıyor. Üçüncü olarak radyasyon kontrolü var. İşçi sadece saçla karşı karşıya kalır söküm sırasında. Bütün yanıcı parlayıcı maddeler alınır. Bunları alırsanız yangın riskini alırsınız."
Petkim Limanlar bölgesindeki gemi söküm tesislerinde elde edilen hurda demir kamyonlarla hemen yakındaki hurda işleyen 6 demir çelik fabrikasına taşınıyor. Buradaki dev demir çelik fabrikaları hammadde bulmakta zorlandıkları için yurt dışından gemilerle hurda demir ithal ediyor. Kamyonlar 24 saat boyunca gemilerden hurda demir taşıyor.