Güncelleme Tarihi:
IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında ortak basın toplantısı düzenleyen başkanlar, krizden çıkış için hükümetlere mesaj verdi. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, ekenomik desteklerin önemine dikkat çekerken, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, işsizmik politikalarının önemini vurguladı.
Faiz yükselebilir garantisi yok
Finansal pazarlardaki düşüşü durdurduklarını ama hâlâ daha fazla iş yaratmak, daha fazla gelir sağlamak ve fırsatları artırmak zorunda olduklarını vurgulayan Zoellick, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Küresel ekonomi hala geriye düşebilir. 2010 yılında hükümetler, ekonomik desteklerini geri çektikleri zaman tekrar faiz oranları da yükselebilir. Bir garantimiz yok. En önemli iş sağlayan özel sektör toparlanabilecek mi? Bu konuda bir garantimiz yok. Küresel büyüme şu anda başladı ama durabilir. Gelişmekte olan ülkelere daha fazla ağırlık, kurumların tutarlı olmasını, etkin olmasını sağlamak. Güç ilişkilerinin değiştiği bir dünyada bu çok önemli. Dünya Bankası, önümüzdeki ilkbahar toplantılarındaki gelişmekte olan ülkelere yüzde 3 daha fazla oy verecek. Yani bu yüzde 47’ye ulaşacak. Bu aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin oy haklarını zamanla artıracaktır.”
İşsizlik için 8-10 ay beklemek gerekli
Bu arada “Türkiye’de tüketici harcama verileri hane gelirlerinin dibe vurduğunu gösteriyor. İşsizlik rekor düzeye ulaşmış durumda Aile gelirlerinin normal düzeye ne zaman ulaşacağını düşünüyorsunuz” sorusu üzerine genel bir değerlendirme yapan Strauss-Kahn, şunları söyledi: “Krizin etkileri ülkeden ülkeye farklılık gösterecek, bunu daha önce de söylemiştim. Kriz gelişmiş ülkeleri de, düşük gelirli ülkeleri de eş zamanlı olarak etkiledi. Ancak çıkış stratejileri ülkelere göre değişecek. Ancak her durumda şimdiden başlayarak 8-10 ayın geçmesi gerekecek. Ancak o noktada işsizlik azalmaya başlayacak. Büyüme rakamları iyi olsa dahi işsizliğin büyük hızla düşmesini bekleyemeyiz. Gündemin ön sıralarına işsizliğe karşı politikaların konmasını öneriyoruz. Birçok ülkenin hayatta kalma mücadelesi ve açlık tehlikesi var. Sorunun çözülmesi gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelerden çok daha uzun sürecek. Dünya Bankası ve IMF’nin ayıracağı kaynaklar kritik önemde olacak. Kaynak meselesi IMF için önümüzdeki dönem için çözülmüş durumda.”
20 yıl sonra gelen sermaye artışı
G-20 kararlarında Dünya Bankası grubunun kaynaklarını yeterli ölçüde sağlayabilmesi için bir adım atıldığını söyleyen Robert Zoellick, şu bilgileri verdi: “Önümüzdeki aylarda analizler yapacağız. Bahar toplantımızda alınacak kararlarla ilk kez Dünya Bankası 20 yılda sermayesini artıracak. Bunu yapıcı şekilde gerçekleştirmekten çok mutluyuz. Sermaye artışı ve diğer çabalara baktığımızda finansal kaynakları ve sermayeyi daha iyi kullanabileceğiz. Fakir ülkeler için yeni bir kriz tesisi geliştirildi. Krize daha duyarlı kitlelere daha fazla destek sağlamak gerekli. Yakıt krizi gelişmekte olan ülkeleri finansal krizden daha fazla etkiledi. İklim değişikliği finansmanını da göz önünde tutmak gerekiyor.”
90 milyon kişi aşırı yoksulluğa düşebilir
KALKINMA Komitesi Başkanı Agustin Carstens, gelişmekte olan dünyada gelecek yıllarda bekleyen en ciddi sorunun sermaye piyasasına yönelik fon ihtiyacı olduğunu belirtirken, komitenin aldığı kararları şöyle aktardı:
Küresel ekonomide toparlanma işaretleri olduğunu ancak riskler hâlâ devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde yoksulluk ve en duyarlı kitleler hâlâ krizin etkisini hissediyor. Kriz nediniyle 90 milyon kişinin daha aşırı yoksulluğa düşmesi tehlikesi var. Üyelerimizi yoksulların korunması için yardımları artırması taahhüdünde bulunmaları için cesaretlendirdik. Sürdürebilir kalkınma için bu önemli.
Dünya Bankası’nın krize karşı gösterdiği kuvvetli tepkiyi olumlu karşılıyoruz. Onun uzun vadeli sorunlara, iklim değişikliği, gıda güvenliği konusundaki çabalarına destek veriyoruz. Dünya Bankası Grubu’nun finansal kapasitesiyle mevcut kaynaklarını gerektiği gibi kullanması ve IBRD’ye (Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası) 3 yıl içinde 100 milyar doyar aktaracak olması memnuniyet verici.
Dünya Bankası Grubu’nun yeterince kaynakları gelecekteki kalkınma ihtiyaçlarına genel sermaye ihtiyaçlarına cevap verecektir. 2010 ilkbaharında alınacak kararlar IFC’nin (Uluslararası Finans Kuruluşu) sermaye ihtiyaçlarını da gözden geçirecek. Yeni bir kriz tepki mekanizmasının çerçevesinde, krizden korunmaya yardımcı olacaktır. Çok taraflı bir fon da gıda güvenliği inisiyatifi girişiminde düşük gelirli ülkelere destek olacaktır.
Babacan’ın sözlerine yorum yapmak istemedi
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Wall Street Journal’a “IMF ile yeni bir programa ilişkin anlaşmaya yakında varılmasını istediğini” belirtmesine ve önceki gün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, “IMF’nin önerilerine güvenmediğimiz için anlaşamıyoruz” sözlerine ilişkin yorumları istenen IMF Başkanı Dominique
Strauss-Kahn, sert çıktı. “Hükümetin farklı görüşleriyle ilgili yorumda bulunmak istemiyorum” diyen Strauss-Kahn’ın Türkiye-IMF anlaşmasına ilişkin gündemden sıkıldığı gözlendi.
Yoğun gündem hasta etti
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünkü toplantılarda oldukça halsizdi. Basın toplantısı sırasında sık sık burnunu silen ve hapşuran Strauss-Kahn’ın gözlerinin de kızarmış olduğu görüldü. Toplantı sonunda salondan ayrılırken “Yorgun musunuz” sorumuza Strauss-Kahn, “Evet toplantılar sürüyor. Çok yoruldum. Kendimi halsiz hissediyorum” yanıtını verdi.