Güncelleme Tarihi:
Bizim işimiz hızla büyüyen ve son yıllarda Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörüne ilişkin her türlü haber, hikaye ve en önemlisi desteği vermekten ibarettir. Sektördeki dengeyi koruyarak büyümesini, bu sayede hem ülke ekonomisine hem de istihdama daha fazla katkı sağlaması için yazılar, haberler ve yorumlar yazarız. Bir küçük yazıyla insanların hayatını olumlu yönde değiştirebildiğimiz gibi, doğru yazılarımızla hükümetin ve kamu otoritelerinin de dikkatini çekebiliriz.
Çağlayan Karsan tesisini gezdi/ Foto-Galeri
İşi tetikleyen haber
Bunun en somut örneği Karsan'ın New York projesi. Başbakan Erdoğan'ın 'Babalardan Türk malı otomobil istiyorum' talebinin hemen arkasından Karsan'la ilgili yazdığımız yazılar, dün bu projeyi hiç ciddiye almayan kesimlerin bile dikkatini çekerken, hükümetten büyük destek gördü. Ama bu noktaya nasıl gelindiğine bakmak lazım. Şimdi düşünün Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, TÜSİAD toplantısında tüm sektörleri bir kenara bırakıp, otomotiv sektörüne ilişkin değerlendirme yapıp, Türk malı otomobil talebinde bulunuyor. Ama her nedense ortada Karsan tarafından tamamen Türk tasarımcılar ve mühendisler tarafından geliştirilen ve New York'ta finale kalan bir araç varken, sektör temsilcileri, dernekleri bu projeyi ağızlarına bile almıyor, desteklemiyor. İşte bu noktada hemen devreye girip, Hürriyet olarak 'Başbakan Koç'tan istediği damadı yaptı' başlıklı haberle işi tetikledik. Hemen ardından New York'a giderek, aracın ordaki tanıtımına katılıp dönüşte, 'Menderes'in Koç'a ABD desteğini şimdi damadı Erdoğan'dan bekliyor' başlıklı haberi yazdık. Fitil iyice ateşlendi.
Bakanın danışmanı aradı
Yazdığımız yazıların da etkisiyle geçtiğimiz hafta Cuma günü 'Otomotiv Bakanı' olarak adlandırdığımız Zafer Çağlayan'ın basın danışmanı Mehmet Sarı'dan bir telefon geldi. Sarı, Bakan Çağlayan'ın Karsan'ın projesini destekleyeceğini ama öncelikli olarak benim bu konudaki yorumumu merak ettiğini sordu. Çağlayan daha önce de Sanayi ve Ticaret Bakanı olduğu dönemde de sık sık arayıp, sektörle ilgili fikrimize başvururdu. Mehmet Sarı'ya telefonda, "Kesinlikle desteklenmesi gereken bir proje. Herşey tamam sadece hükümetin desteğini yanlarında görmeleri gerekiyor" yorumunu yaptım. Sarı'da ekledi: "Bakanım salı günü (15 Şubat) bizzat Karsan'ın Bursa fabrikasına gidip desteğini verecek. Ayrıca Latin Amerika seyahati öncesinde New York'a da uğrayıp Belediye Başkanı Bloomberg'le görüşmek istiyor."
Birlikte NY'a gidiyoruz
Bu konuşmanın arkasından Hürriyet'teki pazartesi günkü köşem için bana yeni hikaye çıkmıştı. Başlığı attım, 'Çağlayan, Karsan'ın arkasındayız mesajı vermek için New York'a gidiyor." Dün de Çağlayan, Karsan'ın Bursa fabrikasına giderek, bugün gazetelere yansıyan mesajları verdi. Bloomberg'den ihalenin centilmence yapılmasını isteyeceğini kaydetti. Ama toplantı öncesi arkadaşım Ufuk Sandık'la birlikte yanıma gelip bize takıldı; "Yazdığınız yazılarla gündemi değiştirdiniz. Tüm dikkati Karsan'ın üstüne çektiniz. Benim burda olmam Karsan'ı desteklemem de sizin yazılarınızın bir etkisidir." Toplantı bitişinde ise tekrar yanımıza gelip, "Bu iş sizin de eseriniz. Bu yüzden New York'a birlikte gideceğiz" diyerek ayrıldı.
Karsan'ın bu projesi İnan Kıraç'ın da dediği gibi ya bu ihaleyi kazanır ya da ihale iptal edilir. Çünkü kazanmaması halinde ihale komisyonu bunu açıklayamaz. Sonuçta biz üzerimize düşen görevi fazlasıyla yaparak Türk markası için fitili ateşledik. Kazanırsa, ilerde torunlarımıza antalacak güzel bir hikayemiz olur.