Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2004 00:00
GEÇTİĞİMİZ son üç gün, piyasalardaki olumlu havanın döndüğüne, faiz ve kurun yukarı, İMKB endeksinin düştüğüne şahit olduk. Bu kötüye gidiş için piyasada tahmin bolluğu var. Bizce birçok etken biraraya geldi. Herşeyden önce: FED'in faiz artırımı sinyali vermesi piyasaları çok olumsuz etkiledi. Bankacılar, Brezilya ve Rusya gibi benzer piyasalarda da benzer hareketlerin görüldüğünü belirtirken, bu nedenle en büyük etkenin FED'in bu sinyali olduğu görüşündeler.Peki FED, yıl sonundaki seçimlerden önce, ciddi faiz artırımlarına gidebilir mi? Uluslararası piyasayı iyi izleyen bir bankacı, FED'in piyasalara bir sinyal verdiğini şimdi piyasalardan gelecek karşı sinyali beklediğini belirtirken, gelecek cuma günü açıklanacak işsizlik verileri ve bundan sonraki enflasyon rakamlarının FED'in kararında etkili olacağını söylüyor. Yani tehlike gördüğü takdirde, FED'in, seçime rağmen faiz artırımına gitmesini imkansız görmüyor. Bazı bankacılar ise IMF'yle olan sürtüşmenin kötüye gidişte en önemli rolü oynadığı görüşünde.IMF Başkanı Horst Köhler'in ‘‘Hükümetin kararına göre IMF Heyeti'nin geleceğini söylemesi’’ bir anlamda hükümetin yüzde 10'luk kesintiyle yetinemeyip ek vergi ve zam yapmasının kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor. Piyasa oyuncuları, eninde sonunda hükümetin IMF'nin istediği kararları alacağına kesin gözüyle bakıyorlar ama zamanlaması konusunda kafalar biraz karışık. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD'de artık birinci elden ek gelir tedbir ihtiyacını duyduğunu hatırlatarak, ‘‘Ancak Erdoğan bunları
seçim öncesinde yapar mı, yoksa çalışmalar uzatılıp seçim sonrası mı beklenir’’ sorusuna net yanıt bulmuş değiller. Hemen bayram sonrasında ‘‘ek tedbirleri alıyoruz’’ denip de, IMF Heyeti'nin geliş tarihi kesinleştiğinde piyasalardaki tedirginliğin gideceği görüşü hakim.Anlaşmadaki Irak maddesi nedeniyle, 8.5 milyar dolarlık kredinin kısa sürede gelmesinin imkansız olduğu biline biline, ABD'den bu konuda olumlu yanıt çıkmamasının bazı piyasa oyuncularını tedirgin ettiği de söyleniyor.Bankacılar, çarşamba günü bir yabancı bankanın başını çektiği ‘‘bonoda satış’’ hareketinin aşama aşama, önce dövizi, sonra da
hisse senedini etkilediğini belirtirken, yabancıların iş yaptıkları bankalara ‘‘hisse senedinden çıkış talimatları’’ verince eğilimin büyüdüğünü hatırlatıyorlar.Bir bankacı ise önemli bir panik verisi bulunmamasına rağmen, bir yabancı bankanın başlattığı bu hareketin ‘‘oynayarak para kazanmanın başladığı’’ görüşünde. Geçen yıl fazla indirme-bindirme yapmadan bonoda büyük kárlar sağlandığını ama bu yıl yüksek marjın bulunmadığını hatırlatan aynı bankacı, ‘‘Bu nedenle esnekliği olan yabancıların, bu yıl indirme bindirme ile yani piyasaları ileri- geri oynatarak kár maksimizasyonuna başlama ihtimalini tahmin ediyorduk. Geçtiğimiz haftaki hareket, bu eğilimin başlangıcı olabilir’’ dedi.BAYRAM HAREKETLERİBazı bankacılar, bu sinirliliğin bayram haftası olan perşembe ve cuma günü de devam edebileceğini, ancak bayram sonrasındaki hafta, işlerin durulacağını tahmin ediyor. Buna karşılık bazı bankacılar ise dün öğleden sonra sinirliliğin biraz azaldığını, bayram haftasındaki iki günde olumlu hava yaşanabileceğini tahmin ediyor. Bir bankacı, ‘‘Eğer perşembe-cuma da kötüye gidiş devam ederse, bayram sonrasındaki hafta daha da kötü olabilir. O zaman Kıbrıs'taki müzakere aşamaları dahil, piyasa kötü haberlere çok daha duyarlı hale gelir, üzerine IMF'yle gecikme gelirse, kötüye gidiş sürekli hal alabilir’’ uyarısında bulundu.Geçen yıl ekonominin iyileşmesinde büyük rol oynayan dış konjonktürün, eskisi kadar olumlu olmayacağı anlaşılıyor. Piyasaların düzelebilmesi için hükümetin elini çabuk tutup, seçim filan dinlemeden, IMF'yle hemen anlaşması gerek. Bunun için de biran önce gerekli ek önlemleri hemen alması lazım.. ‘‘Seçim nedeniyle şimdi zam yapmam, vergi artırmam, seçim sonrasında bakarım’’ derse, düşündüğü seçim AKP için çok zor geçebilir.
button