Güncelleme Tarihi:
Türkiye ekonomisinde hisse piyasaları geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen not artırımına rağmen halen istenilen seviyede bulunmuyor. Bireysel emeklilik fonlarında kısa vadeli likit fonların ağırlığı dikkat çekereken hisse senedi yatırımları çok az yer kaplıyor.
Türkiye’de hisse senedi yatırımının ‘favori’ olmadığını gösteren bir başka gösterge de şirketlerin fiyat/kazanç oranları. Şirketlerin 1 hisse değerine düşen kazanç oranını ifade eden fiyat/kazanç oranları Türkiye’de gelişmekte olan ülkeler seviyesinde seyrediyor. İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan Türkiye’de fiyat/kazanç oranının yüzde 9 civarında bulunduğunu belirtirken bu oranı yukarı çıkaracak önemli faktörlerden birinin hukuksal normları batı seviyesine çıkarmak olduğunu söyledi.
NORMLAR UYGULANIRSA FİYAT KAZANÇ ORANI YÜKSELİR
“Türkiye gelişmekte olan ülke. Gelişmekte olan ülke bazı hukuksal sıkıntıların yaşandığı ülke manasına geliyor” diyen Eraslan hukuk sistemini dünya normlarında çalıştırmanın Türkiye’de fiyat/kazanç oranının yüzde 9’dan batı ülkelerinde görülen yüzde 15 seviyesine çıkaracağını söyledi. Eraslan “. Eğer siz hukuk sistemini istediğiniz gibi dünya normlarında çalıştıramıyorsanız bu sefer Rusya gibi yüzde 5-6 düzeyinde fiyat kazanç oranından bahsediyor oluyorsunuz. Gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan yatırımcılar belli ölçüde bu hukuk normlarının uygulanıp uygulanmadığını zaten fiyatlıyor. “Seçimlerden sonra atmosfer sakinleşebilir mi daha önceki Türkiye tekrar önümüze gelir mi” diye bakıyorlar. Hukuksal normlarını batı ülkelerindeki seviyeye yükseltecek bir Türkiye’nin fiyat kazanç oranı da yine o ülkelerin seviyesine kesinlikle çıkacaktır. Şu an yüzde 9 civarında. Bu gelişmekte olan ülkelere benzer bir oran. Gelişmiş ülkelerde yüzde 15 civarında bir rakam söz konusu. Bu da yatırımcıların öngörebilmeleriyle ilgili bir şey. Öngörü yapabildiğiniz ülkelerde daha yüksek fiyatlardan alım yapabiliyorsunuz” dedi.
HİSSE SENEDİ YATIRIMI ÇOK DÜŞÜK
Dünyadaki yatırım tercihlerinde hisse senedinin önemli bir yer tuttuğunu belirten Erarslan Türkiye’de yatırım fonları içinde hisse senedi yatırımının yüzde 5 civarında olduğuna dikkat çekerek “Emeklilik fonları içinde bu oran yüzde 10’u biraz aşıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa’daki muadillere baktığımız zaman bu oranın yüzde 50’lere çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu yatırım alışkanlığının bir ölçüde Türkiye’ye sirayet etmesi lazım Genç yaşta bireysel emeklilik sisteminde yer alacaksanız ilk başta riskli yatırım araçlarına tercihlerinizi biraz yüksek tutmanız gerekir ki beklentiniz gerçekleşsin. Emeklilik yaşı yaklaştıkça risklerin kademeli olarak azaltılması, 1-2 yıl kala da çok muhafazakar bir yatırım tercihi yapılması lazım. Bu yüzden biz hisse senedi ağırlığının artması gerektiğini düşünüyoruz. Geçen sene Mayıs’a kadar bu trendin oluştuğunu gözlemlemiştik. Şu an yüzde 12’lerde olan hisse senedi tercihi geçen sene Mayıs ayına kadar yüzde 18 ‘e kadar yükselmişti. Bizim çalıştığımız emeklilik şirketlerinde bu oranın yüzde 25'i aştığını gördük” diye konuştu.
“UCUZKEN ALMAYI ÖĞRENMEK GEREKİR”
Geçtiğimiz sene borsanın 90 bin puanı geçerek rekor kırdığında vatandaşların borsaya ilgisinin arttığını ancak 60 bine düştüğünde tekrar ilginin azaldığını belirten Erarslan “İşler kötüyken fiyatlar ucuzken almayı öğrenip işler çok iyi olduğunda fiyatlar yükseldiğinde satabilmeyi öğreniyor olmamız lazım. Bunu hayat tarzına dönüştürürek konjönktürel dalgalanmalardan istifade edebiliriz” dedi. Öte yandan halka açıklık oranının da çok düşük olduğuna dikkat çeken Eraslan “Halka açık şirket sayımız 400’ü bulmamış öte yandan şirketlerin halka açık olan kısmı piyasa değeri 70 milyar dolar seviyesinde bir rakam görüyoruz. Bu rakamlar gelişmiş ülkelerde ortalama bir hisse senedi fonunun büyüklüğü ile karşılaştırılabiliyor ancak” diye konuştu.
Erarslan Türkiye ekonomisinin 2014’te yüzde 3-3.5 büyümesini beklerini de sözlerine ekledi.