Güncelleme Tarihi:
Hisarcıklıoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın katılımıyla gerçekleştirilen, TOBB ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından düzenlenen "Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye için Çıkarımlar" toplantısında yaptığı konuşmada, KKTC’nin ticaret, turizm, eğitim ve yatırımlar açısından Türkiye için önemli bir ortak olduğunu söyledi.
KKTC’nin, Türkiye’nin göz bebeği olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Bizi birbirimize bağlayan son derece güçlü tarihi, kültürel ve iktisadi bağlarımız var. İktisadi bağlarımızı daha da güçlendirecek bir potansiyelin olduğunu biliyoruz. Biz iş dünyası olarak, Kıbrıs Türklerinin zenginleşmesini istiyoruz. Kıbrıs Türklerine haksız yere uygulanan izolasyonların bunu yavaşlattığının farkındayız. Ama Kıbrıs Türklerinin çalışkanlığı ve azmi sayesinde zenginleşme süreci devam edecek. Kıbrıs Türk halkının zenginleşmesinin, çözüm çabalarına sağlayacağı katkının farkındayız. Kuzey Kıbrıs ekonomisini güçlendirecek ve daha fazla yatırım yapılmasına imkan sağlayacak ekonomik reformların önemini de biliyoruz."
Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının vereceği desteğin, çözüm süreci için büyük anlam taşıdığını da gördüklerini aktararak, "Biz Türkiye iş dünyası olarak, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Kıbrıs Türklerinin yanında olacağız. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman destekledik. Desteklemeye de devam edeceğiz." diye konuştu.
Doğrudan yabancı yatırımların, ekonomik kalkınma için hayati önemde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, uygun yatırım ortamı için TOBB ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın 2011 yılında KKTC hükümetine bir model önerdiğini, cumhurbaşkanı, başbakan, ilgili bakanlar, bürokratlar ve yabancı yatırımcıları aynı masa etrafında toplayan "Yatırım Danışma Konseyi" kurulduğunu anımsattı.
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’dan "Yatırım Danışma Konseyi" mekanizmasının devam etmesini istirham ettiklerini belirterek, "Kıbrıs’ın yatırım potansiyelini daha fazla kullanalım. Kıbrıs’a daha fazla yatırım götürelim. Ekonomisi güçlü olan Kıbrıs, çözüm müzakerelerinde daha güçlü olacaktır." şeklinde konuştu.
"KKTC RAHATLIKLA ULUSLARARASI BİR EĞİTİM ADASI VE ÇEKİM MERKEZ OLABİLİR"
Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB, Yunanistan Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odaları’nın bir araya gelerek Lefkoşa Ekonomik Forumu'nu kurduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Lefkoşa Ekonomik Forumu, çözüm müzakerelerine iş dünyasının desteğini vurgulamak açısından önemli bir platformdur. Kıbrıs ara bölgede, İstanbul’da ve Atina’da bir araya geldik. Tahkim, kuluçka merkezi, start-up weekend gibi somut işbirliği alanlarını konuştuk. Think-tank kuruluşumuz TEPAV, KKTC için kurumsal gözden geçirme projesi hazırladı. Tüm bu toplantıları, projeleri ve somut iş birliği fırsatlarını ortaya çıkaran diyalog platformunu sürdürmek istiyoruz.
Kıbrıs ekonomisi için turizm sektörünün önemini biliyoruz. Turizm sektöründe ciddi bir potansiyel var. Bu açıdan ben KKTC için Türkiye’nin turizm deneyiminin önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde, eğitim sektörü, özelikle de yükseköğretim sektörünün, Kıbrıs ekonomisine ciddi katkı sağladığını biliyorum. Eğitim sektöründeki gelişmeleri de memnuniyetle takip ediyoruz. Halen faaliyette olan 15 üniversitede geçen yıl yaklaşık 93 bin öğrenci vardı. Bu öğrencilerin 3’te biri Türkiye ve KKTC dışından gelen öğrencilerdir. KKTC rahatlıkla uluslararası bir eğitim adası ve çekim merkez olabilir."
Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası olarak, KKTC’ye daha fazla yatırım yapmak istediklerini ifade ederek, "Daha fazla karşılıklı ticaret olsun istiyoruz. Kıbrıs’taki çözüm çabalarınızı destekliyoruz. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de bir refah ve istikrar adası olmasını istiyoruz." dedi.
"KIBRIS TÜRK HALKININ MAĞDURİYETİNİN GİDERİLMESİ GEREKİYOR"
İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB sürecini aksatmak için bir araç olarak kullanıldığını belirterek, "Önümüzdeki ay 12'nci yılını geride bırakacağımız AB katılım müzakerelerinin istenilen hızda ilerleyememesinin temelinde de AB’nin bu stratejik hatası var. Halihazırda müzakereye konu 35 fasıldan 14’ünün açılması ve tamamının geçici olarak kapatılması, AB Konseyi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından (limanlar meselesi nedeniyle) bloke edilmiş durumda." ifadelerini kullandı.
Söz konusu blokajların, Türkiye-AB ilişkilerinin omurgasını oluşturması gereken katılım müzakereleri sürecinin etkinliğini büyük ölçüde azalttığını kaydeden Zeytinoğlu, "Bu durum yalnızca Türkiye’nin AB üyelik perspektifini değil, AB’nin güvenlik ve enerji arz güvenliği gibi hayati çıkarlarını da olumsuz etkiliyor. Blokajlardan kaynaklanan olumsuzluklar, enerji, dış politika gibi kilit alanlarda Türkiye ile müzakere sürecinden bağımsız diyalog süreçlerinin tesis edilmesiyle aşılmaya çalışılsa da bu girişimlerin katılım müzakereleri ile aynı etkiyi yarattığını söylemek zor." şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikri Toros ise Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varoluş ve refah mücadelesinin başarılı olması için sivil ve siyasi kurumların önyargılardan arınmış, bütünlük ruhu içinde hareket etmesi gerektiğini kaydetti.
Toros, adada ekonomi odaklı güven artırıcı politikaların hayata geçirilmesinin Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu yönde etki edeceğini, gerçek ve kalıcı güvenliğin ortak menfaatler ve bölgesel iş birliğiyle gerçekleşebileceğini söyledi.